12- 'Summer Evening'

2.3K 177 67
                                    


İşte okulun son günü gelip çatmıştı. Her sene olduğu gibi sınıflar arası yapılan maçlarda finale kalan son iki sınıf maç için hazırlanıyordu. Onlar hazırlanadursun o sırada okulun hopörlöründe bu senenin hit şarkıları çalıyor ve herkes bahçede dans ediyordu. Şenlik vardı kısaca. Öğretmenler dışarı çıkmadılar dans bitip maç başlayana dek, eğlenmelerine izin verdiler.

Bir tarafta onların sınıfı, bir tarafta Jk ve Yugyeom'un sınıfı.. Jimin iki tarafın arasında kalmıştı.

Yoongi ve Hoseok gayet sakindi. 12. sınıflar maça katılmadığından mısırlarını almış Jimin'in yanına oturmuşlardı. Jimin dudaklarını dişliyordu. İki tarafı da tutmadığından tezahurat yapmak istememişti ama Yugyeomun bozulacağına da adı kadar emindi. Zaten onlar daha güçlüydü.

Alfalar ve betalar bir bir sahaya çıkıyordu. Onlara şov yaparak sahada garip hareketler sergileyen alfalara kur yapmaya çalışan omegalarla somurttu Jimin. "Feromonlarınıza bir türlü sahip çıkamıyorsunuz be." homurdanıyordu. Yoongi sırıttı ve ağzındaki mısırı bitirip konuştu.

"Bebeğim inan bana senin feromonların hariç kimseninkiler güzel gelmiyor." Jimin gözlerini kaçırdı. Hala açıkça söyleyemiyordu işte kıskanıyorum diye.

"Sen ne üzerine alınıyorsun ki? Rahatsız oldum ben! Boğucu bir kere!"

"Hmhm, kesin öyledir." Hoseok ise iç çekerek mısır yiyordu. Taehyung ile araları yumuşasa da hala barışmamışlardı. Jimin ona döndü. Aslında o günkü o şeytansı gülüş gitmiyordu aklından. Ona öldürecekmiş gibi bakan o gözler. İçi ürperdiği için hyunguna bakmayı kesti ve biraz Yoongi'ye yanaştı dudakları istemsizce büzülmüştü.

Yoongi anlamamıştı nedenini. "Jimin-ah gerçekten etkilenmiyorum, evet kur yapıyorlar ama güzel bile kokmuyorlar neden üzüldün böyle hadi ama."

Hoseok hyung beni hala korkutuyor.

Bu cümleyi söylemek istemedi, içinden geçirdi. Kimseyi üzmek istemiyordu, alışırdı zamanla. Fakat unuttuğu bir şey vardı ki alfası istediği zaman onun iç sesini duyabilirdi.

Kendini geri kalan her şeyden soyutlayıp seslerini kapatır, ve sadece Jimin'in omegasına odaklanırsa kurdu onu duyardı.

Alfa elindeki kovayı yere bırakıp kollarını omegasının etrafına sardı. Çenesini civciv sarısına yeni boyanmış çiçek kokulu saçlara yasladı ve ses etmedi. Jimin kollarını beline dolayıp güveni hissederken hiçbir şey demedi ve sahadaki Jungkooka baktı.

Onlar ruh eşiydi. Birbirlerini çok erken yaşta bulduklarından hala tam olarak ne olduğunu anlayamamış olsalar da Yoongi yapabildiği ve bildiği kadarıyla bu özelliklerini kullanıyordu.

Jiminle çok uzak kalamazlardı mesela. Eğer farklı ülkelerde fazla kalırsalar kalpleri ruh eşinin sızısından dayanamaz, ölürlerdi.

Ayrıca şimdiye kadar Jimini görmeden, sesini duymadan sadece 2 hafta geçirebilmiş, ondan sonra da acısını çıkarabilmek için tüm gece Jimine bir kedi gibi sarılmıştı hiç bırakmadan. Yoksa çok güçsüz düşüyordu. Bir alfa olmasına rağmen kalbi, kurduna acı veriyordu. Kim bilir Jimin ne haldeydi.

Jimin ondan uzun süre ayrı kalırsa bir süre sonra güzel omega kokusu solardı. Feromonları solmuş, çürümüş portakal çiçekleri gibi olurdu. Yoonginin feromonları da öyle acılaşırdı ki kimse yanına yanaşamaz hale gelirdi.

İşte bu yüzden bu kadar korkuyordu Jimin. Yoonginin onu bırakıp okumak için farklı şehre gitmesinden.

Alfasının omzuna başını yaslamış ve beline sarılmış bir şekilde kardeşini izliyorken gözüne karşı tarafta elindeki garip süsleri sallayarak tezahürat yapan kız takılmıştı.

New Things |Yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin