YAZAR NOTU: Canım okurlarıma yılbaşı için özel bir bölüm getireyim dedim. Keyifli okumalar diliyorum ve bol kokulu öpçükler yolluyorum hepinize. ❤
*
-15- / 2
Akşamın karanlığı çökeli saatler olmuşken salondaki yemek masasında oturmuş karşısındaki duvar saatine bakıyordu. Kocası hâlâ gelmemişti. Hadi buna alışıktı. Ama gecikse bile en azından arayıp haber verirdi. Neydi bu şimdi, eski köye yeni âdet mi geliyordu?
Bir yandan merak ediyor, diğer yandan ise bu aşırı duygusunu kontrol altına almaya, dizginlemeye çalışıyordu. Önce aramak istedi. Nerede kaldığını soracaktı. Fakat sonra düşününce vazgeçti. Yağız böyle şeylerden hiç hoşlanmazdı. Sıkboğaz edilmeye gelemezdi, hesap vermezdi öyle uzun uzadıya. Huyunu bildiği hâlde onu daha fazla daraltması evliliklerinin yararına olmazdı. Hem de yeni radikal bir karar vermişken. Taşıyıcı annelik gibi zor bir kararı ona kabul ettirmişken riske girmenin anlamı yoktu.
Elindeki telefonu bıraktı. "Aman canım, nasılsa arar." Öte yandan içinde büyümekte olan merak ve kocasını arama isteği çok geçmeden galip geleceğe benziyordu. Bu hissi nasıl bastırabilirdi? Her evli kadın gibi kocasını merak ediyordu.
●●●
Yağız ise o sıralarda Nağme'yi gözlerden uzak, şehir hayatından kısmen soyutlanmış olan çiftlik evine getirmişti. Ailesi onu yurt dışında bilirken şehrin ortasında dolaşması hiç de akıllıca bir hareket olmazdı. Aylin'in kendisini merak etmiş olabileceği ihtimalini unutmuş değildi, münasip bir zamanda onu aramayı planlıyordu, aksi takdirde karısının ortalığı ayağa kaldıracağını biliyordu çünkü.
Nağme ise kafası karışıktı ve oldukça gergin görünüyordu. Bu gece onun için bir dönüm noktası olacaktı ve yaşanacakları gözünün önüne getirdikçe daha çok geriliyordu.
Yağız genç kızın gerginliğini almak amacıyla evi gezdirmeye karar verdi. Eve alışması ve kendi eviymiş gibi benimsemesi adam için önemliydi. "Çiftlik evi gördüğün gibi şehir dışında sayılır. Gözden uzakta bir yer, burada seni rahatsız eden olmaz. Sen, ben ve çalışanlarım olacak sadece." Önce odaları gezdirdi, sonra mutfağın yerini gösterdi. "Burada ihtiyacın olabilecek her şey var. Onun dışında yardımcımız Melda Hanım hizmetinde olacak, evin her türlü işine o bakar. Zaten kocası Hasan Efendi de kâhya ve bahçıvanlığı bir arada yürütüyor. Burada yalnız olmayacaksın yani."
"Hep burada mı kalıyorlar?"
"Müştemilatta kalıyorlar. Buradan sorumlular, arada bir buraya geldiğimizde de hizmetimizde çalışırlar."
"Anladım."
Yağız eşyaları yukarıda bir odaya çıkardığında genç kız da yabancısı olduğu bu evin içerisinde onu takip etmeye başladı. Girdikleri odanın ışığını yakıp Nağme'yi içeri buyur etti. "Burası senin odan. Yani ben öyle düşündüm."
"Herkesin yerine her şeyi düşündüğüne eminim."
Kızın iğneleyici, kinayeli sözlerini duymazdan gelmeyi tercih etti. Ona, bu düzene alışması zaman alacaktı. Başta hiçbir şeyin pembe bir rüya gibi ilerlemeyeceğini bilecek kadar gerçekçiydi. Her şeyi düşünüp hesaba katmıştı. Evet, belki de kız haklıydı. O herkesin yerine her şeyi düşünen bir kontrol manyağıydı. "Odanda banyo ve temiz havlu var. Bir duş al istersen. Bu gece dinlen."
Şaşırdı Nağme. Bunu beklemiyordu. "Nasıl yani?" Onun gibi bir adamın bu denli anlayışlı yaklaşımı alışılageldik bir şey değildi genç kız için.
"Ne nasıl yani?"
"Bu gece-"
Kızın söylemek istediğini anlayınca net bir şekilde "Hayır, olmayacak." diyerek sözünü kesti. "İkimiz için de yorucu bir gündü."
![](https://img.wattpad.com/cover/40196826-288-k556767.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღ
Ficción GeneralMasanın üzerindeki ellerini birbirine kenetleyerek söze girdi Yağız. "Şunu iyi bilmek istiyorum o yüzden dürüstçe cevap ver, babanın iyileşmesi için her şeyi yapar mısın?" Her şeyden kastını açıklamak için aceleci davranmayacaktı. Önce yeterli yanıt...