Bir insan hayatında bu kadar yıpranmamalıydı, hayat onun karşısına daha ne zorluklar çıkartacaktı...
Bir umudu olmalı insanın, ilk bahar güneşi gibi🍁☀️
Merhaba evet uzun zaman oldu ama sınavlarım olduğu için hergün atmıyorum lütfen anlayın beni ama söz 3 hafta sonra hergün atıcağım:-)
💦💦💦💦💦
"Sonra sırf birisi gitti diye koca şehre küsersin"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
4.bölüm : sesizlik
Bazen bir kişi gitti diye koca şehre küsersin seversin ama sevilmezsin işte tüm meselede budur. Ateş gün geçtikçe çaresizleşiyordu bir papatyanın soluşu gibi bir yıldızın gökyüzünden kayıp ölüme hapsoluşu gibi. Hayat ona ne oyunlar oynatıcaktı zaten öyle olmaz mı hayat bir seneryo bizse içindeki oyuncular hayat bize bunu oynayacaksın der bizde sorgusuz soalsiz oynarız filmin sonuysa kötümü biter mutlumu biter işte yine hayat girer araya soramazsın çünkü sorduğunu cevabını hayatın cevabıysa: zamandır, zaman nedir yada durum mu? İşte o soru tam muamma zamanı içindeki insanlar güzel anılarla durdurur. Onun en büyük sırrıda "sevgi" dir. 🌊🔥🌊🔥💧
Telefon kapanmalı 15 dakika olmuştu bense hala orada oturuyordum karşımdaki çocuk da yanıma oturmuş bana ifadesiz e bakıyordu bense dalgaların kıyıya hırçın hırçın vuruşunu izliyordum sonra çocuğa doğru döndüm.
"Neden hala burada bekliyorsun" dedim
"şu an bir kızın bana çok ihtiyacı var" dedi tebessüm ederek bense anlam veremiyorum birisine ihtiyacı varsa neden yanına gitmiyordu.
"o kız şu an yanımda ve çok çaresiz ben seni o mavi gözlerinden anladım"
dedi. mert den sonra ilk defa böyle bir karşı cinsle konuşuyordum tabi mert korumacı, kıskanç bir arkadaşımız olduğu için yanıma erkek yaklaştırmazdı.
" çok mu çaresiz gözüküyorum" dedim asık bir suratla.
"yani... Neyse Hasta olucak sın evin buralarda mı? Şey evine bırakabilirim" dedi sanki benden korkma der gibiydi.
"peki tamam zaten bu hallerde yürüyecek halim yok" dedim bekadar istemesemde kabül etmek zorundaydım çünkü geceleri buralar fazla tekin olmuyordu.
"haa... Bu arada benim adım ateş" dedi elini uzatarak o eli tutmayı tereddüt etsemde yinede tutum bilmiyorum sanki ateşte bana gel der ben güvenliğim der gibi bir his var ve ateş ve su birleşirler kız adamın o yakıcı tenine dokunur yanar. Adam kızın elini tutar titrek biri buz kesiyor diyeriyse alev alev yanıyordu. Kız daha fazla dayanamadı ve o naif derin sesiyle adama ismini vahşettir.
"benim adım da güneş" dedim ve elimi daha fazla yanmaktan kurtardım ateş hala bana donmuş gibi bakıyordu elimi önunde salladım ve "heyyy... Daldın Bi sen" dedim gülerek o an oda transtan çıkmış gibi "he... Efendim ya kusura bakma" dedim e sesini kaşıyarak galiba gerildi daha fazla üstüne gitmek istemedim ve o önden ben arkadan onun arabasına doğru yürüyorduk daha deminki temas sanki beni yakıp kavurmuştu daha fazla böyle saçma düşünmemek için kafanı iki yana salladım ve düşünceleri kafamdan kovdum. Bu düşünceler gerçekten de çok saçmaydı. O arabasının ihtişamka açarken bende ona hayran gözlerle bakıyordum ve o şöför koltuğuna oturdu bende yanındaki koltuğa oturdum.
