Aynı Oda

154 7 2
                                    

"ayy hyung bende şey bende"

"jungkook sakin ol yine hızlı konuşuyorsun. Bende seni bekliyordum bir şey söyleyecektim"

"Aa ne söyleyecektim bu araştırma ile ilgili mi?"

" hay-"

"Bay Jeon , ah Bay Min de buradaymış. Bay Lee ve Bay Kim sizi toplantı odasına çağrıyor"

Jisoo odadan çıktıktan sonra ikimizde aklımızdaki cümleleri yarım bırakıp toplantı odasına ilerledik.

Toplantı odasına girdiğimizde Jin hyung ve Jackson yan yana otururken asistanlar ve Bay Lee yan yana oturuyorlardı

İçeri girip Jackson un yanına oturduk. Bay Lee bütün ekipi tam olduğundan dolayı ayağa kalkıp konuşmaya başladı.

"biliyorsunuz ki bazı nedenlerden dolayı Busan daki araştırmayı erteleyip durduk ve artık çok az bir süre kaldı. Onun için Bay Wang ile konuştuk. Bu akşam Busan a gidiyoruz. Otel odalarını ve çalışılacak ortamı ayarladık sadece sizin toparlanmanız kaldı. Bir saat önceden çıkıp hazırlanma bilirsiniz."

Hepimiz kafa sallayıp toplantı odasından çıktık. Ben odama ilerliyeceğim sırada yoongi hyung un sesi ile ona döndüm. Bana doğru geliyordu. Acaba dakikalar önce söyleyeceği şeyi mi söyleyecekti.

" jungkook işin bittiğinde seninle beraber çıkalım. Hem bir araba gideriz boşu boşuna trafik yapmayız olur mu?"

Ona gülümseyip

"olur hyung ama iki üç evrak işim var sen hazırlanmaya başla yarım saate çıkarız olur mu"

Bana gülümseyerek kafa sallayıp önümden geçerek odasına ilerledi

Acaba ne diyecekti.

...............

Yarım saat olmuş işlerimi halledip yoongi hyunga mesaj atmıştım bana geri dönüp arabanın orda beklediğini söylemişti. Onun için hızlı adımlar ile otoparka doğru ilerledim.

Arabanın önününe yaslanmış elinde telefon ile ilgileniyordu üstüne giydiği deri ceketi ile efsane yakışıklıydı

Ben bu çocuğu unutmaya mı çalışacaktım aptallık etmişim.

"hyung"

Gözlerini telefondan kaldırıp bana çevirdi. Yüzüne güzel bir tebessüm kondurup

"hazır mısın tavşancık"

"ben tavşan değilim hyung"

Bana gülüp saçımı karıştırmıştı. Özlemiştim böyle davranmasını

İkimizde arabasına binip yola çıktık. İlk onun evine gidip eşyalarını toplamıştık ardından benim evime gelip eşyaları toplamaya çalışmıştık.

"ya jungkook bir haftalık gezi için neden bu kadar eşya alıyorsun."

"ya hyung sende valiz hazırladın ben bu kadar mızmızlanmadım."

Bana göz devirdi

"ben küçk boy bir valiz hazırladım ve yarım saate işim bitti ama sen iki tane büyük boy valiz hazırladın ve eşşek gibi ağır."

Dudaklarımı büzüp valizin kapağını kapattım

"ne yapayım bir valize kıyafet, bir valize kişisel bakım seti, makyaj malzemelerim, saç kremlerim, takılarım, ayakka-"

"tamam kook. Bak Bay Lee mesaj atmış havaalanına gitmişler bile şu işlerini hallette gidelim."

"hyung benden sıkıldın mı hemencik"

Defin bir nefes alıp yanıma gelip elleri ile yanaklarımı tutup sıktı.

"senden sıkılmadım kook sadece biraz daha oyalanırsan bu gidişin sonu da ya bel fıtığı geçireceğiz yada Bay Lee tarafından öldürüleceğiz uçağı kaçırcağımız için"

Haklıydı işten erken çıkmanıza rağmen valiz toplamayı yetiştememiştik- dim.

"tama hyun bak ben son şeyleri toplayıp evrak filan sende mutfakta bize sandviç yap midem yapıştıda biraz"

Bana gülüp odamdan çıkmıştı. Önemli belgeleri çantama koyup ve eksiklerime bakıp odamdan çıktım.

Yoongi hyung sandiviçler ile beraber kapıda bekliyordu. Birini bana uzatıp valizimin tekini alıp evden çıkmıştık.

Bir saate havaalanına gelip önemli girişlerde geçip ekipin yanına ulaşmıştık.

"geldiğinizde göre hemen gidelim uçak kalkmak üzere"

Hepimiz ayağa kalkıp gidecekken bir şey farkkettim.

"Jackson nerede"

Bay Lee telefonu ile uğraşırken

"o bir kaç saat önceden gitti oradaki bazı tedbirler için bu arada senin asistan jisoo da onunla gitti kendi asistanı mağlum gelmeyecekmiş.

Onaylar şekilde kaffa salladım. İki üç tedbirden sonra uçağa binmiştik.

Biraz gergindim. Kaç yıl sonra memleketime gidiyordum. Belki bir ihtimal ailemi görecektim. Belki onlar beni görecekti. Ne tepki vereceklerdi, ne tepki verecektim.

"kook iyi misin gergin gibisin"

Yanımda oturan yoongi hyunga gülüp

"Biraz gergin hissediyorum"

" ailen değil mi"

Ona kafa sallayıp omuzuna kafamı koydum. Ben daha rah uzanayım diye biraz dikleşti ve ellerini saçlarıma çıkartıp küçük bir öpücük koydu. Şuan midemdeki kelebekler vücut turuna çıkmıştı.

" aile meselenin tam bilmiyorum ama ne olursa olsun senin yanındayım kook. Onlar seni görüp sarsa bile yada tam tersi itse bile bu kısa omuz, beyaz omuz hep yanında"

Ahh ben o kısa beyaz boynu tablo gibi morlara baymak için kulanırdımda - jungkook kendine gel ne gülel konuşuyor aklın fikrin oynaşta

"sağ ol hyung"

Gözlerimi kapatıp omuzunda uykuya dalmışım.

..............

"kook hadi uyan artık geldik"

Yoongi hyungun sesi ile ayaklanmış ve yavaş yavaş uçaktan inmiştik. En kısa sürede havaalanına çıkıp otele doğru ilerledik. O sırada uyku sersemi olduğum için yoongi hyungun omuzunda ilerliyorum.

Otele geldiğimizde hepimiz odalara doğru ilerledik. Yoongi hyung ile odamıza girdiğimizde

Yoongi hyung ile odamız mı. Aynı oda, yan yana yana yataklar ve yarı saydam içinde bir banyo.

"hyung aynı odada mı kalıyoruz?"

"ikişer kişilik odalar ayarlanmış sende uyku sersemi olunca istersen başka biri-"

"hayır ben memnunum hem seninle uyumaya alışkınım"

Bana gülmüştü.

Beraber eşyalarımızı yerleştirmeye başladıktan sonra odanın balkonuna ilerledik. Beraber iki kişilik salıncağa oturup masmavi denizi izlemeye başladık.

"hyung bu sabah bana bir şey söyleyecektin"

Derin bir nefes aldı.

"jungkook ben özür dilerim. Sadece dinle sakın kesme.

Jungkook ben sana........"



Burada kestiğim için üzgünüm sadece biraz merak unsuru salmak istedim. Ve yine sizden özür dilerim ne zamandır bölüm atmıyorum bazı önemsiz sebeplerden dolayı ama yb en kısa zamanda atacağım

İyi okumalar, sizleri seviyorum

QPM

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin