4.Bölüm: Cehennem Prensi..

176 65 11
                                    

Eveett

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eveett. Kitabımızın başrolleriii aslında en başında yayınlamak isterdim amaa maalesef başrollerimiz bu bölümde birbirlerini buluyorlar. Ulaş Soylu ve Mehir Umaç . İyiii okumalar :)

4.Bölüm: Cehennemin Prensi
*Hayat şansın ve tesadüfün ürünü değildir.*

Tatlı uykumdan alarm sesi ile uyandım. Baş ucumda duran telefonu alıp alarmı kapattım ve saate baktım. Kahretsin! bu alarmın tam 10. kez çalışıydı. Geç kalmıştım. İnanamıyorum , ilk günden geç kalmak mı !? Hiç uyanmak istemezdim ama mecburdum. Kendime en yakın zamanda fakülteden sonra iş bakmam gerekirdi. Banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Bavulumdan bir tshirt kot pantalon ve ceket çıkardım.Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Makyaj pek yapmazdım ama bu solgun ruhsuz cildime az da olsa gerekliydi. Hafif bir maskara ve ten rengi ruj sürüp kapıya ilerledim. Ayakkabılıkta duran spor ayakkabılarımı çıkarıp giydim. Aklıma Batuhan ile karşılaşmamız gelince yüzümde ufak bir gülümseme oluşmuştu. İyi biriydi ,iyi bir arkadaştı. Bu sefer karşılaşmamıştık. Binadan hızlıca çıkıp otobüs durağına gittim. Çantamdan çıkardığım kulaklığımı takıp " Kaan Boşnak - Yorgunum ve Ağrılar "şarkısını açtım ve otobüs beklemeye başladım ki otobüs gelmişti. Adım atarak içeriye göz attım. Şanslıydım cam kenarı boştu.. Başımı cama yaslayıp şarkının sözlerine daldım.

'Bir sabah gün doğmadan evden çıkmış ve geri dönmemiş gibiyim..' diyordu şarkı ve devam ediyordu

'İçimde kalmış ne varsa ne yoksa hepsini söylemiş gibiyim ..'

"Yorgunum ve ağrılar kırıklarım var eziklerim çiziklerim... " diyordu.

Okulun önüne gelince otobüsten inip fakülteye doğru ilerledim. Böyle günler benim "bir bela mıknatısı" için hep zor olmuştu. Her an bir aksilik olabilirdi . Hatta ben bu şansızlıkla bugün fakülteden bile atılabilirdim. Fakültenin içine girdim ve Amfi 3 salonunu aramaya koyuldum. Geç kaldığım yetmezmiş gibi bir de o telaşla salonu bulamıyordum. Dikkatsizliğimden dolayı birine çarpmıştım ve o an elimdeki dosya yere düşmüştü.Eğilip aldığım sırada kafamı yavaşça yukarı kaldırdım.

"Ah, çok pardon ..." diye söylenirken karşımdaki çocukla göz göze geldim. Ah hayır bu , çocuk bana ilk gün yardım eden çocuktu. Fakültede müdürün odasını ararken bir çocuk bana çarpmıştı ve oda iyi olup olmadığımı sormuştu. Ona müdürün odasını sorduğumda da "Çok aramışsın belli kafanı kaldırman yeterli olacaktır" demişti. Anlamamıştım. Daha sonra kafamı kaldırdığımda gördüğüm müdür yazısı ile rezil olduğumu anlamıştım.
Kulağıma doğru eğilip"Derin derin düşünmek yerine etrafına daha dikkatli bakmalısın"diyerek yanımdan çekip gitmişti."Sen o gün ki çocuksun. Çok özür dilerim acelem vardı." diye mırıldandım.

"Şu tesadüfe bak seni görmeyi beklemiyordum , daha doğrusu bana çarpmanı beklemiyordum."diyerek gülümsedi.

"Bende seni görmeyi beklemiyordum..Iım şey çok acelem var Amfi 3 sınıfını arıyorum nerede biliyormusun?" karşımdaki kızıl saçlı çocuğun o an yüzünde minik bir gülümse oluştu dudağının kenarı yukarı kıvrıldı.

Ayın Son IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin