❦ Tutku Meyvesi | 6/2

37.8K 1.7K 56
                                    

-6- / 2

Adamın tepkisini, neden bu şekilde davrandığını anlayamıyordu Nağme. Şaşkındı, "N-Neyi kast ettiğinizi anlamıyorum Yağız Bey." diye kekeledi. Anlamaya çalışıyordu fakat başaramıyordu. "Böyle hayırlı bir iş için test yaptırıp niyetinizi belli etmeniz, insanlar örnek olmanız hayırsever biri olduğunuz anlamına gelmiyor mu?" Manyak mıydı, dengesiz miydi? İnsanları heveslendirip kendisine kul köle yapmaya çalışan bir umut taciri miydi? Çözememişti bu adamı.

Tereddüt bile etmeksizin "Hayır." yanıtını verdi Yağız. Zerre utanma veya yanlış anlaşılma korkusu taşımıyordu. Oldukça rahat ve dürüst davranmıştı.

Aldığı cevaba anlam veremeyen Nağme'nin kafası karışmıştı. Sudan çıkmış balık gibi hissediyordu kendini. Ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu. Belli ki kalpsiz ve umursamaz birine rastlamıştı. Belki de tam bir pisliğe. Hemen kalkıp gitmek geçti içinden ancak o an vazgeçti bu kararından. Normalde bir kez daha dönüp yüzüne bakmayacağı bir tiple babası için muhatap olmak zorundaydı ve onu bu sandalyeye görünmez bir zincirle bağlayan sebep de tam olarak buydu. Şoke olmuş ifadeyi üzerinden atamadan "Peki, neden yaptırdınız bu testi, neden bunca insanın önünde şov yaptınız." sorusunu yöneltti bu vicdansız adama. Adamın kılı kıpırdamıyordu. Genç kız ise tam bir hayal kırıklığı yaşıyordu, tüm umutları kırılmış, paramparça olmuştu. Bu yüzden dürüstçe ve cesurca konuşmaktan geri durmadı. Nitekim kendine engel olamıyordu da.

Yağız ise her ne kadar karşısındaki kadının cesaretinden etkilense de geri adım atmaya niyeti yoktu. Gergin bir yüz ifadesiyle "Haddinizi aşıyorsunuz küçük hanım." diyerek uyarıda bulundu. "Bunu neden yaptığım sadece beni ilgilendirir."

Sert kayaya tosladığının farkında olan kız ise oldukça öfkeliydi ancak her şeyi berbat etme üzere olduğunu fark ettiğinden, önce derin bir nefes alıp sakinleşmeyi denedi. Hâlâ bu adamı ikna etme ihtimali vardı, bu ümidi de yok etmemek için biraz daha uzlaşmacı yaklaşabilirdi. Kibar bir tavır takındı. "Bakın, özür dilerim." Evet, iyi bir başlangıçtı. Gayet doğru bir yerden girmişti. Böyle bir adamdan özür dilemek her ne kadar gururuna dokunuyor olsa da babasını getirdi aklına. Ona değerdi. Bu şekilde devam ederse adamı ikna edebilirdi belki, kim bilir. "Öyle söylemek istemedim. Ama gerçekten buna çok ihtiyacımız var. Eğer kabul ederseniz çok büyük bir iyilik yapmış olursunuz. Hemen kestirip atmasanız... Uzun bir süredir bu mucizeyi bekliyoruz."

Göz ucuyla kızı süzerken onun farklı bir havası olduğunu düşünüyordu. Ancak beğeniyle süzdüğünü belli etmeyecek kadar da tecrübeliydi. Kadınlar bunu her zaman kullanırdı çünkü. Bunu çok iyi biliyordu. O yüzden boş bakışlarla "Yani?" dedi yalnızca. Konuya ilgisiz olduğu her hâlinden belliydi.

Nağme ise uzlaşmacı olma konusunda oldukça kararlıydı. Sabırla nefes aldı. "Yani, bu iyiliğiniz bizim için çok büyük bir şey. Hem siz de çok sevaba gireceksiniz." Sevaba girmek adamın hiç de umurunda değildi ancak yine de şansını denemek istedi. Onun olmayan vicdanına oynuyordu. Ölü yatırım, diye geçirdi içinden. Hiç vicdanı olmayan birini nereden vurabilirdi ki? Adamın hâlâ umursamaz duruşuna karşı tüm cesaretini topladı. "Bakın, sizinle açık konuşacağım. Babamın durumu kritik, fazla vakti yok. Lütfen siz de biraz yardımcı olun. Buraya kadar geldim ve size neredeyse yalvarıyorum. Ne kadar zor bir durumda olduğumu siz düşünün." Duvar gibi bakan adamdan pek de umutlu bir dönüş beklemiyordu ama en azından denemedim demezdi. İçinden ise bildiği tüm duaları okuyordu. O denli çaresizdi. Bunca zaman sonra ancak bir uygun verici çıkmıştı, bu da olmazsa başkasını nasıl bulurlardı hiç bilmiyordu. Babası ölmeden. Bunları aklına getirmemeye çalıştı.

Belirgin bir tepki vermeyen adam düz bir ifadeyle "Bunu düşüneceğim." dedi yalnızca. Elinde evirip çevirdiği kalemi masaya bıraktı. Aniden ayağa kalkarak "Şimdi bir toplantıya yetişmeliyim. Yeterince geciktim zaten." derken son kez göz ucuyla kıza baktı. Oldukça üzgün ve çaresiz görünüyordu. Bir o kadar da umutlu. Muhtemelen son umudu kendisiydi. "Kusura bakmayın, iyi günler." Kapıya doğru yürürken genç kızın çıkmak için bir hamle yapmadığını fark ettiyse de umursamadı Yağız.

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin