1.3~Kurbağalar~

396 44 38
                                    

-Taehyung!

Seon Woo'nun sert sesi kulağıma geldiğinde gözlerimi bana çarpan adamdan çekip koşarak yanımıza gelen Seon Woo'ya çevirdim.

-Neler oluyor burda?

Sert bir ifadeyle şişko adama bakarken elimdeki kağıdı ona uzattım.

-Bana iş teklifinde bulundu.

Seon Woo kağıdı alıp incelerken adam üzerini düzeltti.

-Geçenlerde bir falcıya uğramıştım. İşim batıyordu ve ben soluğu falcıda aldım. O yaşlı kadın bana sıradışı bir çocukla karşılaşacağımı ve o çocuğun kurtuluşum olacağını söyledi. Sen o sun, benim kurtuluşumsun. Lütfen teklifimi kabul et. Sana istediğin kadar para veririm.

Kaşlarımı çatıp bakışlarımı yanımıza gelen Jungkook'a çevirdim.

-Neler oluyor?

Seon Woo kağıdı cebine sıkıştırıp gözlerini Jungkook'a çevirdi.

-Bunu evde konuşuruz. Hadi, gidiyoruz.

Seon Woo bileğimden tutup beni peşinden sürüklerken diğerleri de arkamızdan geliyordu.

-Artık kolumu bırakabilirsin.

Düz bir ifadeyle konuştuğumda Seon Woo bileğimi bıraktı.

-Şapkan açıldı değil mi? Tanrım ne kadar dikkatsizsin!

Sinirle ellerini saçlarından geçirdi.

-Bunu bilerek yapmıyorum. Bana çarpıyorlar ve doğal olarak da düşüyorum. Ne yapmamı bekliyorsun.

Yüz ifademi sabit tutarak ona baktım.

-Çabala.

Kafamı iki yana salladım.

-Bunu giymekten bıktım artık. Kaçmaktan da bıktım.

Seon Woo birkaç adım atıp tam karşımda durdu.

-Başka şansın yok.

Kafamı iki yana salladım.

-Var. Yaşlı adamın tanıdığı polis var. Polis bizi korur.

Seon Woo kafasını iki yana sallayıp arkasını döndü.

-Polisin bizimle uğraşacağını sanmıyorum, onların daha önemli işleri var.

Yurda doğru yürümeye başladığında iç çektim. Kaçmak istemiyordum, gerekirse onlarla savaşırdım fakat kaçmaktan yoruldum.

Jungkook'da Seon Woo'nun arkasından ilerlediğinde Jimin yanıma geldi.

-Sabret Taehyung.

Gülümseyip Jungkook'un arkasından ilerlediğinde o an yurda gitmek istememiştim. Sadece, daha fazla konuşmak istemiyordum. Kafamı dinlemek istiyordum. Bu yüzden onların tam aksi istikametinde yürümeye başladım.

Ne kadar yürüdüm bilmiyorum fakat sonunda karşıma ufak bir göl çıkmıştı. Göl görmeyeli uzun zaman olmuştu. Bu yüzden gölün yanına ilerledim ve büyük bir taşın üzerine oturdum.

Gölü izlerken gözüme gölün etrafındaki kurbağalar takılmıştı. Gülümseyerek kurbağalara bakarken gölün diğer tarafındaki silüeti fark ettim. Bu bir kızdı. Bizden çokça büyük bir kızdı. Karşıdaki taşa oturdu ve gözünü göle dikti.

Gözlerimi ayırmadan onu izlerken gözlerinden akan yaşları fark etmiştim. Sessiz sessiz ağlıyordu.

Gözümü kızdan çektim ve göle çevirdim. Şu zamana kadar ağladığımı hatırlamıyordum.

Angel Of The Past ➳ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin