Bir Kırmızı Gül

110 6 63
                                    

"Bay Min şu dosyalarınız ve Bay Jeon un yolladığı dosyaları, Bay Jeon a dosyaları siz götürecekmişsiniz."

Evet jungkook ile görüşme yöntemimiz. Genelde gün sonu verilen dosyaları biz birbirimize her daim götürüyorduk. Kendimize küçük kaçamaklar yapıyorduk. Bu araştırma için çok buluşamıyorduk a pardon o kahvaltı gününde sonra iki hafta geçti ama biz şirket dışında görüşmüyorduk bile.

Bu iki haftada sadece küçük öpücükler dışında ileriye gidememiştik. Ben eve gittiğimde o hala şirkette oluyordu. Akşamda yorgun olunca uyuyordu.

Jungkook u ikna edip bende kalmasını sağlamıştım. Evi hala duruyordu sadece bir kaç eşyasını bana taşımıştı.

"tamam yunhee, çıkabilirsin ve Bay Jeon odasında mı toplantı odasıda mı?"

"Bay Jeon şuanda odasında ama iki saat sonra toplantısı düzenledi var o zaman toplantı odasına geçer Bay Min"

Yunhee dışarı çıkar çıkmaz dosyaları kenara koydum. En son jungkook un gönderdiği dosyaları yapacaktım. Öyle yaparsam boş vaktinde olacaktı.

Bir yarım saate işim ve dosyaları bitirmiştim sadece jungkook un gönderdiği dosyalar kalmıştı. Elime kırmızı dosyayı alıp önüme koydum.

Başım çok ağırmış sabahtan beri çalışıyordum. Sevgilimin kollarına ihtiyacım vardı.

Son enerjim ile önümdeki kırmızı dosyayı açmıştı fakat içinden kırmızı bir gül çıkmıştı.

O yorgunluğa rağmen içimde çırpınan kelebekler ile gülümsedim. Gülü elime alıp o mis kokusunu içine çektim. Gözlerimi gülden çekip dosyanın içine bıraktığı nota baktım.

Sevgilim
Aşk, gülü dikeni ile kabullenmektir.
Öyle ki dikenler elini kanatsa hesabını
gülden soramazsın.

Sana bu özlem hasretini yaşattığım için bana sesini bile çıkaramıyorsun sevgilim. Bunun için bir özür olarak düşün. Seni seviyorum. Ne kadar yan yana olmasak ta aklımda ve kalbimdesin.

(dosyaları ben tamamladım sen sadece onları al gel yanıma sevgilim)

Gülümsemem büyümüştü. Hiç birşey yapmadan dosyaları alıp odadan çıktım.

"yunhee dosyaları tamamlandı. Götürebilirsin ben Bay Jeon un yanına gidiyorum"

Beni onaylandıktan sonra hızlı adımlar ile oradan uzaklaştım.

Üst kata çıkıp jungkook un odasının önüne geldiğimde Jisoo bana gülümsemişti. Jisoo ağzını oynatarak ' içerde, yanında kimse yok' dedi.

Ona gülümseyerek içeri girdim. Kapıyı açtığımda camdan dışarı bakıyordu. Beni fark etmemişti. Onun için sessiz adımlar ile içeri girdim. Hala beni fark etmemişti. Sessiz adımlar ile ona doğru ilerledim.

"sevgilim"

Ona arkadan sarılmıştım. Birazcık korktuğu için hafif bir titredikten sonra sesimi duyması ile birlikte gülümsemişti.

Beni ellerimden tutup önüne doğru çekti. Hiç düşünmeden beni cama yaslayıp dudaklarıma kapandı. Alt dudağımı emmeye başlayınca ağzımdan bir inilti çıktı.

Özlemiştim. O çilek tadındaki dudakları özlemiştim. Nefes almak için geri çekildiğimde zızlanmıştı. Ona gülümseyerek dudağına küçük bir öpücük kondurdum.

"sevgilim ne çok özlemişim seni."

"bende, bende sevgilim. Böyle sıkı sıkı sarılmayı. O kiraz dudakları öpmeyi."

Gülmüştü ve o gülüşünden öpmüştüm. Birbirimizi bir süre sessiz izledikten sonra beni kucağına almıştı. Bacaklarımı beline dolayarak sıkı sıkı sarılmıştım. Beni kucağına aldıktan sonra ilk kapıya ilerleyip kitledi ardından masasının tam karşısında olan uzun koltuğa oturdu.

"süprizin için teşekkür ederim. Yani o notta yazdığın şeyler biraz beni etkiledi hem iyi açıdan hem kötü. Biz bir birimize her zaman katlanırım sevgilim. Ben seni ömür boyu beklerim. Zaten ikimizde bu ilteyiz ve ikimizde bir birimize zaman ayıramıyoruz."

" biliyorum ama sana söz bu işler bitsin sen ve ben sadece tatile çıkacağız. Bir kaç plan hazırladım sana sormadan ama beğeneceğine eminim sevgilim. "

Beraber tatil fikri çok güzeldi. Beraber çokça vakit geçirebilirim hem.

" benim için sorun yok sen nerede ben orada "

" hımm demek ki bana çok katlanacaksın. Her uyuma sevgilim"

Gülmüştüm. Bana tek kaşını kaldırarak bakmıştı.

"gülü seven dikenine katlanır sevgilim" merhaba dedim. O da benimle beraber gülmüştü. Kafamı onun omuzuna koyup o ferah kokusunu içime çekmiştim. O da benim gibi burnunu boynumda gezdirip kokumu akciğerleri e doldurdu.

" jungkook-ah bugün biraz erken çıksak olmaz mı? Gerçekten çok yoruldum. Yani sana sıkı sıkı sarılıp uyusam bu günlük."

Bir süre yüzüme bakarak düşündü.

"yarım saate bir toplantım var. Onu hallettiktwn sonra gideriz. Bugünlük kaçamak yaparız. Bazı dosya işlerini de Jin hyung veya Jackson a veririm. Sonuçta sevgilimden önemli değil."

Ona gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum. Ardından gözlerine baka baka kucağından kalktım.

" iyi o zaman bende işlerimi tamamlayayım sonra evimize gider hasret gideririz. "

Beni onaylamıştı. Ona göz kırpıp oda dan çıkmıştım. Umarım bu gece gerçekten hasret giderirdik. Ah jungkook bana neler çektiriyorsun.

Geç oldu ama kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın

Hayalet okuyucu olmayın yoksa rüyalarına girerim he jkkkmdmjfkfkdk

Bu panda sizi çok seviyor 💜🐼

QPM

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin