Bölüm 24

250 23 1
                                    

Bölüm Şarkısı: Lady Gaga - Born This Way!

Ω

Papyonumu taktıktan sonra aynada kendime tekrar baktım. Ayağımda canım Rihanna'mın yaptığı ayakkabı kreasyonundan kalın tabanlı siyah ayakkabım vardı, orijinalini almak için böbreğimi vermem gerektiği için imitasyonunu elli liraya almıştım. Çakma değildi, birebir kopyasıydı.

Siyah dar pantolonumun kısa paçalarının altından üzerinde notalar bulunan çorabım gözüküyordu ve ben bu çoraplara verdiğim otuz liraya bir gram bile acımamıştım. Siyah mat gömleğimin yakalarını indirdim. Papyon ve bel askısı uyumuna bitiyordum. Belime tam oturan ceketimi giydiğimde artık baloya hazırdım.

Luhan ise oflamaya devam ediyordu. Saçlarına ne yapacağına karar verememişti, beş kere toplayıp bozmuştu güzelim saçlarını. Kendini yatağa atıp debelenmeye başladı. "Düz mü yapsam yoksa dalgalı mı olsa ama bir yandan da toplamak istiyorum, ne yapayım Sehun?" İsmimi uzata uzata söylediğinde üstünü başını yırtıp cinsi münasebete giresim geliyordu.

"Üçünü de istiyorsan, bir kısmını düz bırak bir kısmını dalgalandır kalan saçlarını da topla?" Yastığı bana doğru fırlatırken yana kaçtım. "Şaka yapıyorum, bence topla. Hem şık durur hem de nefesimi kesersin."

Pis sırıtış kapladı yüzünü. "Senin nefesini her türlü keserim."

Gözlerimi devirdim ama haklıydı. Ona her şey yakışırdı ama en çok ben yakışıyordum.

Saçlarını toplarken süzdüm onu iyice. Siyah Vans ayakkabılarını giymişti ve dar gri pantolonunun altında Yıldızlı Geceler tablosuyla bezenmiş çorapları gözüküyordu. O çorabı ondan en kısa sürede çalmalıydım. Çorabının rengiyle uyumlu mavi gömleğini giymiş ve yaka kolyesi takmıştı. Saçlarını topladığında nefes kesici gözüküyordu. Gözlerim dar pantolonunda iyice belli olan yuvarlak ve şekilli kalçalarına kaymıştı. Yavaşça yaklaşıp arkasından sarıldım. Aynadan bana bakıp gülümsedi. "Nefes kesicisin, her zamanki gibi hayat ışığım."

"Sen de fena değilsin bey." Dil çıkartıp koltuk altını gıdıkladım ama hiçbir yerinden gıdık almadığı için bana mal mal bakıyordu. Omzuna her zamanki gibi hafif yumruklarımdan birini geçirip, ceketini giymesine yardımcı oldum. Mükemmel bir çift olmuştuk.

Lisave Jisoo, çağırdıkları Uber aracı ile evin önüne geldiklerinde hızla aşağıya indik. Transit aracın içine bindiğim gibi ıslık çalmaya başladım. "Hetero olsam ikinize de yürürdüm şu an."

Makyajları bozulmasın diye sosyetik teyzeler gibi havadan öptük birbirimizi. Araç hareket haline geçtiğinde biz de fotoğraf çekilmeye başlamıştık.

Jisoo'un saçları kıvır kıvırdı ve mini bir deri etek giymişti. Fileli çorapları ile kalın topuklu ayakkabılarıyla tam bir rock yıldızı gibi görünüyordu. Koyu kırmızı büstiyeri ile kısa siyah deri ceketi ince belini öne çıkartmıştı. Taş gibi hatundu.

Lisa ise uzun saçlarını at kuyruğu yapıp mavi derin yırtmaçlı bir elbise giymişti. Uzun bacakları yırtmaçla beraber daha da uzun gözüküyordu. Manken gibiydi, onun da Jisoo'dan aşağı kalan bir yanı yoktu.

"Ne söyleyeceğine karar verdin mi?"

Başımı salladım. "İlkokuldayken, kendimden nefret ederken, tüm hayat bana karşıymış gibi hissederken dinleyip çılgınlar gibi dans ettiğim ve kendimi kabullenmemde bana çok yardımcı olan, yakın dönemin en anlamlı şarkısını-" Luhan konuşmamı bölüp "Born This Way'i söyleyecek." diye kısa kestiğinde kollarımı önümde birleştirip tavır aldım.

İNTİKAM |HUNHAN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin