5|"peki ya benim gözlerim seninkilerle yeniden buluşabilmek için can atıyorsa?"

371 35 158
                                    

Üç gün olmuştu.

Lee Jeno'nun bana ettiği lafların üzerinden üç gün geçmişti ve ben nedenini bilmemekle beraber hâlâ kendimi kötü hissediyordum. O olaydan sonra Leydilerden oldukça soğumuştum ve yakın olduğum birkaç kişi harici hiçbir Leydiyle konuşmuyordum. Benimle konuşmaya çalışanlara ise küçük bir baş selamı verip yanlarından geçip gidiyordum.

İşin aslı, ne yaptığımın ben de farkında değildim. Bir beyefendi oluşum bile bu konuda beni caydıramıyordu hatta, sessizliğimi ve ifadesizliğimi sürdürmeye devam ediyordum.

Hata ediyordum.

Umursamıyordum.

Profesörün çıkışıyla kitaplarımı ve defterlerimi toplayarak yavaş adımlarla çıktım, eve gitmek istiyordum. Açıkçası eve gitmek için daha önce bu kadar istekli olmamıştım.

"Na Jaemin! Bekle."

Kolumdan tutan bir elle birlikte başımı elin sahibine bakmak amacıyla çevirdiğimde gözlerimin önündekinin Lee Jeno oluşu sarsmıştı beni biraz. Ondan böyle bir davranışı beklemezdim.

"Konuşalım."

Konuşmak istemiyordum. Gözlerimi kaçırdım, yorgundum ve eve gitmek istiyordum.

"Bana bak, Jaemin. Konuşalım diyorum sana."

Tereddütle dudaklarımı aralayıp gözlerimi kapattım. Başım hâlâ ondan başka bir yere eğikti.

"Ah, sevgili Jeno, sana sarf ettiğim kelimelerin doğruluğuna bile inanmayan sen, şimdi hangi cesaretle övgüler yağdırdığım gözlerine tekrar bakabilmem adına beni teşvik etmeye çalışıyorsun? Sen kötü bir adamsın, Jeno, ve sanırım ben de öyleyim çünkü kalbimi kırdığın günden beri hiçbir suçu olmayan Leydilerden çıkarıyorum sinirimi, gözlerinle tekrar karşılaşacak kadar cesaretim olmadığından başım yerde yürüyorum hep, acınası oluşumun sebebi yaptığım için de özür dilerim gözlerinden. Fakat sanırım bunu yapabilecek cesareti bulamıyorum içimde."

Kolumdaki tutuşunun yumuşadığını ve sonra bırakıldığını anladığımda kapadığım gözlerimi araladım. Sımsıcak elini mükemmel yüzümde hissettim sonra, beni kendisininkine çevirirken. İlk idrak edemedim olanları, öylece kaldım.

"Peki ya benim gözlerim tekrar seninkilerle buluşabilmek için can atıyorsa, Jaemin? O zaman da kaçırabilecek misin gözlerini benden? Yoksa hayatımda ilk defa gerçekten bir beyefendi olup üzerinde açtığım yaraları sarmama izin verecek misin? Ha, ne diyorsun bu işe?"

Gözlerindeki duygu yoğunluğundan mıdır yoksa sıraladığı cümlelerin cezbediciliğinden midir bilmem fakat hissetmemem gereken şeyler hissettim birkaç saniyeliğine de olsa. Anlam veremedim, zaten o da benim içimdeki savaştan galip çıkmamı beklemedi.

"Önceden sarf ettiğim tüm o kötü cümleler yüzünden affına sığınıyorum, Jaemin. Gözlerin bir daha öyle bakmasın diye savaş veriyorum içimde, peki ya sen hissedebiliyor musun içimde asıp kestiğim tüm duygularının yoğunluğunu?"

Hissedebiliyordum. Gözlerinin derinliklerinde görebiliyordum.

Mükemmel olan herkesin yapabileceği gibi tabii ki.

"Belki de daha önce okyanus kadar derin gözlerinde birkaç kez boğulmuş olduğumdan, inan ki hepsini görebiliyorum Jeno. Görmemi istemediklerini bile."

"Öyleyse ne güzel, bir de sana uzun zamandır içimde cebelleştiğim tüm duygularımı acı çeke çeke anlatmayacağım Jaemin, çünkü görebildiğini söyledin ve kalanı tüm önemini yitirdi aniden."

Breaker-HeartbreakerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin