Sessizdi, çok sessiz. Ev her zaman olduğundan daha fazla sessizdi, çünkü Chanyeol'ün küçük kardeşi Jongdae yoktu. En son ne zaman onsuz yattı hatırlamıyordu bile ve şimdi bunun aniden olması onu kahretmişti. Arkasından koşup yetişemeyi ve ona "gitme ben sensiz ne yaparım?" Demeyi çok isterdi ama kardeşini tanıyordu, ne kadar inatçı olduğunu biliyordu. Bir şeyi kafasına takmışsa o olacaktı, bunun için her şeyi yapardı. Peki çok sevdiği hyungu ne olacaktı, arkadaşının küçük abisi üzüldü diye hemen onu bırakacak mıydı?
"Yarın, her şeyi yarın halledeceksin."
Şimdi gidip dinlenecekti, her ne kadar çok yorgun olsa da kardeşiyle olan bu tartışmalarını görmezden gelerek uyumayı deneyecekti.
"Seni! Küçük velet!"
Chanyeol odasına girmişti, üzerindeki gömleğin kol düğmelerini açarken şuan göremediği şeyin yerine baktı. Jongdae onu almış olmalıydı, kardeşi çok zekiydi. Çünkü Chanyeol'ün onsuz uyuyamadığını sadece kendisi biliyordu, evet Chanyeol küçük bir oyuncak ayı olmadan uyuyamıyordu. Tartıştıklarında Jongdae onu bir yerlere saklardı ve akşamında Chanyeol gelip küçük kardeşiyle uyurdu, ertesi gün de oyuncağını alırdı.
"Kurnaz velet"
Yani Chanyeol ya o küçük oyuncakla uyurdu ya da başka biriyle, bu kulağa biraz aptalca geliyordu. Bunun farkındaydı işte bu yüzden sadece Jongdae ve onun arasındaki küçük bir sırdı. Ama zaten o küçük oyuncağın onun için anlamı büyüktü.
Bu gece sanırım biraz kafa dağıtmasına ve iyice içmesine ihtiyacı vardı, belki sızar da uyuyabilirdi.
☆
Diğer yandan aynı taksinin arka koltuğunda sıkış tepişmiş olmuş 3 küçük kardeş önde oturan ve gözleri dolu dolu olan Jongdae'ye bir şey çaktırmamak için bir şey demiyordu, küçük Baek hyungları da minik hıçkırıklarını yutuyordu. O anda çok korkmuştu, hâlâ daha korkuyordu.
"Sağa dönün veeeeee geldik!"
Kyungsoo arabanın içindeki sessizlikten bıkmış ve şoföre doğru eğilip söylemişti, ilk çıkan Kyungsoo olmuştu daha fazla dayanamazdı bu sessizliğe.
"Hadi gelsene"
Kyungsoo hâlâ ön koltukta oturmuş kendisine dolu gözlerle bakan ufak çocuğa bakmıştı, çok masumdu!
"B-ben gelmesem daha iyi olacak"
Minseok arkadaşına şaşkınlıkla bakmıştı, peki nerde kalacaktı? Başka gidecek yeri yoktu ki, bunu biliyordu.
"Saçmalama gel buraya Dae"
Jongdae gözlerinden yaşın çıkmaması için dudaklarını büktü, onların yüzüne nasıl bakacaktı?
"Abim Baekhyun hyunga neler yapmış, bana bakınca hep olanlar aklına gelecek. Bu beni daha çok üzer."
Baekhyun gözlerinden akan yaşları silip küçük eliyle Jongdae'nin kolundan tuttu, onu arabanın içinden çıkarttı.
"Senin ne suçun var ki Jongdae, sen bir şey yapmadın?"
Kyungsoo, Baek hyungunun arka cebinde olan cüzdanını aldı ve taksiciye parasını ödedi. Direkt yatağa gidip uyumak istiyordu.
"Hadi gel buraya, abinin suçu senin değil"
Jongdae, Baekhyun'un bu kadar iyi biri olduğunu bir kere daha görünce kendini tutamadı ve ona sıkıca sarılıp ağlamaya başladı. Zaten dokunsalar ağlayacak kıvamda olan Baekhyun da hemen ağlamaya başladı. İki küçük kardeş de birbirlerine baktılar ve ne yapacaklarını kestiremediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimli Doktor [ChanBaek]
FanfictionKüçük, sevimli doktor Baekhyun ve pezevenk şef Chanyeol Doktor ve şef işte Burası olmamış ben buralara sonra uğrarım @yeollieismine ( Teşekkürler ) :")