Bu kitabı çok seviyorum yaa. İyi okumalar ✨
Taehyung'un Anlatımından:
Bu gece 'iş' dedikleri şey vardı. O yüzden kendi işlerimi daha erken yapmalıyım. Şu polis işleri sıkmaya başladı artık. Kasten polisleri öldürüyor gibiyim. Böyle eğlenemem. Bu günkü kurbanım kim olacak? Yürümeye başladım. Elbet önüme birileri çıkardı.
Ve tahmin ettiğim gibi oldu da. Bir adam yürüyordu önümde. Çok yaşlı değil çok gençte değil. Tam ona doğru giderken siyah minibüs gibi bir araç buraya doğru gelmeye başladı.
Adam aracı görmesi ile küfür zannettiğim bir kaç kelime etti ve koşmaya başladı. Sanki arabadan kaçıyordu. Eğer öyleyse cidden aptal. Hangi insan bir arabadan kaçabileceğini düşünür ki? Eninde sonunda yakalanacaktı. Acaba neden kaçıyordu?
Araba hızlandı ve tam koşan adamın önünü kesti. Adamın titrediğini buradan bile görebiliyorum. Arabadan bir kol çıktı ve adamı arabaya soktu. Hiç bir şey olmamışçasına araba yolda gitmeye devam etti. Merakıma yenik düşüp arabayı takip etmeye başladım.
Benin gibi birisi için bir arabayı takip etmek çok kolaydı. Sıçramamla havada iyice yükselip uçmaya başladım. İstesem görünmez olabilirim ama çok hızlı uçtuğum için beni kimsenin görmeyeceğini düşünüyorum. Görselerde pek bir şey olmaz. Hatta bana eğlence çıkar.
Ama önce şu araba işini halletmem lazımdı. Araba depo gibi bir yerde durduğunda hızımı azalttım. Birkaç adam orta yaşlı adamı zorla depoya soktu. Yere indim ve deponun kapısından baktım hafifçe. Adamı sandalyeye bağlamışlardı. Şık giyimli bir adam sandalyede bağlı olan adamı önünde durdu.
Emir vermesi ile başka bir adam bağlı adama su döktü. Üstüne dökülen su ile adam uyandı. Tam olarak ne dediklerini anlamıyordum. Birkaç kelime duymamla ne olduğunu anladım. Büyük oranla kumar da kaybedip borcunu ödemedi.
Mafyalar. Neyse benim için eğlence oldu. Gülümseyip depoya girdim. Anında bana doğrultulan silahlar ile güldüm. Gülüşüm gittikçe artıyor kahkahaya dönüşüyordu. "Ateş etsenize, ne duruyorsunuz!" diyen adam ile ateş etmeye başladılar.
Yazık, cidden yazık. Kurşunların havada asılı kalması ile korkarak bakıyorlardı. Elimi savurmam ile kurşunlar hızla adamlara gitti. Başları olduğunu düşündüğüm adam korkuyla titrerken sessiz depoda büyük bir kahkaha attım.
"Nasıl lidersin sen böyle?" dememle cevap anlamamıştım. Arkamdan gelen sesler ile başkalarının geldiğini anladım. Bir grup adam bana silah doğrultuyordu. Vurulacağımı falan mı düşünüyorlardı acaba? Az önce korkudan ölmek üzere olan liderleri olan adamın konuşması ile her zamanki gibi güldüm.
Normalde birisi bana dışarıdan bakınca hiç gülmeyen ciddi biri olduğumu düşünebilirdi. Ama insanların bu acınası halleri beni çok keyiflendiriyordu. "Eğer şimdi özür dileyip buradan gidersen ve kimseye bir şey anlamazsan canını bağışlarım!"
"Öldürsene beni! " dememle hepsi ateş etmeye başladı. Bütün kurşunlar havada asılı kaldı. Tam o anda kendi kurşunuyla vurduğum biri yerden bana ateş edince kurşun sırtıma isabet etti. Yani sadece bana çarptı ve yere düştü.
Hiç bir şey bana zarar veremezdi. Üstüme asit dökseler bile gülerek kolayca çıkardım. "N-nesin sen b-böyle?" diyen liderleri ile sırıttım. "Tam da yeni kurbanlar arıyordum." dediğim şey ile herkes korkuyla birbirine bakıyordu.
"Hadi ama bu kadar korkmayın!" dememle güldüm. Parmağımı şıklatmam ile havadaki kurşunlar yanmaya başladı. Ateşli kurşunlara korkuyla bakarlarken o kadar acizlerdikerdi ki. Bu görüntü beni çok eğlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spawn Of Satan/taekook
FanfictionJin'in "Oradan atlayıp nasıl hala hayattasın?" demesiyle başını eğdi ve küçük bir kahkaha attı. "Ben asla ölmem" dedi. Namjoon "Bu da ne demek?" dedi ve merakla ona bakmaya başladık. "Ben asla ölmem çünkü ben Şeytanın Doğuşuyum".