Bölüm 1- Özgürlük

150 18 1
                                    

Gökyüzü parlak bir güneşle baştan aşağı şehri sarmıştı. Havanın güzelliği insanı büyülüyor, içini kıpır kıpır yapıyordu. Los Angeles denilince akla melekler şehri geldiğini herkes bilirdi. Çünkü burası büyüleyici bir yerdi. Amerika Birleşik Devletlerinin en hareketli metropollerinden biriydi ki bu görenler için şüphesiz bir gerçekti. Sokaklardaki siren sesleri asla kesilmez, caddeleri ve ucu bucağı olmayan dinamik yapısıyla gerçek bir Amerikan şehriydi. Dünya çapında oyuncuların, sanatçıların, yazarların ziyaret ettiği ve aşık olduğu bir şehirdi. Sanatın ve eğlencenin merkezi bir yerdi. Ancak ne eğlence, ne havanın güzelliği, ne de şehrin kusursuzluğu genç kadın için önemliydi. Buraya geleli dört ay olmuştu. Neden geldiğini çok iyi biliyor, zihninde sürekli kendisiyle çatışıyor ancak tüm kalbiyle istediği şeye ulaşmak ve onu geri kazanmak istiyordu. Çok istiyordu. Deli gibi istiyordu. Valeria Wondermoon en sonunda abisinin baskın emirleri ve yönetimi altından gitmişti. Ondan aldığı söz ile sonunda malikanesinden uzaklaşmıştı. Ülkesinden, şehrinden gitmişti. Hala enteresan gelse de, işte buradaydı. Los Angeles'taydı.

"Bayan Wondermoon?" diye seslendi Katness Brook. Elinde tuttuğu dosyalar ve siyah iş çantasıyla kusursuz bir avukattı. Üstelik genç kadının bu şehre adım attığından beri yanındaydı. Valeria başlarda onun neden sürekli kendisiyle birlikte olduğunu düşünse de, elbette abisinin bu duruma el attığının farkındaydı. Eğer Jonathan Wondermoon gibi zengin, güçlü ve korkutucu birinin kız kardeşiyseniz tahmin bile edemeyeceğiniz güvenlik önlemleri ve sahiplenilmeye mecburdunuz. Ancak Valeria ilk günlerdeki gibi bu durumdan şikayetçi değildi. Çünkü Katness Brook akıllı, güçlü ve güvenilir biriydi. Otuzlu yaşlarının sonunda, koyu kahve küt saçları ve dolgun vücut hatlarına sahip, uzun boylu biriydi. Koyu renkli gözleriyle, baskın karakteri birbirini tamamlayan cinstendi. Başarılı, güçlü bir kadındı ve Valeria, patronu olarak ona hayrandı. Sadece kendisiyle çalışıyor ve nereye giderse kendisiyle birlikte geliyordu. Avukatlığını ve asistanlığını yapan, aynı zamanda kendisini bir dost gibi hissettiren biriydi. Çünkü beraber geçirdikleri aylarda çok fazla şey paylaşıp, dertleşmişlerdi. "Hanımefendi?" dedi Katness. Sözlerini yenilemek zorunda kalmıştı çünkü patronunun son zamanlarda uzun uzun düşüncelere daldığının farkındaydı. Elbette ki, nedenini çok iyi biliyordu. Güzeller güzeli genç kadının büyük bir kalp sorunu vardı. Aşk sorunu vardı ve hala da eline hiçbir şey geçmemişti çünkü sevdiği adam çetin cevizdi. Geçmişlerinde aldıkları hasarlar yüzünden sorun çıkartıyordu ancak bu sorunu sessiz kalmasıyla sağlıyordu. Sessizlik ise Valeria'yı delirtiyordu.

"Ah, geldin mi?" dedi Valeria. Geniş terasındaki özel yüzme havuzunun karşısındaki şezlongda oturuyordu. Kafasında dönen onlarca problemi çözmeye çalışsa da bu konuda başarılı olamadığını biliyordu. Kalbi sızlıyordu. Her geçen gün umudu kesiliyordu. Black ona yüz vermiyor, aramalarına çıkmıyor, konuşmuyordu. Burada geçirdiği dört ay boyunca sadece bir kez karşılaşmışlardı ve onda da işler hiç de umduğu gibi gitmemişti. Allah aşkına ne bekliyordu ki? Boynuna sarılıp, birlikte yeniden başlayalım demesini mi? Aslında bir tarafı bunu umuyordu ve oldukça da heyecanlanmıştı ancak Black Shadow, kendisinden beklenilmedik bir performans göstererek davranışlarını kontrol altına almış ve Valeria'yı gördüğü zaman ona beklediği karşılığı vermemişti. Söylediği sözler zihninde dalga dalga yayılıyordu. "Burada ne işin var? Bak meşgulüm, idmana gitmem gerek. Kendine iyi bak." Black Shadow tarafından, yani hayatının aşkı sandığı adam tarafından bu şekilde karşılanmak, tepki almak ve umursanmamak Valeria'nın afallamasına neden olmuştu. Durum sandığından da kötüydü ve Black onu görmezden geliyordu. Bedenen o'ydu ancak ruhen, sevdiği adam değildi. Orada değildi. Çünkü sevdiği adam bunu kendisine yapmazdı. Asla yapmazdı ancak kolay şeyler de yaşamamışlardı. Aile önce gelirdi ve bir Wondermoon'san sadık olman gerekirdi. Valeria'da öyle yapmıştı. En yakın kız arkadaşının ve abisinin yasak ilişkilerine destek olmuş ve onların safında yer almıştı. Herkese, her şeye rağmen onlar için savaşmıştı. Elbette, Sapphire ile Jonathan'ın aşkı kazanırken, kendisi büyük bir yenilgiyle ayrılmıştı. Terk edilmişti. Ağır ve kötü bir şekilde terk edilmişti. "Kusura bakma bu sabah fazlasıyla dalgınım." Valeria sözlerine devam ederken, aslında sadece bu sabaha özel bir dalgınlık olayı yaşamadığının farkındaydı. Abisinin de Katness'den bahsederken betimlediği gibi, sağ kolu olan asistanının/avukatının da bu durumla yeni karşılaşmadığının farkında olduğunu biliyordu. Ama ne diyebilirdi? Aşk çok kırıcı bir şeydi ve sürekli afallamış, zayıf gözükmek istemediğinden cümlelerini o şekilde seçmişti.

Valeria Wondermoon (Wattys2021)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin