Veeğ kırk yılda bir bölüm daha...
Jimin ve Yoongi yavaşça gittikleri yerden geliyorlardı. Hepimiz şoklar içinde onlara bakıyorduk. Bu günleri de mi görecektim ? İç sesime katılarak hayretle bakmaya devam ettim. Tae dışında hepimiz ağzımız açık onlara bakıyorduk.
Tae yavaş bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı "Neden hepiniz şaşırdınız?". Bende onun gibi fısıldayarak cevap verdim. "Normalde Jimin söverek saçı başı dağınık bir şekilde gelmeliydi ve arkasından piç smile atan bir Yoongi olmalıydı ama bu sefer ikisi de normal bir şekilde geliyor.
Anlamaz gözlerle bana bakıyordu. "Bu kötü bir şey mi?" demesiyle hemen cevap verdim. "Hayır, sadece alışılmışın dışında." Başını anladım derecesine salladı ve onlara baktı. Jimin yavaşça yanıma oturdu ve koltuğa yaslandı. Yoongi de tekli koltuğa attı kendini.
Namjoon ve Jin garip bakışlarını üstlerinden çekip sohbet etmeye devam ettiler. Hoseok soran gözlerle Yoongi' ye bakıyordu. Ben ve Tae de Jimin'e. "Niye öyle bakıyorsunuz, bir şey mi var?" dedi en sonunda. Gözlerimle Yoongi'yi gösterip "Ne oldu?" dedim.
Gözlerini kaçırdı ve kaçamak bir şekilde Yoongi 'ye baktı. Sonra hemen gözlerini yere dikti. Bir dakika bunun yüzümü kızardı lan. Bir boklar var bunda. İç sesim her zamanki gibi haklıydı. Benim iç sesim tabi haklı olacak. Kendimi övmeyi bitirip Jimin' e döndüm tekrar.
"Şey... ne olsun konuştuk öyle, her zamanki gibi." Jimin'e salak mıyım bakışı atmaya başladım. "Dedemde sizin bir konuşmanızın sonunun kavgasız bitmeyeceğini bilir Jimin. "Salağı oynama bana, yemezler." Derin bir nefes alıp verdi. "Off, inanmış gibi yap bari" Dediğine hafifçe güldüm.
"Hadi hadi, anlat ne bok yediniz?". Tam o sırada yanımızda olan Tae hafifçe kıkırdadı. Bi şok yaşıyorum şuan. Oha! "Oha, güldün" dememle ikisi de kahkaha attı. Jimin'e dönüp "Seni unutmadım" dememle hemen sustu. Yavru köpek bakışları atması çok etkilemese de acıdım biraz.
"Off, gene iyisin. Çok vicdanlı bir arkadaşın var" dediğime güldü ve sarıldı. "Yüce gönüllü arkadaşım benim" demesiyle güldüm bende sarıldım. "Ama illaki anlatacaksın, haberin olsun" "Tamam tamam, söz". Biz sarılıp gülerken fark etmediğimiz bir şey vardı.
Taehyung' nun bize öfke ile bakması...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gecenin bilmem kaçı gülerek dolaşıyorduk. Güzel fantezi vallahi, helal olsun sana Jungkook. Ayh teveccühün iç sesim. Köşede oturmuş yaptığımız grafitiye bakıyorduk. "Yha, ben demiştim daha çok siyah ekleyelim diye" sızlanan Hoesok 'a göz devirdim. "Takıldığın tek şey bu mu?". "Başka neye takılabilirim ki?" "Polisler gelirse ne bok yiyeceğimizi mesela".
"Jungkook salak mısın sen, ilk defa yapmıyoruz ve daha beterlerini yaptık" diyen Yoongi ile mantıklı olduğuna karar verdim. "Yakında yeni bir iş var" dedi Namjoon. Arada Namjoon'un bir arkadaşının işlerini yapardık. Tamam bad boy gibi takılıyoruz falan hani bizim de paraya ihtiyacımız var her insan gibi. Hem Namjoon boktan bir şey olsa kabul etmezdi. O yüzden bizde arada küçük işler yapıyorduk. İllegal "küçük" işler. İç sesim aslında biraz haklıydı.
Hani insan falan öldürmüyoruz. Grafiti gibi belli mekanlarda kavga çıkarmak falan çokta büyütülecek değiller. Peki neden yaptığımızı biliyor muyuz? Hayır ve bizi ilgilendirmiyor. Hani tamam insan merak ediyor normal olarak falan ama çokta kurcalamaya gerek yok. Maydanoz olma Jungkook. Olmaya da hevesim yok. İç sesimle şahane sohbetimizi Jin bozdu. "Bu sefer ne yapıyoruz?" veeğ hepimizin aklından geçen o kutsal soru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spawn Of Satan/taekook
FanficJin'in "Oradan atlayıp nasıl hala hayattasın?" demesiyle başını eğdi ve küçük bir kahkaha attı. "Ben asla ölmem" dedi. Namjoon "Bu da ne demek?" dedi ve merakla ona bakmaya başladık. "Ben asla ölmem çünkü ben Şeytanın Doğuşuyum".