Nefret Ediyorum, Seni Kırdığım İçin

164 9 5
                                    

"jungkook ben sana....."

'tık tık tık'

Gerçekten kapının çalmasını sırasımıydı.

İkimizde aynı anda kapıya baktığımızda yoongi hyung derin bir nefes aldı.

Hızlı adımlar ile ilerleyip kapıyı açtığımda Jisoo ile göz göze geldim. Bu kızın benden istediği şey ne ya tam zamanında gelmesi...

"ne oldu Jisoo?"

Hafif kızgın çıkan sesim ile kaşlarını çatmıştı. Yoongi hyung ta ikimizin yanına gelip kapıdaki Jisoo ya zoraki bir gülüş sundu.

"şey jun- yani Bay Jeon, Bay Wang hepimizi bara çağırıyor da ondan haber vermek istedim"

Jackson öldüreceğim seni en kısa zamanda

"tamam en kısa zamanda geliriz haber için teşekkür ederim Jisoo"

Kapıyı kapatıp yoongi hyunga baktım dudaklarımı büzüp.

"neyse inelim geldiğimde söyleyebilirsem söylerim"

Ona kafa sallayıp ikimizde ayrı ayrı banyoya girip hazırlandık. On dakika sonra aşağı bara indik. Bizim kimlerin oturduğu masaya ilerledik. Ben Jackson un yanına oturunca yoongi hyung ta karşıma oturdu.

Bir süre sonra herkes kafayı bulmuştu. Jackson Jisoo ile kalkıp dans ediyordu. Jin hyung ve Namjoon hyung öpüşüp koklaşıyorlardı. Asistanlar kendi kafalarında bir muhabbet dönüyordu. Yoongi hyung o gözlerini bana dikmiş beni izliyordu.

Göz göze geldiğimizde içkinin verdiği mayhoşlukla alttan alttan yanmaya başladım.

Gözlerimi ondan çekip hemen ayağa kalktım yoksa orada ateş alacaktım.

Hızlı bir şekilde bar masına ilerleyip bir bardak viski söyledim.

Derin derin nefes alırken yanıma gelen esmer ve beyaz tenli adamım ile yeniden ateş bastı.

"jungkook biraz konuşalım mı"

Ona kafa sallayıp ban uzattığı eli tuttum.

Beraber bardan çıkıp daha sakin bir yere geldik. Burası otelin arkasıydı küçük bir hazuzu içine alan bir bahçe. Etraf renkli ışıklar ile süslenmiş şirin bir yerdi.

Beni elimden tutup bir salıncağa oturttu.  Yanıma gelip oda oturdu. Bir süre ikimizde yıldızlar ile kaplı olan gökyüzünü inceledik

"nefret ediyorum"

Söze böyle başladı, neyden nefret ediyordu, niçin nefre ediyordu. Gözlerimi ona çevirdiğimde hala gökyüzüne bakıyordu.

"nefret ediyorum, seni kırdığım için"

Gözlerini gözlerim ile buluşturunca içim titredi.

"benim yüzümden ağladığın için, benim yüzümden eski jungkook u kaybettiğin için, kendimden nefret ediyorum"

Ağlamamalıydım, şuan ağlamamam lazım.

" korktum iki yıl önce o gün korktum, ben hiç bir zaman erkeklere aşık olmadım olanlardan da nefret ettim. O gün seni kırmak istemedim. Belki konuştum düzelt bikeceğimiz bir ortek nokta bulabilirdim ama seni kırdım o an gerçekten senin kadar bende kırıldım. "

Derin bir nefes alarak üzgün bir şekilde güldü ağlamaklı gibi

" o zaman saçma bir fikir ile senden uzaklaşmak için Jihyo u kullandım belki benden soğursun eskisi gibi oluruz diye ama sen gittin. Benden, bu ülkeneden gittin. Üzüldüm ama belli edemedim. Bekledim iki yıl bekledim.

Sonra geldin, gelmeden önce seni haberlerde okumuştum ne kadar iyi bir iş çıkardığını. Sana yalan söylemeyeceğim ilk başlarda seni kullandım ilk geldiğinde seni kullandım birinci olabilmek için ama sonrasan sana alışınca vazgeçtim zaten ikimizde iyiydik güzelce gelişiriz dedim. Sen gidince kendime kızdım ama iyi ki sen gitmişsin çünkü şuanki aklım senin gidişin sayesinde

Jungkook sen geldiğinde yanında Jackson vardı. Ben biraz kıskandım düşündüm seni her zaman jimin ile bir tutum. Benim dışında iyi anlaştığım bir hyungun olduğu için ama olay öyle değilmiş. Sen Jackson a her ismin ile hitap edişinde onun senin odanda oluşu, aynı evi paylaşmanız beni yıktı. İşte o gün anladım ben seni jimin ile aynı yere koymuyorum. Sana kardeş değil başka gözle bakıyorum. "

Kalbim kalbim atıyordu gözlerimiz ayrılmazken

" senin o adam ile dedikoduların çıkınca kıskanmam, Seni her gördüğümde içimdeki kıpırtılar, senin gidişin beni gerçeklere kavuşturdu.

Ben mutlu olamadım o günden sonra gülemedim kolay kolay.  Gidişinin ardından dedim kendi kendime ' yoongi sen kaybettin, kardeşini kaybettin' meğersem ben kardeşimi değil, hayatımı kaybetmişim"

Hıçkırdım, gözümden akan yaşlar ile hıçkırdım. Tamamen bana dönüp kemikli elleri ile gözyaşlarımı sildi yavaşça yaklaşıp alnımı öptü. Koptu herşey halatlar, ipler, gözyaşlarım ve yüreğim de kopan şimşekler.

"beni affeder misin bilmiyorum sana bu yaşattıkları ile ilgili ama ben sana tutulmuşum jungkook

Evime geldiğin günden beri, sen anlamasanda senin yanında yattığım günden beri anladım seni sevdiğimi.
Şimdi diyeceksin bu kadar kısa sürede mi ama bende bilmiyorum ama bundan sonra sensiz olmaz

Beni affet çünkü seni seviyorum "

İşte bu sözler beş yılımı bu sözler için bekledim şuan ölsem gam yemem. Bu iki kelimeyi söyledikten sonra unuttum geçmişimi, hafızam silini veridi. Hayatımın yazılı olduğu kağıtı biri ateşe attı ve yeni sayfaya yazmaya başladı resmen.

" h-hyung "

Sesim titredi sakinleşmek adına dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı eğidim

"jungkook beklerim zaten hemen söylemeni beklemem zaten beklerim. Sen beni bekledin bu sözler için bende beklerim"

Kafamı salladım göz göze geldim bana ilk kez parlayak ve aşık bir şekilde baktı. Olamaz ben artık dayanamam üzülemeyiz

"s-sen beklersin ama ben beş dakika daha öpmeni bekleyemem"

Gülmüştü öyle güzel gülmüştü ki benimde güldüröüştü. İkimizde çok güzel gülmüştük.

"hadi ama daha bek-"

Dudaklarıma değen dudaklar ile gülümsedim. Hızlı bir şekilde alt dudağımı dudakları arasına alıp ezdi aynı şekilde bende onun üst dudağını ezdim.

Bir eli belime bir eli enseme gidip beni kendine daha çok çekti. Ellerimi omuzlarına koydum. Öpücüklerimizin arasında gülüşlerimiz eşlik etti.

Kalbim durdu, herkes durdu, zaman durdu sadece dudaklarımız dans  etti.

Azıcık geri çekildik. Göz göze gelince yine bizi aptall bir gülüş sardı yüzümüzü.

" siksinler gururu keşke bu dudakları önceden tatsaydım. İlk kez böyle titredim birini öperken duruşu, tadı"

Konuşurken gözü, gözüm ile dudaklarım arasında gidip geliyordu. Kıkırdayıp

" nasılmış tadı"

" bilmem bir kere daha mı baksam"

Yine dudaklarımla birleşince o gece ikinci dans başladı dudaklarımız arasında.





Sonunda kavuştu o dudaklar, sonunda kavuştu iki kalp. Umarım beğenirsiniz.
Bu panda sizi çok seviyor.

QPM

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin