13|"seni ilgilendirmez, bunlar sevgili meseleleri."

294 39 105
                                    

"Tebrikler, Na Jaemin, hayatımda gördüğüm en dönek insansın gerçekten."

Önümdeki kızın sinirli ifadesine, masaya çarptığı ellerine, birlikte olan ellerimize gözleriyle neredeyse ışın yollayışına baktığımda keyfim oldukça yerindeydi, gülümsüyor ve sevgilimin elini daha da sıkı tutuyordum, o ise beni izliyordu.

Dönek olabilirdim, sonuçta ilk başta ona Jeno'dan nefret ettiğimi söylemiştim ve şimdi karşısına geçmiş yine onun elini tutuyor, ona sevgi dolu gözlerle bakıyordum. Fakat bazı şeyler değişir, ben de değişiyordum. Duygularım değişiyordu, sonuçta sonsuza kadar aynı kalamazdım.

"Teşekkür ederim şekerim. Kazandığım hediyeye değdi, o yüzden mühim değil. Baksana, hayalini bile kuramayacağım bir adamın benim oluşunu izledim, mükemmel, değil mi?"

Kahküllerinden kaşlarını çattığı çok belli olmasa bile kıstığı gözlerinden sinirli olduğu oldukça belliydi. Görmekten en çok zevk aldığım manzara ise tam olarak buydu işte, insanların bana sinirlenip bir şey bile yapamamalarını, içlerinde sinirden patlamalarını izlemeyi çok seviyordum.

Kaostan beslenen ruhum için çok doyurucu bir yemekti doğrusu.

"Sır saklıyor musun ondan, Jaemin? Mesela şey gibi, ablasının yatak arkadaşı olduğun gibi... ya da Breaker olduğun gibi mesela?"

Bunu söylerken sesini iyice kısmış ve bana doğru eğilmişti, bizim haricimizde sadece Jeno'nun duyabileceği bir sesle konuşuyordu, itibarının zedelenmesini istemediği belliydi, eğer ona yüksek sesle bir şey söyleyecek olsam bu sadece beni kötü gösterirdi. Özellikle de herkese karşı iyi çocuk rolünü oynayıp bir anda hepsiyle konuşmayı bıraktıktan sonra.

Yalan yok, insanlar benden nefret etmek için yer arıyorlardı.

Pekâlâ edebilirlerdi, benden nefret etmeleri onların yanlışı olurdu zaten.

Ve önümde duran Yoojin, sanırım o, kendisinin bende çok fazla sırrı olduğunu unutmuştu.

"Evet, elbette. Jeno'ya henüz söylemediğim şeyler var, mesela Breaker olduğum gibi... Ve bir müşterinin onun her şeyini araştırmamı istediği gibi, ya da ne bileyim, bu iş için iki milyon kadar para döktüğünü de henüz anlatma fırsatım olmadı. Adının Choi Yoojin olduğunu da söylemedim tabii. Sanırım bunun vakti gelmişti, değil mi?"

Kısık tuttuğum ve normalinden daha derin çıkan sesimle Jeno'ya kaçamak bir bakış attığımda kaşlarını çatmış bir şekilde bizi dinliyordu. Sanırım bir şeyleri aklında oturtabilmesi için zamana ihtiyacı vardı ve ben bunları ona daha önce söylemeliydim.

Nitekim söyleyecek vaktim olmamıştı.

"Hmm, o zaman sevgilisinin ona para için yaklaştığını da bilmiyordur yani. Öyle mi, Jeno?"

Ah, sanırım ilk sevgili kavgamızı etmemizin tam sırasıydı. Çünkü Jeno sinirlenmişti, bunu elimi çok fazla sıkmasından ve çenesinin kasılmasından anlamıştım.

Güzel, kavga eden sevgilileri hep çok sevmişimdir, mutlu mutlu dolaşmalarına tahammül edemiyorum çünkü.

"Fakat sevgilisinin ona şimdiye kadar hiç yalan söylememiş olduğunu biliyor, her ne kadar her şeyi anlatmamış olsam bile söylediğim her şeyde çok ciddiydim Jeno. Bilirsin, ben yalan söylemem."

Bana güvenmek zorundaydı. Beni birazcık bile tanıyor olsa yalan söylemediğimi bilirdi, etrafta mükemmel olduğumda ilgili övünerek dolaşırken nasıl bunun tersini söyleyecek bir davranışta bulunurdum?

Çatılan kaşlarını düzelterek gülümsedi, şimdilik beni bozmayacaktı fakat bundan sonra büyük bir sevgili tribinin beni beklediğinin farkındaydım.

Sorun değil, hep sevdiğim birinin bana trip atmasının nasıl olacağını merak etmişimdir. Düşüp kalktığım hiç kimseninkini çekemediğim için bir değişiklik olup olmayacağı konusunda meraklıydım özellikle.

"Biz daha çok yeniyiz ve eminim ki sevgilimin bana anlatmaya fırsat bulamadığı daha çok olay vardır, yine de bunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum, bunlar sevgili meseleleri sonuçta."

Lee Jeno'ya bayılıyordum.

Bu lafın üzerine dayanamayıp giden kızdan sonra sevgilime çevirdim gözlerimi, bakmadı. Bana sinirli olduğunu gösterir gibi bir hâli vardı ve elimi de bırakmıştı. Yanaklarını hafif şişirmiş ve dudaklarını büzmüştü, kaşları çatıktı ve kollarını göğsünde çaprazlamıştı. O anda giren profesör yüzünden cümlelerim ağzıma tıkılsa da ders sonuna kadar bekleyebilirdim. Gönlünü almam gereken bir sevgilim vardı.

~~~

"Jeno~ beni bir dinler misin sevgilim? Her şeyi anlatacağım. Kızmakta haklısın ama sen de biliyorsun ki biz çok yeniyiz, henüz birbirimize bir şey anlatmak için doğru düzgün bir zamanımız bile olmadı. Bu yüzden bana bir şans ver."

Hâlâ aynı yüz ifadesiyle hızlı hızlı yürürken arkasından ona yetişmek için koşuyordum resmen. Ve onun bu hâline karşılık ciddiyeti bozup üstüne atlayarak yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum.

Sevgilim çok tatlıydı.

"Bu doğru olabilir fakat biraz trip atmam lazım, çabalarımı boşa çıkartmaya çalışmazsan sevinirim Na Jaemin."

Kahkaha attım.

"Sevgilini süründürmeyi bu kadar istiyorsun ha! Önemli değil hayatım, sen iste ben sürünürüm. Senin için solucan dansı yapmamı ister misin?"

Ellerimle değişik değişik hareketler yapmaya başladığımda bunun dışarıdan hiç de havalı görünmediğinin farkındaydım fakat o sevmiş olacak ki yine güzelce gülümsedi ve benim için bundan daha önemlisi yoktu. Akşama kadar solucan dansı yapabilirdim.

"Yah, Na Jaemin!"

Koluma yavaşça vurdu ve gülerek yürümeye devam etti, onun peşinden ilerlerken benim de yüzüme en az onunki kadar büyük bir gülümseme hakimdi, onu gülerken görmeyi seviyordum.

O gün akşama kadar el ele dolaştık, birlikte en çok kim yiyecek yarışması yaptık, geç saatlere kadar bir internet kafede oyun oynadık. Saat on ikiden sonra sokaklar sesimize doydu, ellerimiz ise birbirinee kenetli... Gece uzundu, konuşulacak çok şey vardı, nefes aldığımız hiçbir dakika boşa gitmesin diye savaş verdik ikimiz de. Gece yine birbirimize sarılarak uyuduk, bundan önce ona her şeyi baştan anlattım, en ufak bir şeyi atlamadığıma emin oldum. Bana her şeyini anlattı, ne kadar bilmeme gerek olmadığını düşünse bile hiçbir açık kapı bırakmadı.

Böylece birbirimizden sakladığımız hiçbir şey kalmamıştı ve ben, Jeno'nun bahsettiği çilekli sütü çoktan onun ellerine bırakmıştım.

Şimdi bana kalan sadece onu bana karşı kullanmamasını ummaktı, kullanmayacaktı. Biliyordum.

Breaker-HeartbreakerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin