Güneş, tüm asabiyetiyle, acımasızca kendini gösterirken, üzerimdeki sütlü kahve rengi yazlık elbisem bile terlememem için yeterli değildi. Babam her ne kadar beni bırakmak istese de yürümeyi tercih ederek aptallık ettiğimin farkına vardım.
Fakülteye girmek üzereyken çalan telefonumun melodisi kulaklarımı doldurmaya başladı. Çantamın içindeki karmaşadan telefonumu çıkarıp, arayan kişinin ismini görünce sebepsizce gülümsedim.
"Alo!"
"Günaydın ballı börek sütlü çöreğimmm! Nerdesin? Seni bekliyoruz."
"Şimdi giriyorum fakülteye bebeğim, yemekhanede misiniz siz?"
"Aynen. Efe ayısı yine kahvaltı yapmamış, onun için bizde indik." Telefonun arkasından Efe'nin "İzem bunlar benim yemeğime eşlik etmiyorlar!" diye sitem ettiğini duyup kıkırdadım.
"Bende yemek yemedim, ordayım birazdan." diyerek telefonu kapattım ve hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim.
Birkaç dakika sonra yemekhaneye indiğimde bizimkileri görerek yanlarına gittim. "Günaydıınn!" diye neşeyle cıvıldarken Efe'nin yanağına da sulu bir öpücük bırakıp önündeki patateslerden bir tanesini ağzıma attım.
Bu neşeli halime hepsi şaşkınlıkla bakarken Efe'nin mızmızlanmasıyla ona döndüm. "Kızım salya yaptın her tarafımı be!"
Efe'nin yakınmalarına gülerken Yahya "Günaydın güzellik." diyerek ona bakmamı sağladı. "Bu neşeli halinin nedeni ne, söyle bakalım."
Kızlara sarılırken "Hiiç, bir nedeni yok, öylesine gereksiz bir mutluluk var içimde" dedim ve Didem'in yanaklarını sıkmaya başladım.
Onlar konuşmalarına devam ederken karnımın iyice acıktığını fark ederek yanlarından ayrıldım ve yemeklerin olduğu tarafa yürümeye başladım. Peşime takıldığını yeni anladığım Yahya'ya yandan bir bakış atıp gülümsedim ve o da kolunun birini omzuma atarak yürümeye devam etti. "Şu açık kızıl saçlarını salık bir şekilde göremeyecek miyiz biz? Hep topuz yapıyorsun."
"Seviyorum çünkü, açık olunca sürkeli ağzıma giriyor. Hem yakışmıyor mu ki topuz?"
"En çok sana yakışıyor topuz." dediğinde gülümsedim ve yemek almaya başladım.
Yahya ile üniversitenin ilk günü tanışmış ve o günden beri iyi bir dostluk kurmuştuk.
Efe ile çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız ve oldukça yakınızdır. Aynı üniversiteyi tutturmamız da dostluğumuzu iyice pekiştirmişti.
Didem, Çisem ve Eymen ile de zamanla tanışıp, kaynaşmıştık. Didem ve Eymen uzun süredir sevgililer ve oldukça güzel bir çiftler. Çisem'in ise Yahya'dan hoşlandığını fark ediyorum ama henüz birşey söylemediği için emin olamıyorum.
Yemekleri aldığımda Yahya elimdeki tepsiyi alarak benimle beraber masaya doğru yürümeye başladı.
Masaya geçtiğimizde bir yandan konuşuyor bir yandan yemek yiyor, aynı zamanda da paylaşacağım fotoğrafı ayarlamaya çalışıyordum. Elimin içinde titreyen telefonum ile bildirim çubuğunu indirdim ve gelen mesaja girdim.
Gönderen: Anamın kızı
Güzelim birazdan geliyorum fakülteye. Bu arada yanımda sürpriz birisi daha var haberiniz olsun. (10.09)
Gelen mesajın üzerinde çok fazla durmayarak fotoğrafımın son ayarlamalarını da yaptım ve paylaştım.
izemaksel: Güneşi söndüremiyor muyuz?
82 yorum
efegurbuz: Waffle mı senin o önündeki?
izemaksel: @efegurbuz Ayı sksjzks
doymadın mı hala?didemmese: Bizsiz yemeğe gidenlerin
yedikleri boğazında kalsın.yahyademirbass: Topuzun lens mi?
izemaksel: @yahyademirbass Sal artık
topuzumu.asminaksel: Ayıptır söylemesi ben
çektim bu fotoğrafı. 😎badboy368: @asminndincer Çeken
kişiye değil, modele bakarız biz.yahyademirbass: @badboy368 O bakan
gözlerin yerlerinden çıkmadan önce terk
et burayı.
°°°°°°°°°°°°°°°Yemeğimi bitirdikten sonra hep beraber fakültenin bahçesine çıkmaya karar verdik ve oradaki kamelyalardan birine oturduk.
Biraz önce Asmin'den tekrar nerede olduğumuzu sorarcasına bir mesaj almış ve bahçede olduğumuzu söylemiştim.
Az sonra Asmin'in sesini duyunca Çisem'in saçıyla oynamayı bırakıp kafamı kaldırdım. Asmin'in yanındaki ultra yakışıklı çocuğu görünce duraksasam da hemen toparladım. Kabul ediyorum, hayran kalınacak derece bir yakışıklılığı vardı, ama bana neydi ki sonuçta?
Herkesin onları selamladığını görünce bizimkilerin, onu tanıdığını anladım. Asmin koşarak yanıma gelip boynuma kollarını dolayınca kendime gelerek ona sıkıca sarıldım.
Asmin'in omzuna gömdüğüm başımı kaldırdığım an onunla göz göze gelerek sekteye uğrasam da kendimi toparlayarak Asmin'e döndüm. "Nasılsın bebeğim?"
"Sabah beraberdik İzem? Neyse, bende seni bugün biriyle tanıştıracaktım. Aslında bizim çocuklar tanıştı ama sen daha tanışmadın."
Kafamı sallayarak ona döndüğümde zaten üzerimden ayrılmayan gözleriyle karşılaştım. Ah Tanrım! Gerçekten mükemmel bir yüzü var.
Elini uzaratak konuştu. "Kaya ben, Kaya Gümüşay." Sesinin güzelliğine kapılmadan dediklerini anlamaya çalıştım. Kaya mı demişti o? İsmi Kaya mıymış? Güzel isimmiş he! Soyadı neymiş? Gümüşay! Kaya Gümüşay! Kaya Gümüşay mı!? Yoksa o...
"Evet şehrin en büyük mafya babasının oğlu Kaya Gümüşay benim. Şimdi o açık ağzını kapat ve bana kendi ismini söyle." diyerek yüzüne alaylı bir ifade kondurduğunda kendime gelerek ona döndüm.
Dişlerimle alt dudağımı ıssırırken, birkaç saniyedir havada olan elini tuttum ve konuştum. "İzem ben, İzem Aksel."
▪️◾◼️
Okuduğunuz için teşekkürler. *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus Ruhlar
Teen Fiction"Şaka yaptığını söyle!" dedim gözlerimdeki yaşlar bağımsızlığını ilan edercesine gözlerimden akarken. "Lütfen..." Yüzündeki hiçbir zaman görmediğim sert ifadeyle kalbimi parçalamak istercesine konuştu. "Şaka falan değil İzem! Ben tehlikeliyim, ve se...