Asaf’ın evindeki koltuğa kendimi attığımda kafamdan bir sürü düşünce geçiyordu. Gerçekten bu hastalıktan kurtulabilecek miydim? Her şey normale döner miydi? Ne kadar umut etmek istesem de biliyordum ki her şey normale dönse de hayatım her zaman karmakarışık olacaktı çünkü Okay Boğacı ile olan akrabalığım, hayatımın ortasına bomba gibi düşmüştü.
Her şey o kadar saçmaydı ki ne yapacağımı bilemiyordum. Üstelik, kendini zorla benim ailem yapmıştı ve onu hiçbir şekilde öyle görmüyordum.
Asaf karşıma oturmuştu ve birbirimize bakıyorduk.
Az önce hastaneden gelmiştik ve ikimizden de tek kelime çıkmıyordu. Sözlerin bazen yetersiz kaldığı konusunda haklılardı sanırım.
“Çay yapayım mı?” diye sordum diyecek bir şey bulamayınca.
Başını olumlu anlamda salladı. “Gel, yerlerini göstereyim.”
Kalkıp mutfağa gittik. Dolaplar bizim evdekiyle aynıydı ama neyi nereye koyduğunu bilemiyordum. Duvara dayanmış küçük, beyaz bir masa ve kenarlarda iki tane sandalye vardı.
“Neden iki tane?” diye sordum sandalyeleri işaret ederek. Asaf bu sırada çaydanlığı ve çayı çıkarıyordu.
“Tek sandalye satan bir yer bulamadım.”
Omuz silktim. “Yeterince aramamışsın sanırım. Misafir falan gelir diye bir tane de yedek almadığına emin misin?”
Ben çayı yapmaya başlarken söylediklerime güldü ve sandalyelerden birine oturdu.
“Senden başka pek misafirim olmuyor.”
Çayı ocağa koyup öteki sandalyeye oturdum.
“İyi bari, sevindim. Yalnız olmana değil tabii, benden başka misafirin olmamasına.”
Saçmaladığımı anlayınca kısa süreliğine kıkırdadım, Asaf da tebessüm etmişti.
“Bazen çok garip konuşabiliyorum sanırım.” diye mırıldandım.
“Sadece bazen mi?” diye sorunda omuzuna hafifçe vurdum.
Artık malum konular hakkında konuşmamızın vakti gelmişti ve ikimiz de biliyorduk. Derin bir nefes aldım.
“Bugün Okay’ın bana ne dediğini hiç sormadın.”
“İlk tanıştığımızda seni asla zorlamayacağımı, bir şeyi eğer sen anlatmak istersen anlatacağını söylemiştim hatırlıyor musun?”
Başımı olumlu anlamda salladım.
Konuşmaya devam etti.“Bu hala geçerli, sevgilin olsam da bana anlatmak istemediğin konuları zorla anlattıracak değilim, hele böyle hassas bir konuda.”
Gülümseyerek elini tuttum ve sıktım. Hayal edebileceğimden bile iyi bir insandı. Bazen gerçekten ona layık olup olmadığımı merak ediyordum.
Konuşmaya devam eden Asaf’a dikkat kesildim.“Sanırım biraz da sana söylediklerinden korkuyorum. Her şeye rağmen o ailenden biri, aklını karıştırabilir.”
“Aklım zaten karışık benim. Daha ne söyleyip karıştırabilir ki?”
Omuz silkti. “Bilmiyorum. Sanırım seni kaybetmekten korkuyorum. Yıllarca Ankaların yanında çalıştım, ister istemez, kalbimin bir köşesi kararmış olabilir ve sanırım Okay ile biraz birbirimize benziyoruz.”
Hızlıca başımı olumsuz anlamda salladım.
“Senin Okay gibi biri olmana imkan yok, Asaf. O bir canavar, sen ise beni kuleden kurtaran kişisin.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayın Karanlık Yüzü
Short StoryHiç tanışmadığı birini özleyebilir miydi insan? Cevabınız hayır ise daha önce ulaşamayacağınız birilerini sevmemişsiniz demektir. Bunu biliyorum çünkü ben de benim nefes aldığımdan haberi bile olmayan birine aşık oldum. Sonradan anladım ki bu yaptığ...