1 hafta sonra
Kaya, o gün ben arabadan indikten iki saniye sonra toz olmuştu ve biz neredeyse hiç konuşmamıştık. Sadece bizimkilerin yanında birkaç kez nasıl olduğumu sormuştu. Bende ona kısa cevaplar vermiştim ama kendine nasıl olduğunu sormamıştım.
Farkındayım, ona sadece telefonumu karıştırdığı için fazla soğuk davranıyordum. Ama bence bunun nedeni sadece telefon değil, partide dans ederken bana söyledikleriydi.
Senden uzak durmalıyım. Aksi takdirde üzülürsün, acı çekersin.
Buna o kadar kafa yormuştum ki, telefon sadece patlama nedenimdi.
Her neyse şuan çocuklarla beraber okuldaki basketbol maçını izlemeye iniyoruz. Kaya yanımızda değil çünkü kendisi takımda oynuyor. Bizde çocukların dediğine göre onu desteklemek için gidiyormuşuz...
Spor salonuna girmemle, üşümem eş zamanlı olmuştu. Üzerimde kalın askılı bir atlet ve altımda şort vardı. Sabah hava çok güzel olduğu için böyle giyinmemde bir sakınca olmadığını düşünmüştüm ama spor salonundaki klimalar benimle aynı şeyi düşünmüyorlardı.
Üşümemi düşünmemeye çalışarak bizimkileri takip ettim ve tribünlerde orta sıralarda bir yere oturduk.
Maç başlamak üzereydi. Oyuncular sırayla basket sahasına çıkarken, onu görerek duraksadım. Üzerine bir sweatshirt giymişti.
Allah'ım neden gördüğüm bütün sweatshirtler harika oluyor? İnsanlar nereden buluyor böyle güzel şeyleri? Neyse elalemin ay pardon Kaya'nın sweatshirtünü izlemeyi bırakıp yüzüne baktım.
Hass! O da bana bakıyordu.
Hemen gözlerimi diğer oyunculara çevirerek onu umursamamaya çalıştım.
Birkaç şey daha yapıldıktan sonra maç başlamıştı. Bir yanımda Asmin, diğer yanımda Yahya oturuyordu ve ikisi de Kaya'yı desteklemek için öyle bağırıyorlardı ki, Kaya bu maçı kazanmazsa ayıp ederdi. Yahya'nın yanında oturan Efe ve diğerlerine bakmak istemiyordum bile. Bu ne yahu! Beni böyle destekleseler bırak basketbol maçını kazanmayı, uzaya bile uçardım.
En son Efe'nin, Yahya'nın sırtına çıkıp orada bağırdığını görünce daha fazla dayanamayıp maça döndüm. Evet Kayaların takımı 5 sayı öndeydi.
Kaya, zıplayıp bir smaç bastığında, aralarında bir sayılık fark daha oluşmuştu.
O değil de Kaya nasıl yetişti o potaya be!
Ben bırak o potaya yetişmeyi, topu tek elimle bile tutamazdım.Yanımdakiler hunharca bağırırken, oturduğum yerden sanki belgesel izliyor gibi onlara baktım.
Birkaç sayı daha atıldığında ilk yarı bitti ve tabiki Kayaların takımı ilk yarıyı kazandı. İkinci yarı için hazırlanırken kaya kenarda duran çantasını aldı ve bir pet şişesi suyu tek dikişte bitirdi.
Ardından elindeki havluyla saçlarını kurulayıp bana baktı. Bu sefer gözlerimi kaçırmayacaktım. Ona bakmaya devam ederken eliyle gel işareti yaptı. Bana mı yapmıştı o? Yok yok şuradaki basketbol kaptanına yapmıştır. Bana niye yapsın canım.
Tip tip suratına bakarken elini cebine attı ve telefonunu çıkarttı. Al işte bana demiyor demiştim.
Ona daha fazla bakmayarak, üşüyen kollarımı elimle ısıtmaya çalışırken, bir yandan da yanıma bir hırka almadığım için kendime kızıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/225182363-288-k724362.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus Ruhlar
Novela Juvenil"Şaka yaptığını söyle!" dedim gözlerimdeki yaşlar bağımsızlığını ilan edercesine gözlerimden akarken. "Lütfen..." Yüzündeki hiçbir zaman görmediğim sert ifadeyle kalbimi parçalamak istercesine konuştu. "Şaka falan değil İzem! Ben tehlikeliyim, ve se...