-Tae hyung.
Arkamdan gelen Jean'ın sesiyle gülümseyerek ona baktım.
-Bugün diğerleriyle birlikte yemek yiyorsun.
Gülümseyerek söylediği şeye karşın bende gülümsedim ve oturduğum yerde biraz yana kayıp oturması için yer açtım ve o da oturdu.
-Günaydın.
Gülümseyerek hepimize baktığında bizde gülümseyerek onu yanıtladık.
-Günaydın.
Herkes yemeğine devam ederken Jean heyecanla bana bakıyordu.
-Hyung bugün şapkanı takmamışsın.
Kafamı sallayıp onu onayladım.
-Havalar sıcak ve bende bunalıyorum.
Jean beni başıyla onayladı.
-Böyle daha iyi hyung. Gözlerin gerçekten de çok güzel.
Yüzünü bana yaklaştırıp gülümseyerek gözlerime bakarken güldüm ve elimle alnından ittirip onu kendimden uzaklaştırdım.
-Saol.
Yemeğimden bir kaşık daha aldığımda Seon Woo yemeğini bitirmiş ve ayağa kalkmıştı.
-Ben odadayım.
Jimin'e bir bakış atıp yanımızdan ayrıldığında gözlerimi Jimin'e diktim. O da bunu hissetmiş olacak ki gözlerini yemeğinden çekip bana çevirdi. Gözleriyle yemeğimi işaret edip kendi yemeğine döndü. Bende onu dinleyip yemeğimi yemeye devam ettim.
-Hyung biliyor musun? Dün yurdun yöneticisine gidip askerlik hakkında birşeyler sordum.
Ağzımdaki lokmayı yutup gözlerimi hevesle birşeyler söyleyen Jean'a çevirdim.
-Öyle mi? Ne dedi peki?
Jean gururla gülümseyip oturduğu yerde dikleşti.
-3 yıl sonra asker olabilirmişim hyung. (Zaman konusunda kararsızım, gidişata göre değiştirebilirim.)
Kocaman gülümsediğinde bende ona aynı şekilde karşılık verdim.
-Çok çabuk büyüyorsun Jean.
Elimle saçlarını karıştırdığımda Jean kıkırdadı.
-Yediyseniz gidelim.
Jungkook konuştuğunda ağzımdaki lokmayı yuttum.
-Bu arada aferin Jean, senden çok güzel asker olur.
Jungkook gülümseyerek Jean'a baktığında Jean da gülümsedi.
-Teşekkürler Jungkook hyung.
Ayağa kalktım ve tabağımı elime alıp tezgaha ilerledim. Jimin'de arkamdan geldiğinde tabağımı tezgaha bıraktım.
-Gözlerin çok güzelmiş, birtarafım.
Kendi kendine mırıldandığında gülümsedim. Park Jimin gerçekten kıskanç biriydi fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu.
-Hadi!
Jungkook bağırdığında Jimin önümden geçip Jungkook'un peşinden ilerledi. Bende gülerek peşlerinden ilerledim.
Odaya vardığımızda Seon Woo camın önünde dışarı bakınıyordu.
-Pekala ne konuşacağız?
Kapıyı arkamdan kapattığımda Seon Woo bize döndü.
-Oturalım.
Yere oturduğunda bizde karşısına oturduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of The Past ➳ Vmin
FantasyDaha çok küçük yaşta olmasına rağmen bir melek bir insanı koruyabilir mi? Kim Taehyung çok küçük yaşta olmasına rağmen bir insanı korumak için dünyaya gönderilmişti. Tek amacı ne olursa olsun Park Jimin'i korumaktı. Bu yolda ilerlerken önlerine bir...