8. bölüm;Deri ceketli hazretleri

201 10 6
                                    

''İndir şu ayağını Ozan ! '' kafamda saç bandı yerine kullandığım bir yemeni ,üstümde salaş kıyafetlerim ve elimde sarı bezimle yeni evimizde Ozan'ı azarlamakla meşguldüm.

Beyefendi geldiği anda ayakkabılarını bile çıkarmadan oturma odasına dalmış,pembe dizisini izliyordu.Evet,pembe dizi.Ona neden diye sorduğumda ise cevabı '' Bugün haftasonu,sence nasıl Esra Erol izleyebilirim Vera?,mantıklı ol biraz'' olmuştu.Sorunlu çocuk.

''Hadi al şu viledayı da bana yardım et.'' Diyerek eline malzemeleri tutuşturdum.O  ise çalşımamak için yavru köpek bakışları atarak yalvarmaya başlamıştı bile.

'' Ama Vera,hıck,ben şimdi,hıck,çok yorgunum,hıck,ne olur yapmayayım!'' Şu surata bakar mısınız,bir de burnunu çekip duruyor.Kıyamaaaaaam.

Saçmalamayın,tabi ki kıyarım.

Kalk şuradan diyerek Ozanı koltuktan bir güzel itekleyip vileda paspasını kafasına atıyorum. ''Çalış köle!'' Ozan mızırdanarak ,homurdanarak ve hönkürerek de olsa etrafı bir güzel temizlemeye başlıyor.Televizyonun tozunu alırken; ''Unutma'' diyorum.

''bugün kayıt için üniversiteye gireceğiz. '' Ozan ise bana bakıp hunharca gülmeye başlıyor.Kaşlarımı kaldırarak –ki bu konuda çok başarılıyımdır- ne oldu dercesine bakıyorum.

-''SEN bu halde mi gideceksin? Hahahaha! ''  Ne varmış be halimde ? tamam  biraz köylü güzeli olabilirim,belki biraz daha çirkin,birazcık daha kezban,azıcık da..... Tamam be tamam. Olmamışım. Yanımdaki koltuktan bir yastık alıp Ozana fırlatıyorum.

''Sen kendine bak ,Hödük! Atlet pijama kıro kıro dolanıyorsun evde,sana baktıkça gözlerim acıyor!'' sözlerim üzerine ikimizde katıla katıla gülerken ''hadi '' diyor ''sonra hallederiz evi.Üstümüzü başımızı düzeltip bir insana benzeyelim ortak,haksız mıyım?'' kolumu omzuna atıp başımı sallıyorum.

''kesinlikle haklısın ortak.''

o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o-o

Kendi odama gitmek için merdivenleri çıkarken evimize adamakıllı bir göz gezdirme fırsatı buluyorum.Mit bizim için gözlerden uzak ,şehrin dışında bir yer bulmuş. Ama buraya kadar gelen bir insanın gözüne çarpan ilk evin bizimki olacağı kesin.Çok gösterişli.Fazla gösterişli.

 Her evin ayrı bir güzelliği,ayrı bir anlamı vardır.İçindeki aileler ,arkadaşlıklar anlamlandırır onu.Evin içini ısıtan kaloriferler,sobalar değildir. Sevgidir o evi sıcacık yapan.Ve orayı ev yapan her bir kişinin bir sevgi yumağı olur o evin bir köşesinde. Bu evde ben kendi köşemi bulmuştum bile. Müzik odası.

  Dış bahçeye bakan ,manzarayı kapatmamak için cephenin tamamı camlaştırılmış kahverengi tonların büyüsüyle donatışmış odanın duvarlarına yaylılar dizilmiş ,çalınmak belkide sevilmek için bekliyorlar , onların daha ilerisinde ,odanın tam ortasında insanın gözünü kamaştıran başka bir şey duruyordu:  

Ahşap bir piyano.

Bütün güzelliğiyle orada duruyordu işte.Bana bakıyor,beni çağırıyor,sakince bekliyordu sanki.Ona dokunmak istiyordum,tuşlarının üzerinden geçmek,çıkan her bir notanın tadını almak büyük hazlarıyla.... Ama  bazı şeyler engel oluyordu maalesef.Anılar gibi,acılar gibi.....

Ona yaklaşamıyordum,çünkü her adımımda babamın parmaklarım üzerindeki parmakları geliyordu aklıma,yumuşacık sesi  gülen yüzü.

