Nazik bir öksürükle boğazını temizledikten sonra derin bir nefes aldı. "Nağme, ben konuyu uzatmayı, eveleyip gevelemeyi sevmem. Zaten beceremem de. Bu yüzden sana açık olacağım. Tahmin edebileceğin gibi, sana karşı bazı duygular hissediyorum. Biliyorum, çok erken bulacaksın, hızlı ve ani oldu bunun da farkındayım. Ama beklemek benim için vakit kaybından başka bir şey olmayacaktı. Seni tanımak istiyorum. İlk günden beri beni etkiledin. Güçlü duruşun, konuşma tarzın, olgunluğun..."
Olayların bu kadar hızlı gelişeceğini tahmin etmeyen Nağme ise çok geç olmadan "Ama-" diyerek araya girmek istedi fakat anladığı kadarıyla adamın durmaya pek de niyeti yoktu.
"Lütfen, sözümü kesme. Zaten cesaretimi toplamam çok kolay olmadı." Genç kızın da kendisine boş olmadığını, duygularına karşılık vereceğini düşünmek istedi o an. Diğer türlüsü onu gerçekten üzecekti. "Eğer sen de bana karşı en ufak bir şey hissediyorsan... Yani tamam, henüz beni tanımadığın için benim kadar yoğun şeyler hissetmeni beklemiyorum ama en ufak bir his varsa bana karşı, bu duyguların adını koyalım mı birlikte? Tabi eğer sen de benimle aynı hisleri paylaşıyorsan."
*
Bu hikâyemi beğeniyle okuyanlar için farklı bir kurgu daha öneriyorum. Beklenmedik sonlara hazır olun. :)
"Küçükken hep merak ederdim, gökkuşağında niçin siyah ve beyaz renkleri yok diye. Hep rengârenkti. Işıl ışıl... Ulaşılamayacak kadar pırıltılı ve sahici olamayacak kadar mükemmel...
Peki, ya yanılıyorsam? Ya gerçekten bizleri bekleyen beyaz atlı prensler ya da pembe düşler bir yerlerde varsa?"
Hikâye Adı: GÖKKUŞAĞI GRİSİ
Kullanıcı Adım: -BuzlarKralicesi
Göz atacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღ
Fiction généraleMasanın üzerindeki ellerini birbirine kenetleyerek söze girdi Yağız. "Şunu iyi bilmek istiyorum o yüzden dürüstçe cevap ver, babanın iyileşmesi için her şeyi yapar mısın?" Her şeyden kastını açıklamak için aceleci davranmayacaktı. Önce yeterli yanıt...