Söylediği söz karşısında donakalmıştım. Onların yerini biliyordu. Belki de bu işte onun parmağı vardı. Ama Lavina ve Berk'in yerini bir tek ondan öğrenebilirdim. Koridordan gelen sesler yaklaşıyordu. Bi anda Melih yanı başımda bitiverdi. Uzi'yi Aaron'a doğrulttu.
Alev:Dur.
Melih bir süre bekledi öylece sonra yavaşça indirdi silahını. Gözlerini hiç ayırmadan Aaron'a bakıyordu.
Alev:Onları sen götürdün! Beni sen vurdun!
Yanına gidip eğildim ve çenesine bi tane yumruk attım. Tekrar yere yığıldı. Bu kez karnını tekmelemeye başladım. Sesi kesik kesik geliyordu. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Yaralı omzundan tuttum kaldırdım onu. Sonra tekrar yüzüne yumruk attım, yine yere yığıldı. Öksürmeye başladı.
Aaron:Dur. Yapmadım. (Kısık bir sesle söyledi)
Durdum. Hırsımı alamamıştım. Ama dinlemem gerekiyordu onu.
Aaron:Nerde olduklarını biliyorum.
Melih silahını tekrardan Aaron'a doğrulttu. Camdan baktım. Çatışma durmuştu. Neredeyse hiç ses yoktu ki merdivenlerden ayak sesleri duyuldu. Birileri içeri girmişti.
Melih:Söyle! Naptın onlara!?
Aaron gülümsedi. Dişi kanıyordu.
Aaron:Alev... (Hala gülüyordu ve fısıldayarak söyledi ismimi)
Tam o anda 3 kişi Melih'in arkasından geldi ve ensesine vurarak bayılttı onu.
Ben bağırdım. Adamlardan birini vurdum. Aaron birden kahkaha atmaya başladı. Adamlardan biri bana şok cihazıyla saldırdı. En son bunu hatırlıyorum.
Uyandığımda karşımda Rafet Babayı gördüm. Oldukça sinirliydi. Ellerini arkadan kavuşturmuş, odanın içinde volta atıp duruyordu.
Alev:Baba? (kesik kesik söyleyebildim)
Sesimi duyunca yanıma geldi.
Baba:Sen Aaron'un okulundaydın değil mi?
Alev:Evet baba?
Baba:Neyse tamam... Sen biraz dinlen akşamüzeri konuşmamız gerek.
Alev:P-peki baba...?
Anlayamamıştım doğrusu niye bunu sorduğunu. Ama oldukça ciddi bir tavrı vardı. Bana bunu söyledikten sonra kapıdan çıkıyordu ki bir anda durdu ve bana döndü.
Baba:He bu arada... Doktor kurşun yarasının iyileştiğini söyledi. Birkaç güne bişeyin kalmazmış. Hadi hayırlı olsun.
Alev:Eyvallah babam.
Bir kaç saat sonra ayağı kalktım. Acıkmıştım. Melih de uyanmıştı neyse ki. Aaron'u elimizden kaçırmıştık. Ve bu biraz da benim suçumdu.
Melih'le birlikte bir kebapçı restoranına gittik. Orda yemek yedikten sonra yürüyerek evime gittik. Uzun zamandır uğramamamıştım evime. İçerde Lavina'nın olmadığını biliyordum. Yine de gözlerim bi an onu aradı. Ev sahiden bomboştu. Evden çakımı, tabancamı ve mermilerimi aldım. Tabi yanında biraz da para. Hızlıca çıktık evden. Birileri bizi takip ediyor olabilirdi. Bizim mahallede biraz gezdikten sonra malikaneye döndük. Zaten hava kararmıştı da. Baba salonda oturmuş beni bekliyordu. Eliyle gelmemi işaret etti. Oturdum karşısına.
Baba:Daha iyi misin kızım? (Kızım derken sesi titremişti. Gerçi alışmıştım bu duruma niyeyse ben de üzülüyordum onun bu haline)
Alev:Sağol baba. İyiyim. Sen olmasan...
Eliyle işaret ederek susturdu beni.
Baba:Aaron... Onunla ilk tanıştığınız andan beri Melih seni tanıyordu. Seni takip ediyordu. Her gün rapor veriyordu. Bu yüzden senin hakkında bi çok şey biliyorum...
Alev:Yani baba..? Ne demek istiyosun?
Baba:Sana bi teklifim olucak. Bunu iyi düşün.
Bi an heyecanlanmıştım.
Baba:Bana çalışmak ister misin?
Bi anda donup kalmıştım. Çünkü malikanede hiç kız yoktu. Babayı korumak isterdim tabi ki! Ama önce arkadaşlarımı bulmalıydım.
Alev:Ben...İsterim baba.. İsterim çok.
Baba:Güzel. (Gülümsedi) O zaman aramıza hoşgeldin.
Alev:Hoş bulduk. (Gözlerim kısılıp küçücük olana kadar gülümsedim)
Melih'in de yanımda başı öne eğik bi şekilde bıyık altından güldüğünü fark etmiştim.
Baba:Aslında.. Seninle başka bir şey daha konuşmak istiyorum. Sana ilk görevini vermeliyim.
Alev:Tabi baba ne istersen.
Rafet Baba eliyle diğerlerine "Çıkın" anlamında işaret etti. Herkes boşalttı salonu.
Baba:Gizlice Aaron'a yanaşacaksın. Ajanlık yapacaksın.
Ne? Gerçekten de bunu mu istiyordu benden!?
Baba:Bunu düşünmek için 24 saatin var. Melih bugün sen şoklanmadan önce anlattı Aaron'la konuştuklarınızı. Arkadaşların hakkında söylediklerini. Belki senin için de bi fırsat olur. Ayrıca seni onun yanına tek göndermek gibi bi niyetim yok. Melih'le konuştum. O da seninle aynı görevi üstlenmek istedi. Seni yalnız yollamama engel oldu. Çünkü Aaron'un zaafları senin için tehlike yaratabilir. Dikkatli olmalısın.
Bu da ne demek şimdi?Aaron'un zaafları mı? Çapkınlığını kast ediyor olmalı... Her neyse. Melih'in beni yalnız bırakmamasına sevindim doğrusu.
Bahçeye çıktım. Melih çardakta Yasin Abi ve Sarp'la oturuyordu. Beni görünce ayağı kalktı. Cebinden bir paket sigara çıkardı ve bana verdi. Çakmakla yaktı sigaramı. Sonra koluma girdi. (Koluma girmesi artık alışkanlık olmuştu. Ben yaralıyken taşımak için yapardı şimdi öylesine yapıyor.) Birlikte otoparka doğru yürüdük.