~15~

110 14 39
                                    

Geneee uzun bir aradan sonra yb attım evet. Medyadaki fotoğrafı da çok severim ehehe. Umarım beğenirsiniz 💜:3

Jungkook'un Anlatımından:

Yaptığımız "muazzam" plana uyarak Yoongi ile bize düşen koridorda sessizce yürüyordum. Yolu kaybetmemek için bulunduğumuz odadaki yastıkaların içindeki pamukları yere atıyordum. Benim aksine Yoongi 'nin buna bu kadar dikkat ettiğinden pek emin değildim. Yandan ona bakış atmamla yere bakarak yürüdüğünü gördüm. Lafımı değiştiriyorum kesinlikle dikkat etmiyordu. Eğer defalarca birbirinizden ayrılmayın demeselerdi şuan onu tek bırakabilirdim belki.

Acaba konuşmayı ben mi başlatsam? Senle konuşmak istese konuşurdu zaten. Bir sen zekisin aynen. Ben olmasam bunca yıl sürünürdün be. Şuan hiç sürünmüyorum saol. "Jungkook" duyduğum sesle tartışmayı bırakıp hemen ciddiyete büründüm. "Evet! " bağırdığımı sonradan fark etmemle kendime birkaç lanet okudum.

"Hiç yaptığın bir şey için gerçekten pişmanlık duydun mu?" Kafamda kurduğum onca şeyden sonra bunu sorması tuhaf gelmişti. Ama şuan önemli olan bu değildi. Mantıklı bir cevap vermem lazımdı. Yaptığım onca şeyi düşününce genelde yapıp sonra düşündüğüm için aptal olduğumu anlamam çok sürmemişti. Peki gerçekten pişman olduğum bir şey var mıydı?

Birden düşüncelerimin arasında o isim belirdi. Taehyung. Onla tanışmak pişmanlık mıydı gerçekten? Cidden beynim işlevini yitirmiş gibiydi. "Sanırım bu lanet eve girmemiz şuan en büyük pişmanlığım" Cevabım onu tatmin etmemiş olacak ki aynı ifade ile yere bakmaya devam etti. "Neden sordun ki?"  Ortamda yeniden oluşan sessizlik sinirlerimi daha çok bozuyordu. "Peki sen? Sen  gerçekten pişman oldun mu hiç?"

Dudağının ucunda küçük bir kıvrım oluştu. Öyle küçüktü ki sanki acı çekiyormuş ama buna rağmen gülmeye çalışıyor gibiydi. "Sanırım evet" Cevabı biraz beni şaşırtmıştı. Onu uzun zamandır tanımama rağmen hiç bir şey için çok üzüldüğünü görmemiştim. Genelde umursamaz davranırsın hatta. "Neydi?" Merakla sorduğum soruyla yüzüme baktı. Yüzündeki hüzün ifadesi bunu sorduğum için kafama vurmamı isteyecek kadar acıydı.

"Tabii cevap vermek zorunda değilsin. İster ver ister verme yani. Beni ilgilendirmez sonuçta. Senin özelin karışmam ben" Telaşla sıraladığım cümlelerle kendimi boğmak istiyordum. Gülme sesini duyana kadar istiyordum yani. "Tam bir aptalsın" Normalde bu laf yüzünden üçüncü dünya savaşını bile çıkarabilecek olan ben sırf onu güldürdüğüm için aptallığıma sarılmak istedim.

"Sanki sen değilsin!" alayla verdiğim cevaba onaylayan mırıltılar çıkardı. "Haklısın bende aptalım" Ben şok şuan. Söylediğin her hakareti sana monte bile edebilecek olan Yüce Yoongi aptal olduğunu kabul etmişti. Kulakları ile uçan fil görmekle aynı şeydi. Hatta halay çeken balinalar bile görebilirim artık. Yaşadığım şokun tam ortasında aklıma gelen şeyle dişlerimin arasından sesli bir küfür savurdum. "Siktir. Pamukları bir süredir yere atmıyordum."

Kafanı sikiyim Jungkook, nasıl unutursun! Cidden kafamı sikiyim. "Eğer hemen geri dönersek en son iz bıraktığımız yerden de-" "Buna gerek yok" Aniden sözümü kesip söylediği şeyi anlamaya çalışıyordum. "Nasıl gerek yok! Dönerken ya yolu bulamazsak" Derin bir nefes verdi. "Önce beni dinleyecek aklın olsa keşke. Bende yere iz bırakıyorum vasıfsız değilim herhalde"

"Ama sen sadece yere bakıyordun" dedim kendimi savunmak için. "Kaç adımda bir yere attığı saymak içindi. Gerçekten aptalsın. Dikkat etsene biraz" " Ne bileyim ben. Yürüyen efkar gibi olma o zaman!"  Birden durup bana döndü. "Ne yürüyen efkarı sayı sayıyorum doğru düzgün" Ben olsam altta kalmam Jungkook. Bende kalmam zaten. "Evet arkadaşlar 2C Yoongi ile saymayı öğreniyoruz bugün 5'e kadar mı 10' a kadar mı? 20 fazla olur şimdi"

Spawn Of Satan/taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin