1.5~İş~

394 51 58
                                    

-Tae hyung.

Arkamdan gelen Jean'ın sesiyle gülümseyerek ona baktım.

-Bugün diğerleriyle birlikte yemek yiyorsun.

Gülümseyerek söylediği şeye karşın bende gülümsedim ve oturduğum yerde biraz yana kayıp oturması için yer açtım ve o da oturdu.

-Günaydın.

Gülümseyerek hepimize baktığında bizde gülümseyerek onu yanıtladık.

-Günaydın.

Herkes yemeğine devam ederken Jean heyecanla bana bakıyordu.

-Hyung bugün şapkanı takmamışsın.

Kafamı sallayıp onu onayladım.

-Havalar sıcak ve bende bunalıyorum.

Jean beni başıyla onayladı.

-Böyle daha iyi hyung. Gözlerin gerçekten de çok güzel.

Yüzünü bana yaklaştırıp gülümseyerek gözlerime bakarken güldüm ve elimle alnından ittirip onu kendimden uzaklaştırdım.

-Saol.

Yemeğimden bir kaşık daha aldığımda Seon Woo yemeğini bitirmiş ve ayağa kalkmıştı.

-Ben odadayım.

Jimin'e bir bakış atıp yanımızdan ayrıldığında gözlerimi Jimin'e diktim. O da bunu hissetmiş olacak ki gözlerini yemeğinden çekip bana çevirdi. Gözleriyle yemeğimi işaret edip kendi yemeğine döndü. Bende onu dinleyip yemeğimi yemeye devam ettim.

-Hyung biliyor musun? Dün yurdun yöneticisine gidip askerlik hakkında birşeyler sordum.

Ağzımdaki lokmayı yutup gözlerimi hevesle birşeyler söyleyen Jean'a çevirdim.

-Öyle mi? Ne dedi peki?

Jean gururla gülümseyip oturduğu yerde dikleşti.

-3 yıl sonra asker olabilirmişim hyung. (Zaman konusunda kararsızım, gidişata göre değiştirebilirim.)

Kocaman gülümsediğinde bende ona aynı şekilde karşılık verdim.

-Çok çabuk büyüyorsun Jean.

Elimle saçlarını karıştırdığımda Jean kıkırdadı.

-Yediyseniz gidelim.

Jungkook konuştuğunda ağzımdaki lokmayı yuttum.

-Bu arada aferin Jean, senden çok güzel asker olur.

Jungkook gülümseyerek Jean'a baktığında Jean da gülümsedi.

-Teşekkürler Jungkook hyung.

Ayağa kalktım ve tabağımı elime alıp tezgaha ilerledim. Jimin'de arkamdan geldiğinde tabağımı tezgaha bıraktım.

-Gözlerin çok güzelmiş, birtarafım.

Kendi kendine mırıldandığında gülümsedim. Park Jimin gerçekten kıskanç biriydi fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu.

-Hadi!

Jungkook bağırdığında Jimin önümden geçip Jungkook'un peşinden ilerledi. Bende gülerek peşlerinden ilerledim.

Odaya vardığımızda Seon Woo camın önünde dışarı bakınıyordu.

-Pekala ne konuşacağız?

Kapıyı arkamdan kapattığımda Seon Woo bize döndü.

-Oturalım.

Yere oturduğunda bizde karşısına oturduk.

Angel Of The Past ➳ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin