Mavi Leylak

127 7 2
                                    

Jungkook ile dün ki yaşadığımız olaylar hala bana hayal gibi geliyordu. Dün yat ta geçirdiğimiz süreden sonra otele gelmiştik ve o saatten sonra hiç görülmemiştik. Akşam da işinin olduğunu söyleyip gelmemişti odaya. Onu çok özlemiştim. Sabah kalkıp ona ulaşmaya çalıştığımda telefonlarını açmamıştı. Merak etmiştim.

İlk Jackson ve jisoo ya sordum onlarda bilmediğini söyleyince diğerlerüne sordum. Yoktu dün akşamdan beri ortada yoktu. Sadece küçük bir mesaj atsa ' bu akşam yanında olmayacağım, işim var endişelenme bebeğim'. Benden bıksa, sıkılsa bebeğim demezdi yada mesaj atmazdı.

İş, tahminen bizim yaptığımız araştırma ile ilgili değildi. Öyle olsa Jackson ve Bay Lee de bilirdi.
Nerede bu çocuk yaa.

Elime bugün kaçıncı defa onu aramak için aldığımı bilmediğim telefonumu alıp bir ümitle yeniden aradım. Yine, yine açmadı. Merak ediyorum hemde çok. İçinde bir sıkıntı var.

"hadi be sevgilim aç şu telefonları, merakımdan öleceğim"

Telefonu yatağın üzerine atıp lavaboya girdim. Soğuk su ile yüzümü güzelce yıkayıp biraz rahatlamaya çalıştım. Odadan gelen telefon sesi ile heyecanlandım. Suyu hemen kapatıp odaya koştum. Telefonun ekranına baktığımda yüzüp m düşmüştü. Hemen telefonu açıp cevap verdim

"Bay Wang, bir sorun mu var?"

"

Bay Min, jungkook geldi. Benim odamda, biraz kötü durumu gelsen iyi olur"

Telefonu hemen kapatıp, odadan çıkıp koşarak Bay Wang ın odasına koştum. Durumu kötü demişti acaba kavga mı etti ama niye etsin ki dimi. Hemen Bay Wang ın odasının kapısını hızla vurmaya başladım. Bay Wang kapıyı açıp geri çekildiğinde hemen içeri girdim. Jungkook içerideki koltuklardan birine uzanmış tavanı izliyordu. Gözleri kıp kırmızıydı,ağlamıştı benim bebeğim.

Hızla yanına gidip koltuğun bir kenarına eğildim ve elini tutup öptüm. Gözlerini tavandan çekip bana döndüm. Ona tebessüm ettim güç vermek istercesine. İkimizinde sol gözünden birer damla düştü. Kalbimizin ortasına. Geleli kaç saat oldu ama hiç konuşmadık sadece bakıştık. Korkurdum. Ona birşey olmasından korkuyordum.

" jungkook, lütfen konuş. Korkuyorum, sana birşey olmuş belli ama konuşmuyorsun sevgilim lütfen bana anlat"

Artık ağlıyordum onun gözlerine baka baka ama hala bir laf etmemişti. Oturduğum yerden kalkıp, yüzümü onun yüzüne yaklaştırır dudaklarımı, dudaklarına bastırdım. Geri çekilip yeniden dudaklarına küçük öpücükler kondurdum. En son dudaklarımı boynunda gezdirdiğime konuşmuştu.

"ailemi gördüm"

Yüzümü kaldırıp o iri gözlerine baktım. Ellerimden tutup beni kendine çekti. Yüzümü göğsüne yaslayıp ellerimi beline sardı. Şuan beraber o koltukta yatıyorduk.

"senden sonra sana bir sürpriz yapmak için bir çiçekçiye gittim. Sana mavi leylak alacaktım. Dün bana huzurumsun dedin ya, bende huzuru temsil eden, ben olmadığımda onunla huzur bul diye işte."

Gülmüştüm. Kalbinin üstüne, göğsüne bir öpücük kondurdum. Çok güzel seviyordu beni.

" işte bir peyzajcı dükkanına girdim. Dün akşam buraya gelirken gördüm.. Girdim içeri böyle çok güzel çok huzur vericiydi. Kasada bir kadın vardı arkası dönük. Onun yanına doğru gittim. İşte mavi leylak alacağımı söyledim. Kadın arkasını döndü o an içim parçalandı. Meğersem gittiğim yer ailemin açtığı peyzajcıymış. Annemi gördüğümde bir süre durdum,konuşamadım ama o beni tanımadı bile. Sadece 'mavi leylak ımız var biraz bekleyin hemen getiriyorum dedi'

Yoongi kalbim kırıldı. Onu ne zamandan beri görmüyordum. Yani evet fotoğraflar filan vardı ama çok değişmiş. Ona anne diyemedim. Ne kadar beni istemesede ona dün anne demek istedim.

İşte sonra bana şu leylağı getirdi ve bana 'mavi leylak huzuru temsil eder dedi.' gözleri doldu çiçeğe bakarken 'benim oğlumda bunu çok severdi. Çok neşeli biriydi hep bize huzur verirdi. Şimdi onun özlemini bu çiçeğe bakarak atlatıyorum' dedi"

Derin bir nefes aldı beni daha çok kendine çekti. İçim parçalandı bir insan canından can bir şeyi nasıl hatırlamazdı ki.

"yoongi benden ölmüşüm gibi bahsetti. Ölmüşüm gibi ama hiç üzülmedim. Hala neyi sevdiğimi biliyor bana karşı hala küçücük bir sevgisi var."

Başımı kaldırıp yanağına ve çeniseni birer öpücük kondurdum

"seni unutmak mümkün mü sevgilim. Sana aşık değilken bile seni unutamadım ben annen seni doğuran kadın kendinden önce seni düşünen kadın nasıl unutsun"

Gülmüştü gözlerinden yaş aka aka

"neden beni hatırlamadı. Neden bana başkasıymışım gibi baktı."

Konuşamadım, konuşmam istemedim yoksa ondan daha kötü bir hal alacaktım. Çünkü bende annesiz büyümüşüm. Babam dediğim adam hiçbir zaman olmamıştı zaten. Beni büyüten kişilere hep baba ve anne demiştim. Evlatları olmadığı için beni yanlarına almışlardı. Onlara hep sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaştım. Onlar için çalışıp çabaladım. Annem kanser olduğunda onun için ilaçlar tedaviler bulmaya çalıştım ama yetemedim.  İkinci kez annesiz kaldım. Babamın ne kadar yanında olsamda ona da yardım edemedim. Ben bu zamana kadar hiç kimseye yardımım dokunmadı. Hep onlara zarar verdim. Taki jungkook a aşık olana kadar. Onunla hayatı baştan yaşadım kendimi ilk kez değerli hissettim. Şuan ona olmayan ailesi olarak yaklaşmak istiyordum.

"ne baban, ne annen, ne abin siktir ett. Onlar seni görünce tanımamış olabilir. Ailen olmaktan vazgeçmiş olabilirler ama ben asla öyle olmayacağım jungkook. Seni hiç bırakmayan bir ailen olacağım... olacağız sen bana ben sana"

Yüzünü bana dönmüştü. Gözlerimi onun kara irisleri ile birleştirdim.

"ailem olabilir misin gerçekten, benden bıkmadan, sıkılmadan beni ben olarak kabullenerek"

Gülerek onayladım. Beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.

"biliyor musun babamda oradaydı ama annem gibi değildi beni hatırladı galiba çünkü uzun süre bakıştık. Beni görünce zaten yüzü düşmüştü. Hızla çiçeğin parasını ödeyip oradan çıktım. Çünkü senin huzuruna ihtiyacım vardı."

Yüzüne baktım merakla, neden gelmemişti ki akşam o zaman

" kafamı toparlayamadan gelirsem daha kötü durumda olurdum. Biraz kendime gelip yanına gelecektim. Zaten buraya geldiğimde de kendimi tam tamamlamak için, beni böyle görmemem için Jackson un yanına geldim ama o hemen sana haber vermiş"

Değerli hissettim yeniden, seni seviyorum koca bebek

" yoongi, nerede olduğumuz umrumda değil. Bana sım sıkı sarıl ve beni daha da huzurlu hissettir ve uyuyalım çünkü bu kollara geleli  dört gün oluyor ve bu kısa zamanda çok huzurlu ve güvende hissediyorum. Bu kollara sahip olan insan çünkü ailem"

Cümlere karşısında ona daha çok sarıldım saçlarını okşayarak onu güzel bir uykunun içine götürdüm. Onunla beraber bende kendimi güvende hissettim. Kulağına eğilerek

"seni çok seviyorum bebeğim benim" diye fısıldadım ve onunla beraber bende gözlerimi huzura kapattım.

Yeni bölüm. Bu bölüm duygusal oldu. Yazarken ağlamış olabilirim kfkfkflfl. Umarım beğenirsiniz. Yanlışlarım varsa affedin beni. Sorularınız varsa çekinmeden sorabilirsiniz

Bu panda sizlere bayılıyor ve çook seviyorr❤️🐼

QPM

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin