Düşünceli bir şekilde yurda doğru yürüdüm. Hatıra yönetme gücüm vardı fakat onu nasıl kullanacağımı bilmiyordum. Kızın yanındayken kendi kendine olmuştu. Ya da içimden düşündüğüm şeyler yüzünden olmuştu. Emin değildim.
Acaba kendi hatıralarımı da yönetebilir miydim? Ya da gücümü istediğim zaman kullanabiliyor muyum?
Sokak arasına geldiğimde duraksadım. Etrafı kolaçan ettikten sonra gözlerimi duvara dikip odaklanmaya çalıştım. Belki kendi hatıralarımla da oynayabiliyordum. Ama hangi hatıramı silecektim? Ya da hangi hatıramı düzeltecektim? Aklıma ilk gelen şeyle gözlerimi yumdum.
Lütfen, lütfen insnaların söylediği kötü şeyleri unutayım.
Gözlerimi açıp etrafıma bakındım. Mavi ışık yoktu ve kötü hatıralar hala yerindeydi. Kendimde işe yaramıyor muydu? Ya da becerememiş miydim? Peki ya olsaydı ne olurdu? Kötü hatırayla beraber başka bir hatırayı daha kaybedecektim.
Kaybedeceğim hatıranın büyüklüğünü bilmiyordum. Belki ufak bir hatıra olacaktı. Belki de Jimin'i unutabilirdim. Bunu gücümü kullanmadan önce iyice düşünmem gerekirdi. Jimin'i unutma düşüncesi bile canımı çok yakmıştı.
Jimin'e değer veriyordum. Bunu onu korumamdan dolayı mı olup olmadığını bilmiyordum. Jimin'de bana karşı birşeyler hissediyordu. Bunu uzun zaman önce anlamıştım ama şu son zamanlarda onunla aramız öncesinden daha çok açılmıştı.
Jimin'le eskisi gibi olmadığımızı biliyorum ve bu beni çok üzüyor. Onunla yan yana olduğumuz zamanlar azdı. Ya kendisi yurt için birşey almaya gidiyordu ya da başkalarının yanında oluyordu.
Jungkook'la da eskisi gibi değildik. Hepsi artık çok meşguldü. Belki de benim işe başlamak istememin bir nedeni de buydu. Onlar birşeylerle meşgulken ben boş boş etrafta geziyordum. Onlara hiçbir yararım olmuyordu.
İşe girme konusunda kararlıydım. Host'luğun ne olduğunu bilmiyordum ama yapacaktım. Eğer çok para kazanıp Jimin'e güzel bir hayat sunabileceksem hemen başlayabilirdim.
Jimin benim herşeyimdi. Var olma nedenimdi. Ona bağlanmıştım. Er ya da geç hayatından çıkacaktım ama o zamana kadar onun yanında olmak istiyorum. Her zaman onun yanında olup onunla vakit geçirmek istiyorum. Ama bunu bu zor şartlar altında yapmamız pek mümkün olmuyordu.
İç çektiğim sırada yurda gelmiştim. Şapkamı hala neden taktığım konusunda bir fikrim yoktu. Belki de insanların soracağı sorular yüzündendi. Ya da atacakları iftiralar. Halbuki takmamayı ben istemiştim ama hala takıyordum.
Yurdun kapısını açıp içeri girdim. Jimin'lere yeni gücümü nasıl söyleyecektim? Onlara kız olayından bahsedemezdim. O zaman yaşlı adamı mı kullanmalıydım? Ama ne diyerek?
İç çekip merdivenlere oturdum. Belki de onlara gücümden bahsetmem için gücümü kızın dışında birinde kullanmam gerekiyordu. Ya da onlara kız olayını anlatacaktım.
-Tae hyung.
Jean'ın sesi geldiğinde gözlerimi ona çevirdim.
-Hey, burada ne yapıyorsun?
Jean birkaç merdiven inip yanıma oturdu.
-Biraz hava almak istemiştim.
Kafamı salladığımda gözlerimi kıstım. Bu elime geçmiş bir fırsattı değil mi? Jean'ın hafızasından geçmişte yaşadığımız anıyı silebilirdim bu sayede daha güvende olurduk.
-Aslında...
Jean konuşunca düşüncelerimden kurtulup ona döndüm.
-Asker olmaya senin sayende karar verdim hyung, teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of The Past ➳ Vmin
FantasíaDaha çok küçük yaşta olmasına rağmen bir melek bir insanı koruyabilir mi? Kim Taehyung çok küçük yaşta olmasına rağmen bir insanı korumak için dünyaya gönderilmişti. Tek amacı ne olursa olsun Park Jimin'i korumaktı. Bu yolda ilerlerken önlerine bir...