Tekrar ben. Medyadaki fotoğraf için çok uğraştım aw. Umarım beğenirsiniz 💫
Jungkook'un Anlatımından:
Her şey yeni başlıyordu. Ben bile heyecanlandım. Herkes çantalardan eşyaları çıkarıyordu. Açıkçası biraz fazla heyecanlıydım galiba. En büyük işimiz bu olacak. Yani kim heyecanlanmaz ki? Cebimden telefonumu çıkardım ve saate baktım. 01.14,son üç dakika. Tünelin girişinin kenarında durmamız ile Jin kamyonetten indi."Hazır mıyız?"Namjoon kolundaki saate baktı ve konuştu.
"Tam zamanı. Taehyung , Hoseok, Jungkook öncelikle siz trafiği durdumalısınız. "bir an durdu ve Yoongi ile Jimin'e bakıp devam etti."Siz de onlara eşyaları götüreceksiniz.Ben o sırada iletişimi sağlayan uyduya hasar vereceğim ki polisi aramasınlar.
Jin de kamyoneti daha yakın bir yere getirecek ve size işaret verdiğimde herkes kamyonete dönecek." Herkes dikkatlice Namjoon'a bakıyordu. Birden saatinin alarmının çalması ile başlamamız gerektiğini anladım. Taehyung ve Hoseok'la elimizde şeritler, kırmızı tabelalarla tünele doğru yürümeye başladık.
Tae elinde kırmızı çarpılı iki tabela ile yolun ucuna çıkınca sıra bize gelmişti. Hoseok'un elindeki uzun şeridin bir ucunu bana vermesiyle elimdeki şeridin ucuyla yolun karşısına koştum. Kim olsa şuan deli olduğumu düşünebilirdi. Haksız da sayılmazdı. Tae 'nin gösterdiği tabelalar yüzünden yavaşlayan arabaların arasından hızla geçtim. Arkamdan çalan kornaları ve küfürleri umursamadan elimdeki şerdi bir ağacın gövdesine sıkıca bağladım.
Cebimdeki diğer şeridi de çıkarıp bir ucunu ağaca bağladım.
Diğer ucunu da Hoseok'a fırlattım. Hoseok'ta benim gibi şeritleri bağlamıştı. Ellerimi ağzıma getirip ıslık çalmam ile Tae kenara çekilmiş ,Jimin'le Yoongi gelmişti. Şeritlerden ve bizden dolayı geçemeyen arabalar durmadan korna çalıyorlardı. Ellerindeki eşyaları yere koymalarıyla hemen onları aldık ve şeritlerin altından geçtik. O an duyduğumuz başka bir ıslık sesiyle Namjoon'un işi hallettiğini anladık ve koşmaya başladık.Arabaların kapılarını dışarı çıkmamaları için bantlamaya başladık. Bazı kişiler çoktan çıktığı için elimizdeki ilaçlı bezleri kullanmak zorundaydık. Normalde Yoongi dövme taraftarıydı ama bunun fazla olduğunu düşünüp ilaç kullanma kararı aldık. Yani suç üstüne suç işlemeyin. Arabaların içinden atlamaya çalışan birkaç kişiyi de bayılttığımız için insanlar camlarını kapatmaya başladı.
İşte eğlence kısmına gelmiştik. Elime bir sprey boya aldım ve bir arabanın ön camına sıkmaya başladım. Sonra arabadan uzaklaşıp Jimin'in yanına gittim. Elime birkaç neon şerit verdi ve güldü. Bende onunla güldüm ve arabaların etrafına rengarenk şeritler dolamaya başladık. Koşarken etrafa bakıyordum .Hoseok ve Yoongi arabaların üstüne yazılar yazıyordu. Taehyung ise kendisini kaybetmişçesine bir şey içiyor ve arabalara döküyordu.Ne olduğunu tam anlayamamıştım.Belki içkidir derdim ama içki olsa Yoongi anlar ve çoktan içerdi.Her neyse çok eğlendiği belli. Boşver gitsin. Haklısın, eğleniyor.
Sardığımız şeritlerin arasından bir araba farı görünmesi ile o tarafa baktık. Far yüzünden gözlerimi kısmış ve gelen araca bakmaya çalışıyordum. Kulağıma gelen tanıdık korna sesi ile Jin olduğunu anladım. Diğerleri de benim gibi sessizleşmiş kamyonete bakıyordular. Kamyonetin kasasında oturan Namjoon'un ıslık çalması ile herkes elindekileri bırakıp koşmaya başladı. Kamyonet daha hızlı gidebilmek şimdiden hafif hareket ediyordu.
En öndeki Tae şeride ulaşınca elindeki çakıyla şeritleri kesti. Böylece durmaksızın koşabilirdik. Arkamızdaki arabaların motor sesleri duymamla arkama baktım ve daha hızlı koşmaya başladım. Bağladığımız şeritler onları yavaşlatacak ve sprey boya sıktığımız için önlerini göremeyecekler. Çok zekisiniz. Biliyorum çok mantıklıydı .Uzunca ,detaylarına kadar planlanan bir plan... Zekice olmaması hakaret sayılırdı işimize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spawn Of Satan/taekook
FanfictionJin'in "Oradan atlayıp nasıl hala hayattasın?" demesiyle başını eğdi ve küçük bir kahkaha attı. "Ben asla ölmem" dedi. Namjoon "Bu da ne demek?" dedi ve merakla ona bakmaya başladık. "Ben asla ölmem çünkü ben Şeytanın Doğuşuyum".