Merhaba umutlarım. Uzun zamandır bölüm atamadım. Ama tekrar burdayım. Oy vermeyi unutmayalım. İyi okumalar dilerim.
....................Gözlerimi açtığımda perdeden içeri sızan güneş gözümü kamaştırdı. Nihayet ışığa alıştığımda gördüklerim kaşlarımı çatmama neden oldu. Yumuşacık bir yataktaydım. Benim elim kolum bağlı bir şekilde sandalyede oturmam gerekmez miydi? Sonuçta kaçırılmıştım. Ama çok güzel bir odadaydım. Yatağın hemen yanında pencere, pencerenin karşısında da griye kaçan bir dolap yer alıyordu. Oda çok büyük sayılmazdı ve eşya sayısı azdı. Üstümdeki yorganı yere atıp ayağa kalktım. Odadan çıkmak istiyordum ama göreceklerimden korkuyordum. Psikopat bir adam ya da organ mafyası beni kaçırmış olabilirdi.
Yok artık daha neler. Bizde o şans yok kızım.
İç ses yine konuşmaya başladığında dışarıdan gelen sesle irkildim. Merakıma yenik düşüp kapıyı açmaya çalıştım. Muhtemelen kilitliydi. Kapı kolu bu sefer elimde kalmamıştı. Ama çok şaşırdığım bir şey daha oldu. Kapı kilitli değildi. Ben mi yanlış hatırlıyordum? Ben en son kaçırılmamış mıydım?
Kafamdaki cevapsız soruları kenara itip odadan çıktım. Beni bir koridor karşıladı. Koridorun sonundan su sesine benzer sesler geliyordu.
Banyo mu vardı acaba? Yavaş adımlarla sesin geldiği odaya ulaştığımda sessizce açık olan kapıdan içeri girdim. Burası bir mutfaktı. Ocağın başında bir adam bir şeyler yapıyordu. Mutfağın ortasındaki masaya baktığımda karnımın çok acıktığını fark ettim. Karnımın guruldaması bunun habercisiydi. Karnım çok şiddetli guruldamış olacak ki adam yavaşça bana döndü. Korkarak geri çekildim. Anlamış olacak ki "Korkma." dedi. Bu o sesti. Beni kaçırırken iç ses sandığım ses aslında bu adamdı. Bana ikinci korma deyişiydi.
"Kimsin sen? Beni neden kaçırdın? Mafya falan mısın? Ne yapacaksın bana? Fidye falan mi isteyeceksin? O takım elbiseli adamlar senin adamların mı?.." Son söylediğime karşılık kaşları çatıldı.
"Hangi takım elbiseli adamlar?" Endişeyle ve anlam vermediğim bir sinirle sorduğu bu soruya cevap vermekte tereddüt ettim.
"Da-dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır hangi adamlar dedim?" Biraz bağırmıştı ve bu beni korkutmaya yetmişti. Korkarak geriye bir adım daha attığımda sakin bir sesle tekrar "Korkma." dedi. Sanırım bir yerden silah çıkartsa korkmayacaktım.
"Beni kaçırdığın binanın önünde adamlar vardı. Dün gece."
Belinden bir silah çıkardığında iç ses endişeyle konuştu.
Bak ağzını açtın gerçek oldu.İç sesi boşverip adamın elindeki silaha odaklandım.
Beni öldürmezdi değil mi?
"Na-N'apıyorsun?"
"Karnın aç olmalı. Masada bir şeyler var. Onları ye. Ben çıkıyorum. İşlerim var. Akşam burda olurum. Kaçmaya çalışma. Kaçmak için balkondan atlamayı düşünme bir yerin kırılır. Kendini odana kapat ve mümkünse odadan çıkma."
Ne kadar iyi bir adamdı ama (!)
"Peki cevap?" Silahını beline geri takarken "Ne cevabı?" diye sordu.
"Kimsin demiştim."
Beni dinlemeyip mutfaktan çıktı. Ben de peşinden ilerledim. Deri ceketini giyip bana döndü.
"Doğan, cevap Doğan."
Kapıyı açıp dışarı çıktı ve kilitledi.
Ne olduğuna asla anlam verememiştim. Ortada bir adam vardı. Beni kaçırıp yemek yapıyordu. Sonra bir yerini kırma deyip silah çıkarıyordu. Ardından adını söyleyip evden ayrılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ
AçãoGeçmişime giden yolda karşılaşacağım tehlikeler geleceğimi elimden alacaktı belkide.