Altıncı Bölüm: Avuç İçleri.

1.1K 36 26
                                    

Selamlar**

Size romantik mi duygusal mı adını koyamadığım bir bölümle geldim.*

Bölüm şarkımız aslında Tuğkan'dan Belki de, ama ben bölümün bazı kısımlarında medyaya koyduğum dizi fon müziğini dinledim. Aşırı sakinleştirici ve sebepsiz yere insanı ağlatacak bir ses.

Destek olmak için hemen bu satırın altına nokta (.) koyabilirsiniz:')

Müziği açmayı unutmayalım^^

Bölüm sonunda görüşmek üzere...

Bölüm sonunda görüşmek üzere

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Altıncı Bölüm: Avuç İçleri.

"Belki de seni hâlâ deli gibi seviyorumdur...

Belki de gizliden gizliye istiyorumdur...

Belki de bunu söylemeye, utanıyorumdur...

Belki de tekrar kaybetmekten korkuyorumdur..."

(Tuğkan - Belki de)


(Yazarın anlatımıyla)

"Baba artık cezaevine gidebiliyor, telefonda konuşabiliyorsun. Ama sen hâlâ mektup yazıyorsun Gencer Amca'ma. Neden?" İdris elindeki bir deste kağıdı ve kalemi babasına uzatırken yine söylendi.

Ahmet, oğlunun elindeki kağıtları ve kalemi alıp ona kapıyı işaret etti. Konuşmak istemiyordu ve bu hareketi yalnız kalmak istediği zaman yapardı. İdris, babasının hareketini ikiletmeden odadan çıkıp kapıyı nazikçe kapattı. Ahmet, oğlunun çıkışıyla çatık olan kaşlarını gevşetti. Sabahtan beri yaşadığı, gördüğü şeyler ona rüya gibi geliyordu.

Gencer'in kızlarını, yeğenlerini kanlı canlı görmüştü bugün. Artık ölse gözü açık gitmezdi. Yıllarca onlara sahip çıkamadığı için Gencer'in, kardeşinin yüzüne bakacak cesareti bulamamıştı kendisinde. Her ay ona mektup yazmıştı haliyle. Yine öyle yapacaktı. Ama son kez... Bu sefer buruklukla değil sevinçle yazacaktı. Tek sevinci kızları bulmuş olması değildi. Başka bir haberi daha vardı kardeşine. Orta sehpaya koyduğu kağıtlardan birini alıp yazmaya başladı.

"Gencer,

Kardeşim... Sana bu zamana kadar nasılsın, iyi misin diye sormadım. Soramadım. Çünkü alacağım cevabı biliyordum. İnsan karısı, kızları yanında olmadığında hiç iyi olur mu? Hele bir de onlardan uzaksa...Neyse aman! Soramadım anla işte. Ama artık sana bu soruyu sorabilirim. Hem de mektupla değil. Evet, evet seni aklayacak deliller var elimizde. On iki yıllık bir araştırmanın, hasretin sonuna geldik. İki hafta sonra çıkacağın davada seni dışarı çıkaracağız. Suçsuzluğunu herkese ispatlayacağız. Bu yazdıklarımı okurken yüzünde milim oynama, içinde bir sevinç olmadı değil mi? Biliyorum. Karını, kızlarını nasıl özlediğini biliyorum. Yıllarca onlarla ilgili sana tek bir şey yazmadığım için bana nasıl kızgın olduğunu biliyorum. Zühre sana tek bir satır bile yazmamış. Kızların da. Biliyorum. Onlara sahip çıkmadığım için beni öldürmek istediğini hepsinden daha da iyi biliyorum. Ama artık senin de bilmen gereken bir şey var kardeşim. Kızlarını buldum. Zühre'nin kaldığı yeri öğrendim. Ama gitmeye yüzüm olmadı. Hatta senin o bacak kadar kızlarının nasıl büyüdüğünü bile fark ettim. Boyum kadar olmuşlar. Elimizi öptüler. İkisi de Zühre'ye benzemiş geçen şu zamanda. Şu an. Tam şu an yan odada benim oğlanlarla sohbet ediyorlar.

Si Sorti: Sen Neredeydin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin