Ehehe gene beeen. Umarım beğenirsiniz ❤✨
Jungkook'un Anlatımından:
Namjoon, renkler, Yoongi, tuvalet... Zihnimde dönen kelimeler. Gözlerimi yeni yeni açmama rağmen sanki her an uyuyabilirdim. Nerede olduğumu anlayamamıştım. Zihnim çok bulanıktı. Görüşümde buna dahil.
Sanki etraf bir ebru resmiydi ve ben bu resmin arasında sıkışıp kalmıştım. Bulunduğum sert ve soğuk zemine tutunarak doğruldum. Yaşadıklarım yavaş yavaş yerine oturuyordu. Ama görüşüm hala düzelmemişti ve böyle devam ederse her an kusabilirdim.
Sonunda ayağa kalkabildiğimde duvara yaslandım. Etrafa bakınıyordum. Yerdeki ve birkaç garip sıvı damlası dışında normaldi. Yerdeki damlaların sonu tuvalette bitiyordu bunu biliyordum çünkü damlaların sebebi bendim.
Bunlar öylesine damlalar değildi ya da öylesine bir bulantı. İçtiği şey her ne ise midem bomboş olduğu halde hala bulanıyordu. Belki de kusup bütün sıvıyı vücudumdan atabilirdim. Diğer taraftan önceden kusmama rağmen az olan sıvı hala etkisini gösteriyorsa yapmam saçma olurdu.
Düşüncelerim daha çok midemin bulanmasına ve başımın dönmesine sebep oluyordu. Başımı duvarlara sürtüp bütün bunlardan kurtulmak istiyordum. Tek sorun hala o kadar delirmemiş olmamdı. Kafamdaki bütün olasılıkları siktir edip lavabonun karşısındaki önünde durdum.
Dağılmış saçlarım, uykulu gözlerim ve ağzımın çevresindeki çoğunlukla siyah ama her rengi bulunduran sıvı ile deli gibi duruyordum. Musluğu açıp suyu avucuma aldım. Önce ağzımın kenarlarını temizleyip yüzümü de hafif ıslattım. Şuan ki halim kat be kat daha iyiydi.
Tabi sadece görüntü olarak. Boğazımda her an kendini dışarı atmak için adeta pusu kurmuş bulantımı takmamaya çalışıyordum. Son kez tuvalete bakıp odadan çıktım. Ne yapmalıydım? Bağırsam biri beni duyar mıydı? Acaba en alt kata mı insem? Evet Jungkook sakin ol ve düşün. Amacın ne? Diğerlerini bulup bu lanet yerden kurtulmak.
Güzel, o zaman önce diğerlerini aramalısın. En son bunu yapmaya çalıştığımda bu hale geldim farkındaysan. Ama artık daha dikkatli olman gerektiğini biliyorsun. Namjoon'da mı bu saçma sapan şeyin içinde? Sanmıyorum. Hem o birden bire kayboldu belki hiç yoktu bile. Fazla geriliminden şizofren olduğumu sanmıyorum. Eğer hepsi bir hayal olsa o şeyi bana kim içirdi?
Aklıma gelen bu soru ile içim ürperdi. Hayal olmadığına yemin bile edebilirdim. Böylece aklımda oluşan soru işaretlerinden yalnızca birinden kurtulmuştum. Etrafa baktım. Bu kattaki odalarda yaşadığım şeylerden sonra bu kattan kurtulmam gerektiğine emindim .Eğer sadece bir kat çıkıp buraya geldiysem tekrar yukarı çıkarsam birisini bulabilirdim. Bulduğun her kişiye güvenme ,sürünüyorsun sonra.
İç sesim haklıydı. Gördüğüm kişiler gerçekten onlar olsa bile hemen güvenmemeliydim. Zihnimde az çok kurduğum plan ile merdivene yöneldim. İlk basamağa ayağımı bastığım an duvardaki sadece birkaçı yanan mumların hepsi yanmıştı. Kafamın güzelliğinden ya da yaşadığım bu kısa zamanda gördüklerimden mi bilmem ama pek korkmamıştım. Belki de sinirlerim bozulmuştur.
Ah,siktir et. Her şeye bu kadar takılırsan buradan asla çıkamazsın. Mantıklı bir düşünce. İç dünyamda yaşadığım kısa ara sırasında çoktan basamakların sonuna ulaşmıştım. Koridor gene aynıydı ve sıra dışı bir şey yoktu. Bu yüzümde küçük bir gülüş oluşturmuştu. Her şeyin çok normal gibi görünmesi ama aslında hepsinin bir tuzak olması... Sanırım deliriyordum.
Belki de delirmem lazımdı. Çünkü burası adeta bir deli tarafından hazırlanmış oyun gibiydi. Düşüncelerimin arasında duyduğum tanıdık sesle yüzümdeki tebessümle arkamı döndüm. "Junkook" Saniyeler içinde karşımdaki bedenin bana sarılması ile bir an duraksadım. "Hoseok hyung" Ya gerçek değilse? Belki de bu seferki gerçektir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spawn Of Satan/taekook
FanfictionJin'in "Oradan atlayıp nasıl hala hayattasın?" demesiyle başını eğdi ve küçük bir kahkaha attı. "Ben asla ölmem" dedi. Namjoon "Bu da ne demek?" dedi ve merakla ona bakmaya başladık. "Ben asla ölmem çünkü ben Şeytanın Doğuşuyum".