Bölüm 6 - "a reason for being forever." - Kısım I

1.5K 139 146
                                    

Yalının bahçesine geldiklerinde, akşam göğü yerini geceye bırakmış olsa da, bulutlarla kaplı gökyüzünde tek bir yıldız görünmüyordu. Işık kolundaki beyaz kayışlı saate bakarak sızlandı.

- "Of Osman! Saat kaç oldu! Ne işimiz var yalıda bu saatte? Annemler çok endişelenmez umarım."

Şimdiden annesine sıralamak zorunda kalacağı bahaneleri düşünmeye başlayarak adımlarını hızlandırdı.

- "Bu kadar önemli ne olmuş olabilir Burcu hoca meselesiyle ilgili anlamıyorum ki."

Işık'ın hareketlerindeki aceleci tavırlar, kızın sarı sokak lambalarının aydınlattığı kaldırıma düşen gölgesinden okunabiliyordu. Osman, ceketini bir omzundan sarkıtmış, daha sakin adımlarla Işık'ın yanı sıra yürümekteydi. Bu gece konuşacakları şeyin Burcu hoca meselesi olmasını o kadar isterdi ki.

- "Kızım, sen her saniye söylenecek misin böyle? Geldik eve, sabret iki dakika işte. Öğreneceksin mevzuyu."

Mevzuyu. Sinan'ın arka bahçede gergin bir şekilde beklediğini hayal edebiliyordu. Heyecanlıdır diye düşündü. Ellerini nereye koyacağını bile bilemiyordur şimdi. Söyleyeceklerini düşünüyordur. Evin kapısını açıp içeri girerlerken Işık söylenmeye devam ediyordu.

- "Sinan'a kaç kere söyledim şu kapıyı kilitle diye, anlatamadım. Bi' insan canını, malını bu kadar mı sevmez?"

Salondaki koltuklara uzanmış onları bekleyen tek kişinin Yogi olduğunu görünce Osman'a dönerek şaşkın bir tonda sordu Işık.

- "E hani bizden önce gelmişti herkes? Neredeler?"

Osman, kızın sorusunu yanıtlarken mümkün olduğunca umursamaz görünmeye çalışıyordu.

- "Arkada, bankta oturuyorlardır. Sen geç, ben de bi' banyoya uğrayıp geliyorum."

Işık başıyla onaylayıp koridorun sonuna doğru ilerlemeye başlayınca, Osman kızın gözden kaybolduğunu görene kadar bekledi. Eh, halletim sanırım. Sonra da evin kapısını açıp dışarı süzüldü tekrar. Işık'ın kapı sesini duymaması için yavaşça kapattı kapıyı arkasından. Zihninde, bir kovalamaca dönüyordu yine. Bu defa Osman kaçıyordu. Olacaklardan, gerçeklerden kaçıyordu. Biraz sonra Işık ve Sinan'ın yaşayacağı özel anların düşlerinden kaçıyordu. Işık ve Sinan'ın birbirlerine sığınmış bedenlerinin hayalinden kaçıyordu. Düşünme diye geçirdi içinden. Düşünme işte. Saçlarını dalgalandıran rüzgarı fark edince, ceketini üzerine geçirdi. Yalının bahçesinden çıkıp Eda ile buluşacakları parka doğru ilerlerken, bu gece biranın kendisine yetmeyeceğinden emindi. Henüz başlayan gecenin getirebileceklerinden korkuyordu sanki. Elleri ceplerinde yürürken, hayatın kendisi için yaptığı planların, kafasında dolaşıp duran olasılıklardan çok daha gerçek ve merhametsiz olduğundan habersizdi.

***

Işık arka kapıyı açıp bahçeye çıktı. Bankta tek başına oturmakta olan Sinan'ı görünce adımları yavaşladı. Temkinli bir ses tonuyla konuştu.

- "Sinan?"

Sinan, Işık'ın sesini duyunca oturduğu yerden yavaşça kalkıp kıza döndü. Gergin olduğu, attığı tutuk adımlardan belli oluyordu. Işık. Bir yandan zihninde biraz sonra söyleyeceklerini prova ediyor, bir yandan da Işık'ın bileklerinin ne kadar zarif durduğunu düşünüyordu. Ellerini nereye koyacağını bilemeyince önünde birleştirmeye karar verdi.

- "Hoş geldin Işık."

- "Herkes nerede?"

- "Baş başayız bugün."

farklı bir renk. / sinman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin