Bölüm 4 -İntikamdan Doğan Oyun-

335 58 58
                                    

Merhabaaa benn geldiim ^^^ nasılsınız bakalım? İyisinizdir inşallah, ben kötüyüm biraz.. üstelik kimse okumuyor hikayemi ve bu içimde bir şeyleri parçalıyor
:( tabii eğer okuyan varsa çok teşekkür ediyorum❤
Ama ben yine de yazmak istiyorum ve yazacağım, pek güzel yazmıyorum ama bence burada geliştirebilirim...

(Çok boş yaptım gerçekten puf)

Keyifli okumalar dilerim🌹❤
_________

Gün ağarınca, uyuyan Lalin'i rahatsız etmeden yataktan çıktım. Bugün erken uyanmıştım ve erken yola koyulmak istiyordum. Banyoya girerek işlerimi hallettim ve ardından çıkıp makyaj masamın önüne geçtim.

Saçlarımı taradım, onlarla ilgilendim. Annem ilgilenmezdi küçükken, o zamanlar büyük sorundu benim için ama gün geçtikçe umursamamaya başlamıştım. Kendi kendime omuz silktim ve saçlarımın ucunu parmağımla sevdim. Hıh, benim kimseye ihtiyacım yoktu.

Başımı çevirip makyaj masamın kenatında ki minik saate baktım. '06:32' Tamam bolca zamanım vardı. Üstüme düz siyah sweatimi, altıma dizi yırtık kotumu geçirdim. Aslında çalıştığım yerin üstü vardı ve giymemiz isteniyordu ama kim sikliyordu sanki?

Yüzüme hafiften makyaj yaptım ve saçlarımı ensemden topladım. Derin bir nefes alarak mutfağa geçtim, küçük bi kahvaltı kafiydi. Kollarımı sıvadığımda salatalık ve domatesleri çıkardım ve doğramaya başladım, ardından bir de çay yapıp masaya kahvaltılıkları çıkardım. Pek yemek istemiyordum fakat Lalin'in rahat bırakmayacağını biliyordum. Siyah ojeli tırnaklarıma baktım, soyulmuştu. Umutmuştum onu. Direk odama gidip ojemi yeniledim ve kurumasına fırsat verdiğim sıra Lalin'i uyandırdım. "Kalksana kızım, inek gibi yatıyorsun."

Huysuzca homurdandı.

Daha çok dürttüm kolunu. "Lalin kalksana lan!" Bana dönüp tek gözünü açtı. "Elfida tabakhaneye bok mu yetiştiriyorsun kızım, niye güzellik uykumu bölüyorsun?"

"Şimdi yedireceğim o bokları göreceksin... kalksana!"

"Tamam tamam." Diyerek çıktı yataktan. Başımı aynaya çevirdim ve koyu lensime bir bakış attım. "Ben çıkarım şimdi, çay ocakta demlenince alın için, kahvaltıda hazır." Deyince yumruk yaptığı elini koluma hafifçe vurdu. "Uuuuu hamarat kız seni."

Göz devirerek elinin üstüne vurdum. Sırıtarak dil çıkartınca irislerimi kıstım. "Be..."

"Vallaha tamam!" Dedi sözümü bölüp, ellerini suçlu gibi kaldırarak.

Sonra ellerini indirdi ve kaşlarını çattı. "E peki sen yemeyecek misin şimdi?" Kaşlarımı kaldırdım. "Hayır." Dedim düz bir sesle. Koyu sarı saçlarını sırtına savurdu. "Ama olmaz ki öyle, bi kere içim rahat etmez. Hayır, sen de yiyeceksin."

Sıkılganlıkla nefesimi verdim. "Lalin o anki isteğime bağlı ister yerim ister yemem." O sırada kapım tıklatıldı. "Abla?" Lalin ellerini çırptı. "Hah! Geldi kankim!" Ona baygın gözlerle bakıp kapıya seslendim. "Gel ablacım."

Kapıyı aralayıp içeri girdi. Ayıcıklı pijamaları hala üzerindeydi ve bir bacağının paçası dizine kadar sıyrılmıştı, üstelik kırmızı arabalı çorapları da ayağındaydı.

Bir de sırıtıyordu.

Lalin kahkaha atarak Deniz'e koşturdu.

Ben gözlerimi kıstım.

"Aman aman kimler uyanmış! Günaydınlar efenim!" Deniz dişlerini göstererek güldü. "Günaydın." Lalin komidinin üzerinden telefonuna uzandı ve kamerayı açtı. "Şu tatlılığı çekmek zorundayım, anı olarak kalsın... sırıt bakayım." Diyerek Deniz'in zaten dağınık olan saçlarını iyice dağıttı.

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin