İNTİKAM |HUNHAN|

Bölüm 21

Ω

"Annenlere dışarıda yemek yiyelim demem iyi oldu değil mi? Müstakbel damat olarak daha ciddi göründüm bence."

Luhan saçlarını toplarken iç çekti. "Hayır, sevdiğim için gerizekalı da demek istemiyorum ama gerizekalı mısın ömür törpüm benim? Annemle babam seni kendi evladı gibi seviyor zaten. Neden böyle yapıyorsun?"

"Bak, sorun bu zaten. Şimdi evladın olunca ne kadar mal olsa da seviyorsun çünkü evladın lakin şimdi ben evlatlıktan çıkıp damatlık kategorisine giriyorum ve artık sevmeyebilirler. Ben bu-" Dudaklarını hissedince erimiş peynir gibi titredim ve sustum. Bence gerilmekte haklıydım evlat başka damat başka.

Bana sımsıkı sarılıp alnımdan öptü. "Sen eğlencelisin, komiksin, yakışıklısın ama her şeyden önemlisi beni çok seviyorsun ve bunu biliyorlar. Senden daha iyi damat bulamazlar. Gerilme, her zamanki Sehun ol."

Sözler başımı döndürmüştü. Bana üç güneşimiz var ve dünya tepsi şeklinde dese başımı sallayıp katılırdım. Beyim ne derse o doğrudur. Ceketimi giydikten sonra aynada son kez kendime baktım. Yine çok yakışıklıydım.

Jisoo'yla Lisa'yı geçen günah gecesinde dağılan evi toplamaları için çağırmıştık. Akşama misafirlerimiz vardı ve evimiz düzenli olmalıydı lakin ikimizde tembellikte bir numara olduğumuz için devreye onlar girmişti.

"Evlatlarımın fotoğrafını çekeyim, bu günleri de görmek varmış." Jisoo elini kalbine bastırmış, oğlu evlenen anneler gibi davranıyordu. Poz verdikten sonra kapıyı açtık. "Sizi seviyoruz kızlar, her şey için teşekkürler!"

Kapıyı kapattıktan sonra Luhan telefonundan uygulamayı açtı. Uber aracının gelmesine az kalmıştı. Ben de müstakbel kaynanacağıma mesaj attım. "Biz araca binmek üzereyiz Min ji Teyzeciğim. Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir."

"Biz de indik oğluşum, taksiye biniyoruz. Öptüm seni."

Bana oğluşum dedi, ah ah daha şimdiden kalbini çalmıştım kaynanacığımın. Ben ekrana mal gibi bakarken Luhan alnıma çat diye vurdu. "Sen benim dışımda kimin mesajına gülümseyerek bakıyorsun lan?"

"Sen beni kıskandın mı şapşal?" Kelimeleri uzata uzata söyleyip yanaklarını ezip büzüyordum. "Beni kıskandın kabul et işte."

Beni yavaşça ittirip kollarını birleştirdi ve omuz silkti. "Kıskanamaz mıyım oğlum? Kimsenin mesajına öyle gülemezsin." Kaşlarını çatıp bana pis pis baktı.

Kollarını açıp sarıldım. "Çok tatlısın ve bunu uzatmayı çok isterdim ama kıyamıyorum sana. Annenle konuşuyorum aptal. Bana oğluşum dedi." İki yana sallamaya başladım bizi. Kahkaha atıyordu. "Gerizekalı o sana senin götünü ısırırım şerefsiz bile dedi, oğluşuma mı seviniyorsun?"

Haklıydı, hafif abartmış olabilirdim ama ne yapayım işte... Bana benim ailemden daha iyi bir aile olmuşlardı ve beni sevdiklerini de biliyordum ama eğlenceliydi böyle davranmak. Kendime ufak tatlı sürprizler hazırlıyordum işte.

Gelen Uber aracına binip yola koyulduk. "Luhan eğer dişimde bir yeşillik falan kalırsa beni uyar olur mu? Rezil olmak istemiyorum." Elimi tuttu ve iç çekti. "Yanyana oturacağımız için bu imkansız. Hem annemle babam senin on tane marşmelovu ağzına tıktığını da gördüler. Bence yeşillik onları rahatsız etmez."

"Onlar için demedim, biliyorum takılmayacaklarını. İnternette bir video gördüm adam tüm gün öyle vlog çekmiş ve aşırı rezil bir görüntüydü. Kahkahalar attım izlerken de ben ne diyordum?"

"Hiçbir şey demiyordun sevgilim, düşünme bunları. Geçici iq düşüklüğü yaşıyorsun sadece."

Kolunu ısırıp başımı omzuna koydum. "Sadece sana sahip olduğum için çok şanslıyım ve kaybetmek istemiyorum."