2|"kendime aptal bile diyemiyorum çünkü mükemmelim!"

432 42 151
                                    

"Pardon? Bir dakika yanlış duymuş olmalıyım kardeşim? Tekrar... Tekrar söyler misin?"

Avuç içimle bir iki kere kulağıma vurduktan sonra ciddi ifademle kardeşime baktım, yüzündeki ciddi ifade gerilmeme sebep oluyordu hatta öyle geriyordu ki beni şu an ona kafa atıp kayıplara karışmak istiyordum.

Ah, hayır, güzel yüzüme kafa atamazdım elbet.

Bu kahrolası çocuğun sahip olduğu tek koz benimle aynı yüze sahip olmasıydı!

Tanrım... beni sevdiğinle ilgili olan lafımı geri alıyorum, benden nefret ediyor olmalısın.

"Dedim ki müşterimiz Breaker'dan Lee Jeno ile ilgili her şeyi öğrenmesini istiyor."

"Reddet. Mükemmel beynimin ücra köşelerini densiz Jeno'yla ilgili saçma sapan bilgiler için ayıracağıma seni bile öpebilirim kardeşim."

Gülümsedi. Zaten o ne zaman gülümsese ardından söyleyeceği şey mutlaka beni sinirlendirirdi, şimdiye kadar beni hiç şaşırtmamıştı.

"Beni öpmek istediğini söylemek için araya müşterimizin isteğini sokmana gerek yoktu kardeşim, biliyorsun, her ne zaman beni öpmek istersen ben tam da burada olacağım. Öyleyse," Bana doğru eğildi ve işaret parmağıyla mükemmel pürüzsüzlükteki yanağını gösterdi. "Öp bakalım."

Gözüne yumruğu patlatmak üzereydim ki aklıma ona bakarken aynaya bakıyormuşum gibi geldiği için kendi mükemmelliğime leke süreceğim geldiğinde sadece hafifçe tokat atmakla geçiştirdim. Mükemmel yüzüme yumruk atamıyor olabilirdim fakat bu onu dövmeyeceğim anlamına gelmezdi. İşte tam da bu yüzden başını belim ve kolumun arasına sıkıştırıp yapabildiğim kadar kalçasına vurdum.

Ne?

Hak etmeseydi.

"Na Jaemin! Tamam özür dilerim yapma, bıraksana manyak herif!"

Çığlıklarının beni çok zevke getirdiğini söylemiş miydim?

"Anlaşmayı iptal et, kardeşim. İçinde Lee Jeno'yu bulunduran hiçbir işte yokum ben."

"Çok geç." Dedi can havliyle, bıraktım onu, boğazını sıvazlayıp kaşlarına dökülen gri saç tutamlarını düzeltti. "Ödemeyi çoktan aldık ve o da senin masraflarına gitti. Yani işi reddedecek olursak bir daha iş gelene kadar açız."

Tamam, işte bu kötüydü.

"Ne kadar ödeme aldık şimdi biz?"

"İki milyon won kadar."

Mükemmel kulaklarım arıza yapmış olmalıydı. Bir dakika, densiz kardeşim iki milyon mu demişti? İki milyon... Hm. Densiz bir Lee Jeno hakkında bir şeyler öğrenebilmek için iki milyon verebilecek birinin var olabileceğini daha önce hiç düşünmemiştim.

Bir kere bu Lee Jeno'ydu. Na Jaemin bile değil!

Mükemmel olmama rağmen benim hakkımda kimsenin bir şey öğrenmeye çalışmaması beni çok içten yaralıyordu. Ve şu anda beni, benim Leydileri düşündüğüm kadar düşünecek kimse yoktu yanımda!

"Kardeşim? Hey, Na Jaemin? Orada mısın? Dünyadan Jaemin'e-"

"İstemiyorum!"

Omuz silkip bağırdığımda hiç acımamış ve kafama vurmuştu.

Cidden, ben ona vuramazken böyle yapıyor oluşu beni çok üzüyordu. Üstelik beni teselli etmesi gerekiyorken... Hem Lee Jeno'dan ne kadar nefret ettiğimi gerçekten bilen sadece kardeşim vardı. Bana neden böyle yapıyordu anlamıyordum.

Breaker-HeartbreakerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin