Sırlar obsesyonlar ve daha bir sürü şey.
Şüphe insanı kurutan temel şeydir bana kalırsa. Ne tamamen sıfır ne de bir olur ve iki rakam arasında, sonsuzlukta tıkılır kalırsınız. Düşünmek de sizi kurtarmaz. Mantığınıza tamamen güvenip bir yola da çıkamazsınız çünkü insanın aklı kendine ihanet edecek hale gelir. Kısacası şüphe sizi içten içe yıkar ve gerçeklerle yüzleşmekten ne kadar çok kaçarsanız o kadar çok parçalanırsınız.
Chan Changbin'in temizlediği artık orada sadece hayaleti kalmış olan bira lekesinden gözlerini ayıramıyordu.
Ayıracak olsa Hyunjin onu bir gardiyanmışçasına yakalıyor ve Chan'in hissettiği huzursuzluk boğazını yakacak seviyeye geliyordu. Bu güne kadar Hyunjin'i üzmemek için türlü şeye katlanmıştı, bildiği şeyleri bile bilmemezlikten gelmiş yaptıklarına göz yummuştu.
"Bütün gün gözlerinle bizi öldürmeyi mi planlıyorsun?" dedi en sonunda Changbin bıkkınlıkla.
"Seninle konuşmuyorum boş herif." dedi Hyunjin neredeyse tıslayarak.
"Benimle konuşmuyorsun, hyunglarla konuşmuyorsun ne diye buraya geldin o zaman?"
"Bana karışma!" dedi Hyunjin hışımla yerinden kalkıp Changbin'e ilerlerken.
Eğer Minho ve Chan Changbin'in suratındaki sırıtışı görmeseydi bunun ciddi bir kavga olacağına yemin edebilirlerdi.
"Sana karışmıyorum Jinnie." dedi Changbin yumuşaklıkla.
"Bana Jinnie de deme!" dedi Hyunjin ayakta olduğu yere mıhlanırken.
Çoğunlukla insanların söz geçiremediği biriydi şu Hyunjin. Ve fakat Changbin'le aralarındaki bu dramatik ilişkide her seferinde duraksayan, karşı tarafın sözlerini ister istemez uygulayan Hyunjin oluyordu. Taa ki Changbin Hyunjin'in küçük sırrını öğrenene kadar.
"Bu senin ismin yanılıyor muyum?" dedi Changbin gözlerini belertip.
Hyunjin tam bir şey demeye hazırlanırken Minho ayağa kalkıp Hyunjin'i yerine oturttu.
"Sakin ol biraz." deyip omzunu sıvazladı.
"Size inanamıyorum." dedi Hyunjin gözleri üst sınıf ağabeylerinde gezerken.
"Hele sana-" deyip Chan'a baktı. Diyeceği şeyler Chan'in yere eğik yüzüyle boğazına dizildi. Chan gerçekten de bıkmış duruyordu.
Neden sadece benim sınırımda kalmıyorsun hyung dedi içinden Hyunjin.
Neden sana yetmiyorum?
"Chan hyung başkasına danışmadan kendi hayatını yaşadığı için özür dileriz Hyunjin." dedi Changbin gevşek gevşek.
"Seninle konuşmuyorum-"
"Haklı." dedi Minho derince nefes verip.
"Neden böyle yapıyorsun, hepimiz yorulduk artık Hyunjin." dedi Minho ayağa kalkıp camı açtı. Ortamdaki gerginlikten nefes alamayacak hale gelmişti.
"Senin bu saçma kıskançlıkların yüzünden arkadaş grubumuz dağıldı. Changbin bizimle oturup yemek bile yiyemiyor okulda."
"Kerhaneye gider gibi gizli kapaklı eve gelip yemek yiyoruz farkında mısın?" dedi Minho eliyle orta sehpadaki sandviçleri gösterirken.
"Ne suçu var bu çocuğun mesela biraz da bunu konuşalım." dedi Changbin eliyle kendini gösterip.
Hadi Hyunjin dedi içinden Changbin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternity and a day. chanlix
Fanfic-Yarın ne kadar sürer diye sormuştum, hatırladın mı? -Sonsuzluk ve bir gün kadar. [chanlix]