❦ Tutku Meyvesi | 21/1

27.2K 1.4K 148
                                    

-21/1-

Günler hızla birbirini kovalarken Nağme artık istediği zaman dışarı çıkabilmenin verdiği özgürlükle kendini daha rahat hissediyordu. En azından kendi evinin konforunu aratmıyordu burası. Zamanla elindekilerle yetinmeyi öğrenmişti. Arada bir ailesini arayıp iyi olduğuna dair haberler verirken babası hakkındaki iyi havadisleri de alıyordu. Uzun zamandır ilk defa rahat bir nefes alabiliyordu artık Nağme. Babasının iyi olduğunu bilmek her şeye değerdi. Kaybettiği ve vazgeçtiği her şeye değer. İçinde bulunduğu durumu bilen tek kişi olarak İlknur ablasıyla görüşmek istese de bunun için biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Yan yana geldiklerinde ister istemez konu Yağız'la olan durumlarına gelecekti ve genç kız bu konuyu konuşmaya henüz hazır değildi. Nasılsa artık istediği zaman çıkıp gezebiliyordu, acele etmesine de gerek yoktu. Gücünü toparlamalıydı.

Sabahın huzurlu sessizliğinde gözlerini araladı kadın. Uykulu bakışları daha ne olduğunu kavrayamadan şaşırdı. Kollarını adamın çıplak gövdesine sarmış, başını göğsüne yaslamış uyuyordu. Adam ise memnuniyet dolu bir tebessümle kendisini seyrediyordu. Ona koala gibi sarılan kendisi olduğu için bir şey söyleme hakkını kendinde bulamadı ama içten içe kendine çok kızdı. Ayıkken adama demediğini bırakmıyordu ama uyurken tüm vücuduyla ahtapot gibi adamın vücuduna sarmalanmıştı. Ve adam hiç de bundan şikâyetçi görünmüyordu doğrusu.

Keyifli bir gülümsemeyle "Günaydın." dedi Yağız. Günler boyu ilk defa bu kadar güzel bir sabaha uyanıyordu. İlk zamanlar kızın katı tavırlarından ümitsizliğe kapıldığı zamanlar olsa da şimdi bunun ne kadar gereksiz göründüğünü anlıyordu. Demek ki her şeyin ilacı olduğu gibi bu durumun ilacı da zamandı. Kendisinden nefret eden kadınla aralarındaki buz dağlarını eritmenin en etkili yolu buydu ve Yağız'ın da buna ayıracak kadar sabrı vardı. Bu yola girerken her şeyi göze almış biri için sabrın lafı bile olmazdı.

Hemen toparlanıp kendini geri çekti kız. "Gü-Günaydın." Uyandığı andan beri kendisini seyrettiğini gizlemeksizin bakışlarını kendisinden ayırmayan adamla göz göze gelmemeye gayret ederek "Kusura bakma." dedi yalnızca. Usulca yataktan kalkıp kendini banyoya kilitlerken yandığını hissettiği yanaklarının utançtan kızardığına yemin edebilirdi. Anlayamadığı şey, ayıkken söylediklerinin arkasında uyurken neden duramıyordu? Şimdi bu tavrından ötürü adamın farklı düşüncelere kapılmanı istemezdi. Fakat adamın heveslenmeye pek meyilli olduğu ortadaydı. Kötü biri olmayabilirdi belki ama etrafındaki insanları parmağında oynatmayı sevdiği kesindi. Kendi arzuları için başkalarının çaresizliğini ya da duygularını kullanabilecek kadar duygusuz bir adamla karşı karşıyaydı. Evet, bu teklifi çaresizlikten de olsa kabul etmişti ve bu durumun sorumlularından biri olduğunu inkâr etmiyordu ama karşısındaki adamın böyle bir teklifi sunmakta herhangi bir zorunluluğu yoktu. O pekâlâ istediği bebeği başka yollarla da elde edebilirdi. Ancak Yağız bu yolu seçmişti. Ve şuan tek amacı arzularını tatmin etmekti hepsi bu. İçinde bulunduğu durumda onu haklı veya sevimli gösterebilecek bir sebep bulamıyordu.

Soyunup duşa girdiğinde birkaç dakika içinde kapının sesiyle irkildi. Tepkisiz kalmayı tercih etse de merakla adamın ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.

Usulca banyo kapısını kapatan adam bornozunu çıkardığında kabini aralayıp içeri girdi. Kadının arkasını dönmese de varlığından haberdar olduğunu biliyordu. "Davetsiz geldim ama..." Sözlerine karşılık alamayınca geri adım atmadı. Bir kuş gibi titreyen bedenine inat başını cesurca dik tutan kadının beline sardı yavaşça ellerini. Elleri Nağme'nin düz göbeğinde dolanırken kızın tedirgin hislerinin tüm benliğindeki yansımasıyla tebessüm etti. Onu hafifletmekle başladı işe. Kızın omzuna dökülen ıslak saçlarını kenara itti ve dudaklarını onun narin ensesinde gezdirirken elleri kalçalarını hafifçe okşuyordu. Vahşi bir kısrağı ehlileştirir gibi yumuşaktı dokunuşları. Bir eli göğüs boşluğuna kadar çıktığında kadının ürpertiyle yerinden kımıldadığını hissedip onu kıskacı altına aldı. Dudakları ensesinden omzuna ve sırtına yayılırken elleri kadının göğüslerini avuçlayıp tüm bedenini tutkuyla sardı. Aniden duraksayıp arkası dönük kızı kendine çevirdiğinde bakışlarını kaçırmadan onun pembeleşmiş yanaklarına dikmişti.

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin