"Ah, Lalisa. Sonunda geldin."Beni görmesi ile yükselttiği sesi ile konuşup ardından yanıma gelmeye başlamıştı. Birden etrafıma sarılan kollar ile kaşlarımı çatmış olsam da ardından bende yalandan da olsa kısa bir karşılık vermeye çalıştım. "Hey, Yerim iyi değil mi?"
"Bende iyiyim, sevgili kuzenim. Beni bu kadar özleyeceğini bilseydim gitmene asla izin vermezdim." Elimi tuttuğu gibi beni koltuklara yönlendirip ardından yan yana olacak bir şekilde yerleşmemizi sağladı. Etrafı incelemem ile Jisoo, Joohyun ve Taehyung'un da burda olduğunu görmüştüm. Sanırım ben yokken tanışmışlardı. Sorumu hala cevaplamamasına karşılık ona, bir kaşımı kaldırıp bakmaya başladığımda istediğim şeyi anlamamış olacak ki o da bana, kaşlarını kaldırarak karşılık vermişti.
"Yerim'in nasıl olduğunu öğrenmek istiyor, Ryujin." İsteğimi beraber büyüdüğüm kuzenim değil de kısa süre önce tanıştığım Joohyun anlayınca biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Birbirimizden haz etmezdik fakat yine de yakın olmamız gerekmez miydi? Ben Joohyun'a teşekkür amacıyla kısaca gülümserken Ryujin konuşmaya başladı. "Oh! Çok iyi. Biraz canı sıkılıyor ama önemi yok. Sonuç olarak sen olmayınca daha sorumlu biri olmayı öğrenecek."
Ne saçmalıyordu bu? Yerim'in hayatı diğer çocuklarınki gibi değildi. Oyun oynaması gereken yaşta sadece klan yönetimi hakkında eğitim almıştı. Sıkıcı hayatını biraz eğlenceli hale getirmesi onu sorumsuz biri yapmazdı. "Yerim hakkında bir daha böyle konuşmaya sakın cüret etme, Ryujin."
"Ona karşı neden bu kadar koru-" Sözleri herkesin bir anda tek bir yere yönelmesi ile kesilmişti. Bende kafamı onların baktığı yere doğru çevirdiğimde kapının girişinde yeni geldiği belli olan Jennie'i farkettim. Çenesi kasılmış, etrafa soğuk bakışlar atıyordu. Üzerinde her zamanki gibi siyah bir takım vardı. Yanımda oluşan hareketlilik ile dikkatimi o yöne çevirdim. Ryujin, Jennie'ye selam vermek için önünde eğilmiş şimdi de yanına ilerliyordu. "Ah! Selam, Jennie. Aslında ilk se-"
"Bana seslenirken ismimi kullanabileceğini kim söyledi?" Jennie'den gelen sert çıkışa kesinlikle şaşırmamıştım. Haklıydı. Bizden kaç yaş büyüktü bilmiyordum fakat öyle olmasaydı da günümüzün en önemli klanının lideri olduğu için onunla saygılı bir biçimde konuşmamız gerekirdi. Aslında resmi olarak lider değildi fakat yaşı yeterli olduğu için en az annesi kadar onun da söz hakkı vardı. "B-ben s-size böyle seslenmem sorun olmaz diye d-düşünmüştüm. Ne de olsa yakında evleneceğiz."
Kaşları olduğundan daha fazla çatıldığında sinirli bir şekilde karşılık vereceği belli olurken bakışları birden bana ilişti. Beni görür görmez kaşları normal bir hal alıp onun yerine tekrar çenesi kasılmıştı. "Her neyse. Odanı hizmetçiler gösterir. Herhangi bir sorunun olursa da Joohyun'a bildir. Sikeyim! Bilerek yapıyordu. Orada olduğumu görüp ona farklı davranırsa ne hissedeceğimi bildiği için sinirlenmekten vazgeçip alttan almıştı. Nasıl oynaması gerektiğini çok iyi biliyordu, öyle değil mi?
"Aslında, düşünüyordum ki beni biraz etrafta gezdirebilirsiniz. Hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz." Tanrım! Ryujin her zaman rahat bir kişilikti fakat sikeyim, bu cesaret de nerden geliyordu? Kaşları hafif çatılır gibi olsa da kısa sürede toparlayıp gözlerini bana dikti. "Neden olmasın?"
İşte bu son noktam olmuştu. Oyun mu istiyordu?
Pekala, bunu sağlayabilirdim.•••••
"Sizin ne söylediğiniz umrumda değil. Bence Jennie de ondan hoşlandı.Sen ne düşünüyorsun Lalisa?"
Sikeyim! Şu an çenelerini kapatmaları için bütün varlığımı ellerine verebilirdim. Çünkü sabahtan beri yaptıkları konuşmanın bende yarattığı etkiyi tahmin bile edemezlerdi. Tanrım! Onları buraya getirmek gerçekten de kötü bir fikirdi. Jennie ile aramızda başlayan küçük oyunda ilk hamlemi yapmak için kulübeye gelmiştim. Yapmayı düşündüğüm hamle basitti fakat etkiliydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cafunè | jenlisa
Fiksi PenggemarLalisa Manoban, Murć Klanı'nın başı olan Bayan Park'ın kızıydı. Hayatı sadece ölümü pahasına olsa koruyacağı kız kardeşi Yerim ve küçüklüğünden beri başına geçmek için eğitim aldığı klanından ibaretti. Öyle de kalacaktı. Tabii hayatına habersiz gi...