❦ Tutku Meyvesi | 26/3

16.1K 1K 81
                                    

-26/3-

Duyduğu şey karşısında donup kalmıştı. Karşısındaki kadın Yağız'ın karısıydı. Ve itiraf etmek gerekirse çok güzel, alımlı, bakımlı bir kadındı. Böyle bir kadından bir erkek neden ayrılır, diye düşünmeden edemedi. Hepsi için genelleme yapması doğru olmasa da erkeklerin yadsıamaz büyük bir kısmı dış görünüşe dikkat eden yüzeysel insanlarken karşısındaki gibi bir kadın nasıl tercih dışı olabilirdi? Elbette kendisinin çirkin olduğunu kast etmek değildi niyeti ama yüz yüze baktığı kadında tek bir kusur bile göremiyordu. Üstelik oldukça cana yakın ve sakin bir karakter olduğu açıkça görülüyordu. Ya da bu fırtına öncesi o meşhur sessizlik miydi? Bilememişti Nağme.

Bildiği tek bir şey vardı, o da tam olarak şuan ne kadar aptalca şeyler düşündüğünü fark etmiş olmasıydı. Yağız'ın karısı neden buraya kadar gelmişti? Neden karşısına çıkmıştı ve kendini tanıtmak dışında hiçbir şey söylemeksizin kendisini süzüyordu. Kendini kurban bayramı için seçilmiş bir kuzu gibi hissetti. Aklında çeşitli senaryolar dolaşımıyor değildi. Kocasının onu aldatmış olmasından şüphelenip onu takip etmiş ve sonunda buraya gelmişti belki de. Ve şuan kendisiyle karşı karşıya durması hiç hoş olmamıştı. Her şey bir bir çözülerek açığa çıkmış gibi hissediyordu. Tabii buna çözülmek denirse. Daha çok birbirine giren yumak misali karmaşa hâline geliyor gibiydi ama...

Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışan Nağme "M-Merhaba." dedi temkinli bir ifadeyle.

Hiç de kocasını bir kadınla basmış gibi durmayan sakin kadın ise "İçeri girebilir miyiz?" demekle yetinmişti.

Normal şartlarda eğer kocasının onu aldattığını düşünseydi ortalığı birbirine katmaz mıydı? Bilmiyordu Nağme. Karşısındaki kadının nasıl bir karaktere sahip olduğundan emin değildi. Dolayısıyla böyle bir durumda ne tepki verirdi kestirmek zordu. Belki kadın pasif agresif biriydi. Sessizce içinde deliriyordu belki şuan kim bilir. "T-Tabii, buyurun." sözüyle içeri buyur etti kadını. Kendini büyük bir savaşa hazırlamış gibiydi. Az sonra olabilecek tüm felaketlere hazır görünüyordu.

Salona geçip oturduklarında "Nasılsın?" diye sordu Aylin. Sanki yıllardır görüşmediği bir arkadaşıyla oturup iki çift sohbet ediyor gibi bir havası vardı. Geldiğinden beri süzdüğü kadına bakıyordu. Siyah kıvırcık saçları ve bebeksi yüzüyle oldukça güzel ve bir o kadar sempatikti. Kendisinden birkaç santim kısa olsa da bu onu daha sempatik gösteriyordu. Uzun gür kirpikleri ve dolgun dudakları şuh bir görüntü sergilerken içten içe bebeğini bu kadar güzel bir kadının taşıyor olduğunu düşünmek hafif tedirgin etmişti. Kocasını kıskanma adına biraz aptalca davrandığını fark etse de içindeki dürtüye engel olamıyordu. Kıza ne kadar sevecen yaklaşsa da bu onun alt tabakadan geldiği izlenimini yok etmiyordu. Ve Yağız gibi bir adamın böyle alt tabaka biriyle olma ihtimalinin düşüklüğü tedirginliğini azaltmış ve Aylin'i biraz olsun rahatlatmıştı. Öte yandan karşısındaki kadınla iyi anlaşması gerektiğinin farkındaydı. En azından doğuma kadar. Sonuç olarak kendi kanından, canından bir bebeği karnında taşıyordu.

"İyiyim Aylin Hanım, teşekkürler."

"Ah, bana lütfen Aylin de Nağmeciğim. Böyle bir durumda resmiyetten hiç hoşlanmam."

"Peki." O an ne yapacağını, ne diyeceğini ve nasıl davranacağını bilemiyordu hâliyle. Kaç kadın sıradışı bir taşıyıcı annelik anlaşmasını kabul ettiği ve sonra da âşık olduğu adamın karısıyla ansızın baş başa kalıyordu ki? Böyle kalakalması çok normal olmalıydı. "Bir şey içer misiniz?"

Hafifçe manikürlü elini kaldırıp Nağme'nin yerinden kalkmasına engel oldu. "Lütfen canım, zahmet etme. Ben seni yormaya gelmedim buraya. Sadece... Seninle tanışmak ve konuşmak için geldim."

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin