Hissettiğim saçlarla gözlerimi araladım.Doğrulmam ile dudaklarımdan kısık bir çığlık kaçtı. Sanırım sırtım tutulmuştu. Bağırmam ile uyanan kızlar etrafa garip bakışlar atıyordu. Ryujin bile gözüme bir anlık da olsa tatlı gözükmüştü. Bu hissin kısa sürmesi için Tanrı'ya yalvarmaya çoktan başlamıştım. Kaldığımız yer, klan merkezimizden uzak, ufak bir köydü. Dün akşam yaşanılanlardan sonra buraya gelmiştik. Son durumdan hala haberimiz yoktu. Açıkçası endişeliydim. Murć Klanı'nın son savaşı yakın bir tarih değildi. Böyle bir şeye hiç şahit de olmamıştım. Sonuç ne olmuştu bilmiyordum.
Kapımız çift tıklanınca kalkıp üstümü giydim. İçeri her kim girmek istiyorsa giremezdi. Kızlar hala yataktaydı. Dışarı çıkar çıkmaz karşılaştığım asker beni görünce eğilerek selam verdi. Tekrar eski pozisyonuna dönünce konuştu. "Saldırı durduruldu efendim. Artık merkeze dönebiliriz. "
"Oh! Tanrı'ya şükürler olsun. Peki, kimler saldırmış?"
"Henüz bir bilgi yok efendim. Herhangi bir arma takmıyorlarmış. Yakın çevredeki köylerden biri olduğu tahmin ediliyor. "
"Pekala. Arabayı hazırlayabilirsin. Birkaç dakikaya orda oluruz. " Dediklerim ile tekrar önümde eğilen asker arabaya doğru yol almıştı. O gittikten sonra bende tekrar içeri girdim. Planım onları hazırlayıp direkt arabaya binmekti fakat tekrar uyumaya çalıştıkları için süre biraz uzamıştı. Yaklaşık on iki dakika süren savaş sonucu sonunda arabaya binebilmiştik.
Yerim uyanmış olmasına rağmen fazla zorluk çıkarmıştı. Bu yaramaz halleri ne kadar hoşuma gitmese de yeni uyandığı için böyle olduğunu biliyordum. Araba hareket etmeye başlayınca kafamı yine Yerim'in omzuna koyarak gözlerimi kapadım. Rahatsız oluyor muydu bilmiyordum fakat her seferinde yapmama izin veriyordu. Ayrıca bu sefer uykulu olacak ki o da kafamın üstüne yaslandı. Yolumuz fazla uzun değildi fakat beş dakikalık uyku bile benim için kârdı.
••••
Uykulu gözlerle etrafı süzerken geldiğimizi anlamıştım. Yol tahmin ettiğim kadar kısa değildi. Merkezden tamamen uzak bir köye gitmiş olmalıydık. Herkes sırayla arabadan inince bende inmiştim.Tahmin ettiğim gibi bir görüntü yoktu. Yağmalanan evler,kaldırılmayı beklenen bedenler falan beklemiştim fakat aksine her şey normal gözüküyordu.
Yeni uyandığımdan olmalı ki arabadan iner inmez başım dönmeye başlamıştı. Kızların içeri girdiğini görünce bende bize eşlik eden askere tutunarak saraya yöneldim. Onlarla temas halinde olmam kötü karşılanacak olsa da elimde değildi. Sağlıklı yürüyebileceğimi sanmıyordum. İçeri girer girmez beni bekleyen Yerim'i odasına yollayıp bende üst kata çıkmıştım. Annemle konuşmalıydım. Kapısına ulaştığımda iki kez tıkladım. "Gel. "
İçerden duyduğum ses ile kapıyı araladım. Sikeyim, içerde beni bekleyen görüntü çok farklıydı. Annem beni her zaman beklediği masasında değil de görüşme masasındaydı. Üstelik karşısında Bayan Kim vardı. Biraz etrafa göz attığımda Jennie'i de farketmiştim. Altları moraran gözleri her an kapanabilecekmiş gibiydi. Yorgun gözüküyordu. Fakat burda ne işleri vardı?
"Kızım, gel. "
Annem ve Bayan Kim'in önünde kısaca eğildikten sonra Jennie'nin de önünde eğilmiştim. Ardından anneme yönelip konuştum. "Neler oluyor, anne?"
"Anlatacağım. Ama ilk önce Bayan Kim'i uğurlayalım. Yardımlarınız için gerçekten çok minnettarız Bayan Kim. Bağlılığımızı en kısa zamanda bildireceğiz. " Bağlılık mı? Hayır, hayır. Tanrım, hala uyku sersemiyim. Düşündüğüm şey olmamıştı, değil mi? "Bizim için bir şerefti Bayan Park."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cafunè | jenlisa
Fiksi PenggemarLalisa Manoban, Murć Klanı'nın başı olan Bayan Park'ın kızıydı. Hayatı sadece ölümü pahasına olsa koruyacağı kız kardeşi Yerim ve küçüklüğünden beri başına geçmek için eğitim aldığı klanından ibaretti. Öyle de kalacaktı. Tabii hayatına habersiz gi...