Marmelat Kavonozu

164 9 3
                                    

"Bay Min duydunuz mu Bay Wang ve Bay Jeon bu hayvan kalıntıları ile ilgili araştırma almışlar onun için toplantı yapacaklarmış ve galiba toplantı iyi giderse bir ay sonra bütün profesörler ve Bay Wang ile Busan a gidilecekmiş."

Bu kız nereden duyuyor bütün haberleri ya ayaklı magazin

" Bilmiyorum ama kesin toplantıdan sonra bir profesör seçilir o da Bay  Kim olur "

Yunhee bana kaşlarını çatıp bakmıştım. Dediğimin nesini anlamadı acaba jungkook asistanımken şıp diye anlamıştı.

"Bay Min neden böyle düşündünüz sizde iyi bir profesörsünüz, yani öyle olmasa Bay Jeon şuan orada olmazdı. Siz olmasanız o buralara bile gelemezdi."

"Yunhee. Ne demek istiyorsun bilmiyorum ama dediğin şey yanlış. Jungkook kendi iradesi ile buralara geldi. Sen bilmeden neden konuşuyorsun ki yoksa kıskanıyor musun? Ne oldu çok iyi anlaşıyordunuz"

Yunhee gözleri dolu bir şekilde susup önüne döndü. Bilmeden konuşması canımı sıkıştı hele jungkook hakkında.

O benim değer verdiği- yani kardeşimdi kimse bunu söyleyemez.

"hımm Bay Min"

Sesini geldiği yöne döndüğümde jisoo nun elinde bir dosya ile kapıda beklediğimi gördüm

" efendim"

İki üç adımda yanımıza gelip elindeki dosyaları bana uzattı

"Bunları Bay Jeon yolladı ve on dakika sonra yapılacak toplantı var Bay jeon un odasında."

Ona kafa onaylayın çıkmasını bekledim.
...............

"gir"

Jisoo gülerek kapıyı açmış

"jungkook neler var neler"

Jisoo hızlı adımlar ile yanıma gelip küçük bir hamle ile masanın üstüne oturdu.

"ne olmuş olabilir Jisoo"

Saçını düzeltin göz göze gelmemizi sağladı.

"şimdi sen bana toplantıyı profesörler haber ver dedin ya"

"eee"

"lafımı kesme! Neyse sonra ben hem dosyaları vermek için yoongi nin odasına gittim. Tam kapıyı çalsam içersen yoongi nin barış sesleri geldi. Bil bakalım neden"

"neden Jisoo"

"lafımı kesme jungkook"

Gözdevirip devam etmesini bekledim

"neyse bu Yunhee varya seni yoongi ye kötülüyordu. Sonra yoongi, bir bağırdı bir bağırdı kızın gözleri doldu."

İçimde hareketlenen şey ile gülümsemiştim. Beni korumuştu ayy ama hemen yelkenleri suya indirmek yoktu aslında yelkenleri suya indirmiyecektim.

" çok mu bağırdı, kıyamam kıza ben"

Jisoo bana göz devirip gözlerimin içine 'senden bir b*k olmaz' gibi bakışlarını yollamıştı.

Maaadan inip kapıya doğru ilerlemişti. Son kez ters ters bakıp çıkmıştı. Çatlak kız yaa

Önümdeki dosyalara incelemeye başlamıştım. Kapının çalması ile 'gel' diye seslendim.

İçeri giren siyah saçlarını pembe tonlarında bırakmış bir Park Jimin ve o sarı saçlarını kızıla dönüştürmüş bir Kim Taehyung  ile karşılaşmalar tavşan dişlerimi öne çıkartarak gülmüştüm.

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin