Snape'in Kızı

3. Kat Koridoru

Medya: Sia - Never Give Up

                      İyi okumalar....
                                🍃
"Bu kitapta F ile başlayan bir nesnenin korunduğundan bahsediliyor." dedi Hermione. "Ama, o 'f' ne?"

Melissa, Harry, Ron ve Hermione kütüphanedediler yine. Melissa'nın kalem kalem kopyaladığı kitap karşılarındaydı. Onlar da kitabın etrafına dizilmişlerdi. Draco onları yakaladığından beri daha temkinliydi Melissa.

"Bilmiyorum. Ama bizim en son çözmemiz gereken şey bu."

"Ne demek istiyorsun?" Hermione doğrudan merakla Melissa'ya baktı. Kızı hala sevmiyordu ama bu çok zeki olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Fikirlerine önem veriyordu.

"Eğer ne koruduklarından daha önemli bir şey varsa o da kimden koruduklarıdır. Bunu kimden koruyorlar?"

"Peki, bunu nasıl anlarız?" diye sordu Harry.

Melissa gözlerini devirdi. "Sabır Melissa, sabır geçecek... Evladım, mal mısın sen? Bunu kim saklıyor?"

"Dumbledore..."

"Güzel, Dumbledore'un en büyük düşmanı kim?"

"Kim?"

"Ay çıldıracağım." dedi Hermione. "Vol... Kim-olduğunu-bilirsin-sen işte."

"Haa..." diye kafasını salladı Ron. "Şimdi anladım."

"Bir zahmet... Her neyse Voldemort şu sıralar en çok ne istiyor?"

"Yaşamak!" diye atıldı Hermione. "Çünkü neredeyse ölüyordu ve kılpayı kurtuldu. Şimdi de çok güçsüz. Planlarını gerçekleştirmek için güç kazanması gerekiyor. Bunun için de yaşaması... Uzun yıllar yaşaması..."

"Doğru, gücü kaybetmemek için sonsuza kadar yaşamak isteyecektir. Voldemort bunun peşinde demek ki bu onun bu amacını gerçekleştirmeye yarıyor. Voldemort'un gücünü yeniden kazanmasını sağlıyor olabilir veya uzun yaşamasını. İkisi birden de olabilir. Bu ne demek biliyor musunuz? Voldemort onu alabilmek için fırsat kolluyor."

"Ama nasıl olur? O, o Hogwarts'a gelemez ki. Hem çok güçsüz hem de Dumbledore var."

Melissa derin bir nefes çekti. Gerçekten şu an konuştuğu kişilerin zeka seviyesi onu zorluyordu.
"Bizzat kendisinin gelip alacağını kim söyledi?"

"Hogwarts'a ölüm yiyenler giremez ki?" dedi Hermione. Melissa artık sabrının son noktasına gelmişti.

"Hermione, evladım, sen zekiydin hani? Nerede, terk mi etti bizi IQ'un? O kişi şu an aramızda."

"Ne?"

"Evet, muhtemelen bu şey bilmemkaç yıldır saklanıyor. Voldemort bunu yıllardır arıyor olmalı. Gücünü kaybedeli on bir yıl olacak. O on bir yılın içerisinde bunu alabilmek için hazırlanmış, anladınız mı? Sonra da çok yaklaşmış olmalı ki Dumbledore sonunda böyle bir koruma düşünmüş. Voldemort'sa o zamana kadar çoktan hazırlanmış ve şu an vazgeçebilecek durumda değil. O on bir yılda çoktan birisini sızdırmış olmalı."

"Anladım." dedi Harry.

"Şükürler olsun!"

"Peki o kişi kim olabilir?" diye sordu Hermione.

"Sna-" Ron Melissa'nın bakışlarıyla susmak zorunda kalmıştı.

"Babam olsaydı ben bunu çoktan anlardım Weasley." dedi Melissa tıslayarak.

Hermione araya girdi. "Nereden bilelim babanı korumak istemediğini? Belki sen biz anlamayalım diye bizi yanlış yönlendirmeye çalışıyorsun? Belki çoktan anladın?"