--27--

8 2 0
                                    


Bir hafta sonra

Miraç'tan

Bu bir haftayı kitap evinde geçirdim arada yiğitleri görmeye gidip geri dönüyordum, Hafize sultanı görmeye gidiyordum onlarda pek iyi değillerdi ama yusuf'ta arada geldiğinde mutlu oluyorlardı hepimiz üzülmüştük ama toparlanmaya çalışıyorduk

"Oğlum sen iyi gözükmüyorsun?
Nedir bu halin? Onun için mi bu haldesin?" Diye soran Hasan Babama baktım
Yalan söylemek istemediğim için başımı önüme eğdim ama anlayacaktı
Onu görmediğim bu süre boyunca çok sessizliğe bürünmüştüm ve olduk olmadık yerde aklıma geliyordu ve gülüyordum bazen üzülüyordum ama bazende o kadar özlüyordum ki gözlerim dolup taşıyordu ve ben gerçekten iyi değildim,

"Bu kadar kendini üzme! Görmek istiyorsan git gör, onun yanında mı kalmak istiyorsun git kal! Emin ol hayat çok kısa ve istediklerini yapmazsan sonra çok pişman olursun bizim gibi, düşünmekle bir yere varamazsın git" dedi belkide haklıydı
İçimi büyük bir Umut kaplamıştı,
Mutlulukla yerimden kalkıp ona sarıldım

"Teşekkür ederim benim gitmem gerekiyor" diyerek koşarak yanından ayrıldım
Evet ne olursa olsun o benim karımdı ve ben onu çok seviyorum o zaman neden yanında olmayayım?
Beni istemesede yanında durmalıyım
Bir taksiye binip adresi verdim
Yirmi dört diş sırıtıp yolu izliyordum çok heyecanlıydım, içim içime sığmıyordu

******

Taksi büyük kapının önünde durdu hemen inip  korumalara baktım

"Evde mi?" Diye sordum bir çocuk gibi mutluyum,
Önce birbirlerine bakıp sonra bana dönüp

"Hayır! Daha gelmedi" dedi işte olmalıydı

"Ben içerde bekleyeceğim onu" diyerek bir adım atmıştım ki

"Gelmez!" Dedi onlardan biri hemen dönüp

"Neden?"

"Bu bir haftadır kendisi yok bizde onu arıyoruz" dediğinde içimi büyük bir korku kapladı hayır! Hayır!  Ölmüş olamazdı değil mi?  Gözlerimi gökyüzüne doğru kaldırdım

'Rabbim lütfen onu benden alma'  yine dolup taşan yaşlarıma aldırmadan koşarak içeri girdim ve odasına daldım çok dağınıktı ama o dağınık bırakmazdı ve nefret ederdi, banyoya girdiğimde şaşkınca yerdeki ayna kırıklarına ve yere dökülmüş kırmızı kana baktım,
Kalbim sıkışıyordu ben onu yalnız bırakmayacaktım!

"Özür dilerim! Seni yalnız bıraktım" yere çöküp etrafıma baktım ve son dedikleri

"Haklısın ama beni boşayamazsın!
Yakında cesedimi gördüğünde zaten boşanmış olmayacak mıyız?"

Hayır! Lütfen ölmüş olma!
Hani kötülere bir şey olmazdı! Sen yalan söylemezsin ki sevmezsin değil mi?

"Miraç bey" diyerek içeri Halil girdi ayağa kalkıp ona baktım

"Buldun mu onu?" Diye bir umutla sordum
Başını önüne eğdi

"Üzgünüm ama bulamıyoruz!" Yakasına yapışıp

"Sen ne işe yarıyorsun!? Onun koruması değil misin!? Karım nerede!?" Diyerek bağırdım

"Bilmiyorum ama heryere baktım hiç bir yerde yok,  öldüğünden şüpheleniyorum siz gittiğiniz gün oda ortadan kayboldu" dedi onu itip

"Bir iz bırakmıştır değil mi? Akıllı kadındır o" başını olumsuzca salladı

Dışarı çıkıp ne yapacağımı düşünmeye başladım gelen aramayla telefonumu elime aldım özel numaraydı
açıp kulağıma götürdüm

HAZAN YÜREKLİM ( Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin