Sabah olduğunda Melih'ten hala haber yoktu. Alev meraklanmıştı ve zaman geçtikçe onun için endişeleniyordu. Umarım başına bi bela gelmemiştir. Diye düşündü. Lavina'yla kahvaltı yaparken bu düşüncelerden uzaklaştı. "Oooooo, Şefimiz bugün ne hazırlamış?" diye alay etti Lavina'yla. Masaya oturdu. Arkadaşının dünkü tavrını hatırlayınca aralarının bozuk olup olmadığını merak etti. Lavina'nın bu kez kendisiyle hangi tavırda konuşucağını anlamak için, ilk defa kahvaltı yaparken bu kadar çok konuşmuştu. Lavina, Alev'in bu sabahki esprilerinden bıkmaya başladı. Bu yüzden çok çabuk hazırlanıp dışarı çıktı. Alev'in yine onu espri yağmuruna tutmasından korktu ve Alev'i beklemeden okula yürüdü. Ve tabi ki Alev onu yakalamıştı. Lavina yürürken kestirme olarak kullandığı yan sokaktan koşarak gelmişti. (Bu sokağı da Aaron onu takip etmesin diye gizlice okula gitmeye çalışırken keşfetmişti.)Her zamanki gibi geldiği önceden belli olmuştu. Çünkü koşarken kendini durduramadı ve sokağın köşesindeki çöp kutusuna karnını çarptı. BAAAMM!! diye bir ses gelince Lavina korkudan çığlık attı. Çöpün içindeki kedi de korktu ve miyavlayarak kaçtı. Alev yüzünü ekşitti ve karnını tutarak Lavina'nın yanına geldi. Beraber yürümeye devam ettiler. "Niye kaçtın lan hemen?!" diye azarladı Lavinayı.
"Senin sesinden başka bi ses duymak istedim sadece. Sabahtan beri vır vır vır. Sen bu kadar konuşmazdın normalde." diye alay etti Lavina.
"Sen de bu kadar sessiz kalmazdın normalde... Neyse.." dedi Alev ve okulun önündeki bakkala girdiler.
Alev bi çakmak aldı bakkaldan. Bugün nedense hevesi yoktu pek sigara içmeye. O yüzden sonraya saklamak istedi. Çakmağı cebine attı. Berk ve Lavina sigara içiyorlardı. Alev okula girdi ve bahçedeki merdivenlere oturdu. Tam o sırada telefonu çaldı. Bilinmeyen numara? Açtı telefonu.
"Alev, nerdesin?" Aaron'un sesiydi. Başka kim olabilirdi ki zaten? Diye iç geçirdi Alev.
"Sen nerden buldun benim numaramı!?"
"Ya boşver şimdi, nerdesin sen? Evde misin hala? Uyandırmadım dimi?"
"Yok.. Okuldayım. Bahçede."
"Tamam. Ben geliyorum. Seni birisiyle tanıştırıcam. Çok seviniceksin."
"Kimle, neden?"
"Hadi kapıyoomm. Trafikteyim bak Allah korusun kaza yaparsam çok üzülürsün."
"Hadi lan ordan!" dedi Alev ve kapadı telefonu. Normalde beklemezdi ama Aaron'un bahsettiği kişiyi çok merak etmişti. O yüzden canı sıkılmasın diye telefonundan oyun oynamaya başladı. Oyuna o kadar kaptırmıştı ki kendini iyice hırs yapmıştı. Oyunu kayebttiğinde sinirlenip bağrıyor, küfürler savuruyordu. Okuldaki öğrenciler de bahçeden geçerken ona hayretle bakıyordu. Sonunda Aaron'un arabası göründü. Alev'in kendini kaptırdığını anlayınca geldiklerini belirtmek için kornaya bastı. Alev duymadı. Aaron arabadan çıktı ve "ALOOOO BUTONU KIRCAN BUTONUUU YAVAŞ BAS TELEFONA!" diye bağırdı. Cidden Alev telefondaki "Saldırı" butonuna çok sert ve hızlı basıyordu. Gittikçe hırslanıyordu fakat Aaron'u duyunca kafasını kaldırıp baktı. Tam o sırada yine oyunu kaybetti. Birisi gelip onu öldürmüştü. Alev çok sinirlendi. Aaron'a çok ağır bi küfür bastı. "Gelicek zamanı şimdi mi buldun!"
"Sakin ol ya ne bu hırs? Allah Allah sen ölüyon bana kızıyon. Benim ne suçum var?" dedikten sonra arabanın arka kapısı açıldı ve Selin ortaya çıktı. Alev, Selin'i görünce şok oldu. Daha sonra ikisi onun yanına geldiler.
"Bu Alev. Sana daha önce ondan bahsetmiştim zaten. Biraz terstir ama iyi kızdır. Aranızda bi sorun çıkmaz gibi geliyo." diye Seline bakıp gülümseyerek konuştu Aaron. "Hem zaten iyi anlaşmaya mecbursunuz. Aynı okuldasınız ve Alev'in her an yanında olması gerek. Yeni koruman o sonuçta." diye ekledi.
Yeni koruması mıyım?!
"Memnun oldum." dedi ve elini uzattı Selin gülerek.
"Ben dee.." dedi ve elini sıktı Alev. Aaron'a sorgulayan gözlerle baktı. O ise Alev'e bakıp gülümsüyordu. "Seninle konuşabilir miyiz biraz?" dedi Aaron'a.
Aaron gülümsüyerek "Hay, hay" dedi, kafasını salladı ve arkasını döndü. Alev de onu takip etti.
"Ne bu şimdi ya!? Hani ben senin korumandım! Selin nerden çıktı şimdi?"
"Benim korumaya ihtiyacım mı var? Bi bak bana ya, bi bak Allah aşkına! Taş gibi çocuğum Maşallah. Şu karın kaslarına bak bi! Mermi atsan geri seker. Kurşun geçirmez yelek gibiyim."
"Ne boş bu muhabbet bu ya? Ne gerek vardı şimdi kendini övmeye? Ben ciddi bişeyden bahsediyorum." gözlerini kıstı ve kollarını kavuşturdu.
"Pffff... Zor bişey yapmicaksın ki sadece göz kulak olucaksın."
"Ben öyle kızlarla anlaşamıyorum."
"Ya o öyle bi kız değil ki zaten. Tanıdıkça anlicaksın. Zaten çok uzun sürmicek ilişkimiz merak etme."
"Etmiyorum zaten, banane."
"Bak Alev.. Sana başka bi iş veremem. Napiyim ya temizlikçi olarak mı çalıştırıyım seni?"
"Hiç çalıştırma mesela?"
"Olmaz... Gözümün önünde olman lazım."
"Neden?" Diye sordu Alev. Paket meselesinden ve Babasına çalıştığından şüphelendiğini sandı.
Önce derin bi nefes aldı ve o da kollarını kavuşturdu. Daha sonra Alev'e yaklaştı ve aralarında çok az bi mesafe kaldı. "Bilmem... Özlüyorumdur belki..." dedi fısıldıyarak. Gülümsedi.
"Hössst... Sevgilin var arkada... Yanlış anlicak." dedi ve bikaç adım geri gitti. Selin onları görmemişti neyse ki. O sıra telefonuyla ilgileniyordu. "Selin!" diye seslendi Alev. "Hadi gel sınıfa çıkalım." dedi. Selin gülünseyerek ona baktı ve kafasını salladı. "Aynı sınıftayız di mi? Yani okula kaydoldu?" diye Aaron'a fısıldadı. Aaron da başıyla onayladı.
"Benim biraz işim var. Bikaç ders sonra gelcem okula. Siz gidin." dedi Aaron. Daha sonra Selin ve Alev sınıfa çıktılar.
Alev, Selin'i yanına oturttu. Lavina daha gelmemişti. Melih de ortalıkta yoktu. Bu yüzden sorun olmaz diye düşündü. En azından bugünlük yanımda otursun. Fakat bi sorun vardı." İçimde gözetleniyomuşuz gibi bi his var..." diye dalga geçti. Çünkü Ela ölümcül ve kıskanç gözlerle Selin'i süzüyordu. Selin, Alev'in dalga geçerken neyi kast ettiğini anladı ve sessiz bi kahkaha attı. Birkaç dakika sonra Ela kıskançlıktan çatladı ve laf sokmak için yanlarına geldi. Daha doğrusu dayak yemek için... Diye düşündü Alev.