Bir sonraki sabah her yer karla kaplıydı. Manzara tek kelimeyle olağanüstüydü. Sonbaharda zaten çok hoş bir hal almıştı ama şimdi çok daha güzeldi. Dışarı çıktığım anda sağımda bir kartopu patladı. Tabii ki hemen erimişti ama Mia ile Veronica çoktan kahkahalarla yerlere yatmışlardı bile.
Sırıtarak izledim gülmelerini. Arkadan Ed'in sinsi sinsi yaklaştığını görünce hepten sırıtmaya başladım. Elinde iki tane büyükçe kartopu vardı. Diplerine kadar gelip yüzlerine bıraktı topları.
Tabi Ed'in hesaba katmadığı bir şey vardı. Mia. Zavallı çocuğun üstüne çatıdan devasa bir kar kütlesi yuvarlandı.
Zaten gülmekten karnımı tutuyordum. Ed'in nasıl titrediğini görünce hepten kahkahalara başladım. Zavallı, yaptığına yapacağına pişman olmuştu. Hemen üşümesini giderdim. O sırada Mia tekrar kar topu attı. Bu sefer refleksim iyiydi. Top bana gelmeden eriyip gitti. Sadece yüzüm ıslanmıştı.
Hep beraber gülüştük. O gün hepimiz karla oynadık. Deliler gibi eğleniyorduk. İçimizdeki gerginlik bir an olsa da kaybolmuştu. Akşam olunca hepimiz yorgun bir şekilde kulübelere dağıldık.
Bir sonraki sabah uyandığımda acayip farklı hissediyordum. Başıma inanlımaz bir ağrı saplanmıştı. Görüşüm de bulanıktı. Yavaşça dışarı çıktım. Herkes çoktan uyanmıştı.
Daha tek söz bile söyleyemeden her yer simsiyah oldu. Zihnimden Serox'un sesi duyulmaya başladı.
"İşte başlıyoruz."
Şok olmuştum. Hareket edemiyordum. Konuşamıyordum. Ama beni bunlar değil, Mia'nın çığlığı berbat etmişti. Öyle bir acıyla bağırdı ki içim paramparça oldu. Kendimi konuşabilmek için zorluyordum. Ama nafile. Ardından Ed'in çığlık sesleri duyulmaya başladı. Adımı haykırıyordu. Ama hiç bir şey göremiyordum. Arkadaşlarıma yardım etmeliydim. Sonra Veronica bağırdı. Hiç bir şey yapamıyordum.
Bir anda bütün dumanlar dağıldı.
Gözlerim kararmaya başladı. Üçü de yerde hareketsiz halde yatıyordu. Altlarındaki kar ise kıpkırmızı olmuştu.
Başım dönüyordu. Bu kadar hızlı olamazdı. Bu kadar hazırlıksızken olamazdı. Çaresizce diz çöktüm. Yüzlerine baktım. Hepsinin yüzünde korku ve dehşet vardı. Delirmek üzereydim. Sonra yine aynı ses kulaklarımda konuşmaya başladı.
"Uyarılmıştın, Nate. Sana bunların olacağını söylemiştim. Dinleseydin şuan seninle her yere hakimdik. Ama şimdi ne oldu? Ben yine her yere hakim olacağım. Ama sen? Hayır, seni öldürmeyeceğim. Seni tamamen yalnız bir halde bırakacağım. Ta ki sen acıyla yanıma gelip ölüm yalvarana dek."
Hayır, gerçek olamazdı. Olmamalıydı. Böyle bitemezdi. Mia'nın ölü gözlerine baktım. İçime işliyordu adeta. Darmadağan olmuştum. Her şey bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK: UYANIŞ
FantasiaKaranlık. Geçmişim karanlıktan ibaret. Işık tutarsam ne göreceğim? Güzel bir mazi mi? Yoksa yine karanlığın kendisi mi?