Karanlık

145 67 26
                                    

Bazen kendinizi bir boşlukta bulursunuz . Tutunacak bir zemin ararsınız ama o zemin yoktur. İşte o zaman anlarsınız bir hiçlikte olduğunuzu . Ve evet hayatım tekrardan b..ka sarıyor.
~

Nerede olduğumuzu bilmiyordum . Tek görebildiğim ise hiçlikti.

On üç yıl önce

"Baba korkuyorum"

"Ağaahh sakin ol kızım sadece bir elektrik kesintisi . Eminim ki kısa bir sürede düzeltilir. "

Kendimi korkuyla babamın kucağına attım. O ise bana sıkı sıkı sarıldı.

"Korkma benim küçük kızım. Küçük olabilirsin ama güçsüz değilsin. Sana söz veriyorum tüm karanlıklarına ışık tutucağım."

Babamın kucağında ağlarken sözlerini işittiğimde ağlamam kendiliğinden durdu. Ona güveniyordum ve o güveni hiçbir şey kıramazdı. Hayat hariç...

Günümüz

Önüm resmen zifiri karanlıktı. Eminim ki mavi gözlerim şuan parlıyordur. Çünkü ortalıkta bir ışık süzmesi aramak için gözlerimi olabiliğince açıyordum.

Evet gözlerim mavi, saçlarım tenimin zıttına simsiyah. Görenler hep boya olduğunu sorguluyordu ama doğaldı. Tenimse hiç güneş görmemiş gibi beyazdı.

Tenim beyazdı ama hayatım , yaşamım aynı saçlarım gibi siyahtı .

Önümü görmeme daima engel olan bir renk...Bu yüzden siyahı hiç sevemedim. Ama onunla yaşamaya mecburdum.

Miraç' ın laflarından ve o lama kılıklının söylediklerinden sonra yine şuurumu kaybetmiş ve kendimi bu zifiri karanlıkta bulmuştum.

Burda tek miydim bilmiyordum ama artık bir ışık istiyordum.

Baba, hani tüm karanlıklarıma ışık tutacaktın ...

Artık gözlerim koyu karanlığa alıştığı için etrafı az da olsa seçebiliyordum.

İlerde yapılı bir silüet gördüm. Korku şakaklarımdan bacaklarıma doğru sinsi bir düşman gibi saldırdı.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Ve ya da onun kim olduğunu. Bana zarar verip vermeyeceğini.

Deli gibi korkuyordum. İlk defa bu kadar korkuyordum.

Bir anda ortam aydınlandi . Gözlerim karanlığa alıştığı için yüksek voltajdaki ışık gözlerimin yanmasına neden oldu.

Ama o silüetin kime ait olduğunu öğrenmek için gözlerimi zorlayarak o tarafa bakmaya çalışıyordum.

Bir süre sonra gözlerim ışığa alıştı artık yüzünü seçebilirdim. Sarıya çalan saçlar ve bir çift yeşil göz. Tahmini olan ?

Evet doğru tahmin Miraç.

Elleri cebinde gözlerini bana dikmişti. Ne yalan söyliyim ondan ürküyordum. Ama korktuğumu bilmemeliydi.

Bir köpeğe ne kadar korktuğunuzu gösterirseniz o kadar saldırmaya heveslenir. Sert davranıyordu . O zaman bende sert olurdum . Öylece bakıyor ve tek kelime söylemiyordu . Daha fazla iğrenti bakışlarına katlanamayıp sessizliği bozdum . " Ne işim var burda . Nasıl bir psikopatsın sen . Eğer bana bir şey yapmaya kalkarsan - " işaret parmağımı tehdit anlamında sallayacakken bileğimdeki zinciri fark ettim . Ahh gerçekten mi ve ben bunu şimdi fark ediyordum . "Ne bağladiniz beni hayvan gibi be. Sizi süründürücem . Buna pişman olacaksınız . Elimden kurtul-" "ehh kapa o s.... Çeneni . Yoksa ölümü daha erken tadarsın " . Dilim bıçakla kesilmiş gibi susmuştu . Bu adamdan nefret ediyordum . Kendimi zorlayarak "n-ne istiyosunuz benden . Para mı ? Çok basit halledebilirim bu konuyu ." "Ne mi istiyorum Lavinia? " Güldü , "ruhunu !" .Lavinia... Bu kelime tanıdıktı .
11 yıl önce...
"Baba, bu da ne demek ? "
"Ahhh , demek kitaplarımı karıştıyosun seni yaramaz" dedi yüzündeki gülümsemesiyle "sadece bu kitap ilgimi çekti babacığım , ne demek bu kelime , daha önce hiç duymamıştım."
"Lavinia... Ölüm Çiçeği , ölüm gibi hem güzel hem tehlikeli... "

*Günümüz
Bana Ölüm Çiçeği demişti . Belkide öldüreceği için demişti . Ama gerçek anlamı bu değil. Tam bir cahil .
Peki ya ruhumu derken ne demek istemişti ? Sustum . Konuşursam daha çok korkacağımdan adım gibi emindim.
Gözlerini gözlerime dikti. Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirip "söylesene Lavinia yaşamayı seviyor musun ?" vereceğim cevabı bekliyordu .
" Hayır " bu cevaptan emindim m yaşamayı sevmiyor hatta nefret ediyordum.
"Peki o zaman neden hala hayattasın" tükürür gibi söylemişti . Sahi neden hayattaydım ki . Verecek bir cevap bulamadım . Yine sustum. Sesini kıstı "ben biliyorum " yutkundu bu sefer sesini olabildiğince yükseltip "çünkü korkuyorsun . Hayatı sevmiyor nefret ediyosun ama ölümden korkuyorsun."
Saçlarımı kavrayıp geri çekti yüzünü yüzüme yaklaştırıp "ama merak etme Lavinia , öyle bir soya sahipsin ki sana bu konuda yardımcı olucam . Ölümden korkmayı bırakacak , ölüm için yalvaracaksın . Sana söz veriyorum." Yine tükürür gibi söylemişti. Saçımı bıraktığında gerçekler yüzüme tokat gibi inmişti . Haklıydı yaşamayı sevmiyor ama ölümden korkuyordum. Baba...ben hiç te güçlü bir kız değilim...
Burnumda bir sıvının sıcaklığını hissettim . Elimi götürdüm. Kan . Şuurumu daha fazla ayakta tutamayıp saldım . En son gördüğüm yeşil gözlerdi ve son duyduğum "söz veriyorum Lavinia ölüme aşık olacaksın"....

•Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa ama devamı yakında merak etmeyin canlar 😘👌

•Umarım buraya kadar bir sorun yoktur . Görüşlerinizi ve fikirlerinizi eksik etmeyin ✔️✔️

•Ama sevgili okurlarım yıldızlarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz lütfen . Onlar bu hikayenin kalbi unutmayın 🌸🌸

•Hala takip etmeyip sadece okuyup geçenlerede ricam lütfen takip . Alimizi büyütelim 😊🌹

•Yeni bölüm de görüşmek üzere ballar 🍫🍯




LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin