Multimedya: İzem ve Kaya
▪️◾◼️
Kaya'nın ağzından;Yemekhanenin camından dışarıya bakarken İzem'in okula girdiğini gördüm ve elime telefonu alarak sanki onu görmemiş gibi mesaj yazdım.
Gönderilen: Perçemli
Okula geldiğinde yanıma gel perçemli, sana bir şey vereceğim. Ben yemekhanedeyim.
Ona, dün sahildeyken bileğine bağladığı, ama sonradan farkına varmadan düşürdüğü bandanasını verecektim. Bandana her ne kadar İzem gibi koksa da, onunla konuşmak için bu yolu kullanmak zorundaydım. Yoksa böyle kokan bir bandayı hayatta vermezdim.
Birkaç dakika sonra mesaj geldiğinde, zaten elimde olan telefonu açtım ve mesaja baktım.
Gönderen: Perçemli
Asansörün önündeyim, geliyorum birazdan.
Mesajı gördüğümde onu beklediğimi anlamaması için camın önünden çekildim ve masalardan birine oturup onu beklemeye başladım.
Yaklaşık beş dakikadır İzem'i bekliyordum ama hala gelmemişti. Bir asansöre binip yukarı çıkmak bu kadar uzun süremezdi değil mi?
Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım ve asansörün önüne geldim. Asansörün ışıkları yanmıyordu. Asansör çalışmadığı için merdivenlerden çıkmak istediğini düşündüm ve merdivenlere gittim. Giriş katına geldiğimde hala onu göremediğimden dolayı mesaj atmıştım ama tek tik olmuştu. Ya interneti kapalı, yada çekmeyen bir yerde.
İçimdeki korkuyu bastırmaya çalıştım ve bütün olumsuz düşünceleri kafamdan sildim. Sonunda bütün okulu aramaya başladım. Her kata ve sınıfa teker teker baksam da hâlâ onu bulamamıştım. Bizim çocukları görüp onlara da sormuş, fakat yine de olumlu bir cevap alamamıştım. Son sınıftan da çıktığımda artık tamamen delirmek üzereydim. Okulda her yere girip bakmıştım. Tek bakmadığım yer, asansör...
Asansörün önüne geldiğimde birkaç kişi ve müdür yardımcısı toplanmış, neden çalışmadığını anlamaya çalışıyorlardı. Dediklerine göre daha bu sabah bir tamirci gelmiş ve sorunu halletmişti.
Yoksa o tamirci...
Hayır olamaz. Bu kadar ileriye gidemezler değil mi? Yoksa gidebilirler mi? Kahretsin! Düşüncesi bile aklımı kaçırmama yetiyor.
Evet bir saat geçmişti ve hâlâ ne İzem'i bulabilmiştim, ne de o mesajıma geri dönüş yapmıştı. Sonunda asansör için birisi geldiğinde birkaç şeye baktı ve şunu söyledi.
"Bu asansör düşmüş. Umarım düşerken içinde birisi yoktur."
Siktir! Olamaz değil mi? Değildir içinde. Müdür yardımcısı, tamirci ve birkaç öğrenci içeride birinin olma ihtimaline karşı telaş içinde zemin kata inmeye başladılar. Bense yavaş yavaş iniyordum. Sanırım... Sanırım onun asansörün içinde olma ihtimalini sindiremediğim içindi bütün bu sakinliğim...
Zemin kata indiğimde uzaktan onları izliyordum. Tamirci uğraşarak asansörün kapısını açmaya çalışıyordu. Sonunda kapı açılmaya başladığında, bakmak istemesem de zar zor baktım. İçinden, asansörün içinden kanlar akıyordu ama kimin olduğunu görmüyordum. Öğrencilerin çığlıkları içinde bir kızın bağırışını çok net duydum. "İzem!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus Ruhlar
Genç Kurgu"Şaka yaptığını söyle!" dedim gözlerimdeki yaşlar bağımsızlığını ilan edercesine gözlerimden akarken. "Lütfen..." Yüzündeki hiçbir zaman görmediğim sert ifadeyle kalbimi parçalamak istercesine konuştu. "Şaka falan değil İzem! Ben tehlikeliyim, ve se...