Hızla silkinip kendime geldim,bu kadar acı şimdilik yeterdi. Üzerime açık renkli bir kot pantololon ve kolsuz bir gömlek geçirip,saçlarımı karıştırarak –evet saç taramaya tepki olarak doğmuş bir insandım-  sekerek aşağı indim .Ayağıma siyah stiletto'larımı geçirirken bu ayakkabının yaratıcısına adak adayacağıma  yeminler ediyordum.Her yerde her anda zarif ve şık olmanın klas yoluydu stiletto 'lar.Klasik ve pratik.  Ozan'a seslenip dışarı çıkarken de ona ayakkabılarımı anlatmaya devam ettim.O ise homurdanarak arabama yöneldi.

-vovovovov..... NEREYE GİTTİĞİNİ SANIYOSUN SEN?'' Ozan şaşırarak dönüp bana baktı. ''Eeee arabaya'' Kafamı inatla iki yana salladım. ''hayır canım ,ben kendi arabama dönüp mini cooper'ımı işaret ediyorum ''sen kendi arabana.''

Yine yaklaşık bir 15 dakika süren tartışmamızdan sonra ödülümü alıyorum ,yeni araba  kokusu içime çekiyorum kahvemi yudumlarken.Radyodan ,   Kadebostany muhteşem sesiyle Jolan'a yeniden can verirken ''evet '' diye düşünüyorum ''galiba hayat bu.''  Üniversiteye vardığımda ,güvenliği selamlayıp park alanına yöneliyorum.Arabamı park ettikten sonra ceketimi omzuma atıp otoparktan dışarı çıkarken yüksek bir motor sesi kulaklarımı sağır ediyor.Kafamı sola çevirmemle bana doğru tam gaz gelen siyah ölüm canavarını görüyorum.

Kaçmak için vakit yok.

 Zaman yavaşlıyor,bükülüyor sanki  ;görüyorum,anlıyorum ,hissediyorum her anı,korkumun kokusunu alabiliyorum sanki.Tadıyorum ağzımda şaşkınlığın o acı tadını.Yapamadığım tek şey hareket etmek.

 Gözlerimi kapatıyorum ,sonumun gelmesini, hayatımın film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmesini bekliyorum.Annemi görmek istiyorum.Babamın bana kocaman sarılmasını hissetmek son kez. Bunlar olabilecek şeyler biliyorum.Babamın dediği gibi ; ''beyin öyle bir şeydir ki Vera,öldükten 7 dakika sonra bile çalışmaya devam eder.En güzel anlarını tekrar yaşatır insana;son bir veda için.''

Ama garip bir şey oluyor.Hiç bir şey geçmiyor gözlerimin önünden,hissetmiyorum acı falan.Sadece sıcak bir hava dalgası geçiveriyor üzerimden.Göz kapaklarımı yavaşça kirpiklerimin arasından etrafa bakıyorum.Tam önümde.Bir  santim ötemde.çarpmamış.bana çarpmamış.yaşıyorum.

Sanırım..

Gözlerimi tümüyle açıp dibimdeki motosiklete ve sahibine bakıyorum.Siyah kaskını yavaşça çıkarıp eliyle dağılmış kumral saçlarını düzeltiyor.Mavi yeşil gözlerini gözlerime dikerken ,herkesi etkileyebilecek o çarpık gülümsemesini sunuyor,deri ceketli bey hazretleri. Ama küçük bir sorun var.

Bu numaralar bende hiç işe yaramıyor .

-Önüne bakmayı sana öğretmeliler ,çirkin.Neredeyse motorumu pert ediyordun.Bu seferlik affedildin,ama bi dahakine rövanşı fena olur.'' Karanlık bakışları bana yönleniyor ,gözlerindeki kıvılcım çok tehlikeli ,beni içine çekiyor sanki.

Ama daha tehlikelisi yaklaşık bir üç saniye sonra geliyor.Vücudumdaki adrenalin bütün damarlarımdan her hücreme dağılırken,kendimi dışarıdan izliyorum.Kocaman gözlerim kısılıyor,dudaklarım öfkeyle büzülüyor.Ve sağ yumruğum bay ukalanın suratında patlıyor.

İyi kroşeydi Vera.

Eveeeeeeeet.Yeni bir bölümün sonundayız.Biraz geç geldi biliyorum ama inanın bana Üzerimdeki sınav stresi çok fazla,ve hiç vaktim olmuyor.Neyse hepinizi seviyorum bunu unutmayın,Ve yorumlarınızı,oylarınızı sakın eksik etmeyin!!!

 

TOPUK SESLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin