Medya: Ruelle - Live Like Legends
İyi okumalar...
🍃
Sonunda Melissa ve Hogwarts'ın geri kalanı kayıklarla Hogwarts'a varmışlardı. Melissa babasından dolayı onları az çok ne olacağını biliyordu. Kayıklardan inerlerken Hagrid Neville'e"Hey sen, senin kurbağan mı bu?" diye sordu. Bunun üzerine Neville da heyecanla "Trevor!" diyerek kurbağasını Hagrid'ten kapmıştı.
Sonra Hagrid'in lambasının yardımıyla kayalıkta bir geçidi tırmandılar ve sonunda şatonun gölgesindeki düzgün, yeşil çimenliğe ulaşabildiler. Taş basamakları da çıktıktan sonra sonunda o meşeden yapılma, büyük kapının önüne gelebilmişlerdi.
Melissa o arada Draco'nun kulağına "Daha okula gelebilmek için bu kadar uğraştıysak okulda kimbilir bize ne yaparlar." diye fısıldayıp onun gözünü korkutmayı ihmal etmemişti.
"Herkes burada mı?" diye bağırdı Hagrid. Sonra da Neville'e dönüp
"Hey, sen! Kurbağan yanında mı?" diye sordu. Sonra da dev yumruğunu kaldırıp şato kapısına üç kere vurdu.
Kapı hemen açıldı. Zümrüt yeşili cübbeli, uzun, zayıf bir kadın duruyordu karşılarında. Melissa bu kadını hemen tanıdı. Evet, müdür yardımcısı, Profesör Mcgonnagal'dı bu. Mektubun sonunda imzasını görünce sormuştu babasına. O da bu kadın hakkında 'asla ters düşülmemesi gereken biri' demişti. Sonra da 'Klasik, Gryffindor'lar ama genelde diğerlerine nazaran iyidir.' diye de eklemişti.
"Birinci sınıflar Profesör Mcgonnagal." dedi Hagrid.
O da karşılık olarak "Teşekkür ederim, Hagrid bana bırak artık." dedi.
Kapıyı sonuna kadar açtı. Giriş salonu gerçekten çok büyüktü. Melissa içinden 'bizim evden üç tane sığar buraya.' diye geçirmeden edememişti. Salon meşaleler ile aydınlatılıyordu. Tavan ise görünemeyecek kadar yüksekteydi. Tam karşılarındaki merdiven üst katlara çıkıyordu. Profesör McGonnagal'ı takip ediyorlardı hepsi. Melissa sağdaki kapının arkasında yüzlerce sesin oluşturduğu uğultuyu duyabilmişti. Okulun geri kalanının orada olduğunu tahmin etmişti. Kendilerinin nereye gittikleri ise Melissa'nın şu ana kadar bilmediği ilk şey olmuştu. Profesör Mcgonnagal onları kapının yanındaki odaya götürmüştü.
İçeri girdiklerinde diğerleri tıpkı bir grup penguen gibi birbirlerine sokulmuşlardı Melissa'nın deyimiyle. Tedirgin tedirgin etraflarına bakıyorlardı. Aslında Melissa da her ne kadar dışarıdan oldukça sakin görünse de tedirgindi. Slytherin'e gitmesi artık bir zorunluluktu. Draco'ya Gryffindor hakkında dediği onca şey, babası, vaftiz babası... Muhtemelen ömrü boyunca alay edilirdi. 'Bari hiç yoktan Ravenclaw'a gitsem...' diye geçirmeden edemedi Melissa.
"Hogwarts'a hoş geldiniz." dedi Profesör Mcgonnagal ve ardından devam etti.
"Ders yılı şöleni birazdan başlayacak ama büyük salonda yerlerinizi almadan önce seçim yapılacak. Hangi binalara verileceğiniz saptanacak.
Seçim son derece önemli bir dönemdir çünkü burada kaldığınız sürece binanız Hogwarts'taki aileniz gibi olacak. Derslere kendi binanızla gireceksiniz. Kendi binanızın yatakhanesinde uyuyacaksınız. Boş vakitleri binanızın ortak salonunda geçireceksiniz.
Dört bina var. Adları: Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin. Her binanın kendi soylu tarihi var. Her bina çok önemli cadılar, büyücüler yetiştirmiştir. Hogwarts'ta bulunduğunuz sürece yaptığınız iyi işler bina puanınızı yükseltir, kurallara uymamak da bina notlarını düşürür. Yıl sonunda toplam puanı en yüksek olan bina, bina kupasıyla ödüllendirilir. Büyük bir onurdur bu. Dilerim siz de kendi binanızın notlarına katkıda bulunursunuz. Seçim töreni birazdan bütün öğrencilerin önünde yapılacak. Bu arada beklerken hepiniz kendinize çeki düzen verin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snape'in Kızı
FanfictionMelissa Liliana Snape... Severus Snape'in kızı. Harry Potter'la aynı sene Hogwarts'a başlarsa ne mi olur..? Book cover by: @Mavipofudukbulut ❤❤ Başlama tarihi: 20 Mayıs 2020 Bitiş tarihi: -