Tamam. Bitti işte. Bitti bundan sonra. Osman, ceketini tek omzundan sarkıtmış, okula giden yolda yürüyordu. Dün gece bir işaretti. Bir şeylerin değişebileceğini sandım ama yanılmışım. Zaten söyleyebilseydim de ne değişecekti ki? Güneşin ensesini pişirdiğini hissetti. Pragmatik düşün oğlum. Bu sevgi sana zarar vermekten başka ne işe yarıyor ki zaten? Seni tehlikeli durumlara sokmaktan, kalbini kırmaktan başka bir işe yaradığı yok. Tüm ipler onun elinde. Sinan isterse boğuluyorsun. Sinan isterse düşüyorsun, yine ancak o isteyince kalkabiliyorsun. Her seferinde dibe vuruyorsun ama asla ders de çıkartmıyorsun. Okulun kapısına yaklaşmıştı. Ama bu sefer farklı diye düşündü. Bu sefer ders çıkarttım. Bu sefer kalbimin ipleri artık benim elimde. Okul kapısından içeri girdiğinde kendisinin gelişini seyretmekte olan güvenlik görevlisine yaklaşarak bir avuç fındık uzattı.
- "Bilmem gereken bir şey var mı?"
***
Sınıfa girdiğinde bakışlarını yerde tutmak için gösterdiği çabanın yükü altında eziliyordu. Bakma diye düşündü. Bakma. Bakma. Sırasına yaklaştıkça bakışlarını Sinan'ın sırasına doğru kaldırma isteği giderek artıyordu. Adımlarını hızlandırdı. Nihayet sırasına oturmayı başardığında, Sinan'ın bir solundaki sırada oturduğunu bilmek işini hiç kolaylaştırmıyordu. Kendi kendisini tebrik etti. Aferin oğlum sana. İşte böyle. Böyle böyle savaşacaksın bu duyguyla.
- "Osman."
Sinan'ın sesinden kendi adını duyduğu zaman biraz önce bahsettiği savaşı çoktan kaybetmiş olduğunu biliyordu. Bedenini hafifçe sola çevirerek Sinan'a döndü. Mümkün olduğunca duygusuz bir sesle konuşmaya çalıştı.
- "Efendim Sinan."
Çocuğun bakışlarıyla karşılaşınca kalp atışları hızlanarak çoktan Osman'a ihanet etmişti bile. Sinan hafifçe iğneleyerek konuştu.
- "Artık selam sabah da mı yok? Neden yüzümüze bakmıyorsun oğlum?"
- "Ne oldu şimdi de insan iletişiminden hoşlanır mı olduk?"
- "Yoo. Hala hoşlanmıyorum."
Duraksadı. Devam ederken, sesinde dalga geçer bir ton vardı.
- "Ama senden hoşlanıyorum Osman."
Aman ne komik. Şakaya bak. Sinirlendiğini hissediyordu Osman. Aşağılar bir tavırla cevapladı.
- "Yaa Sinan! Ne kadar da romantiksin."
- "Öyleyimdir."
Bok öylesindir.
- "Ne güzel. Bundan sonra kız arkadaşlarına ne sürpriz yapacağını bana sormazsın o zaman."
Hışımla tekrar önüne döndü. Osman'ın hareketlerine anlam veremeyen Sinan ise çocuğun bu tepkisine yol açabilecek ne yapmış veya söylemiş olabileceğini düşünüyordu. Yine ne dedim amına koyayım?
***
Sinan elindeki çakmağın kapağını açıp kapatmaya devam ederken konuştu.
- "19 Mayıs mevzusuyla ilgili bir gelişme var mı?"
Ekip, okulun bahçesinin artık kendileriyle özdeşleşen arka köşelerinden birinde toplanmıştı. Işık ve Sinan duvarın dibindeki yükseltiye oturmuş; Osman, Eda ve Kerem ise ayakta duruyordu. Sinan'ın sorusunu Işık cevapladı.
- "Yok valla. Tuncay'ı ortadan kaldırdık, aynı gösteriye ayarladık Burcu ve Kemal'i ama hiçbi' şey olmuyor aralarında. Okulların kapanmasına da bir ay kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
farklı bir renk. / sinman.
Fanfiction[sinman kategorisinde #1.] - 07.2020 [aşk101 kategorisinde #1.] - 06.2021 Işık ve Sinan'ın ruhları birbirlerine dolanırken, Osman kendi kalbinin çaresiz denizinde boğuluyordu. Kurtar beni Sinan diye geçirdi içinden. Beni kendinden kurtar. [aşk101, o...