Bölüm 28

248 19 1
                                    

Ω

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim, yanımdaki makineden ritmik bip sesleri yükseliyordu. Bana ne olmuştu? 

Gözlerimi kapatıp hatırlamaya çalıştım. Luhan'a evlenme teklifi etmiştim, masanın üzerinde sevişmiştik. Uyandım ve çöpü atıp Mekan'a doğru ilerlemeye başladım. Sahne aldığım mekanın adının Mekan olması aşırı saçmaydı

Nerede kalmıştım? Mekan'a ilerlerken ara sokakta Arizona kertenkelesi ve saz arkadaşları tarafından sıkıştırılıp dayak yemiştim. 

Luhan! Benden sonra ya Luhan'a gitmişlerse? Ben onu koruyamamışsam ve ona zarar gelmişse onların ağızlarını birbirlerinin götüne dikip insan kırkayak yapardım. Kalp ritmimim atmasıyla makineden çıkan iğrenç sesin hızı da artmıştı. Derin bir nefes aldım. Herkes neredeydi? 

"Kimse var mı?" Sesim kısık çıkıyordu. Kapı hafif aralandı ve doktorun konuşmasını duydum. "Uyanmasını beklemek dışında yapabileceğimiz bir şey yok." 

"Uyanmama ihtimali de her zaman var yani?" Luhan'ın sesini duyduğumda yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. O iyiydi ve benim uyanmamı bekliyordu. 

"Ben uyandım. Benden bu kadar kolay kurtulamazsınız!" Avazım çıktığı kadar bağırdım ama sesim hala çok zayıf çıkıyordu. Boğazımın kuruluğundan öksürmeye başladım. Odanın içi ayak sesleriyle yankılanırken Luhan'ı gördüğümde kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Gelip yandaki şişenin kapağını açıp bana içirmeye başladı. "İyisin, benden sonra sana saldıracaklar diye çok korkmuştum." 

Yanağımı okşarken gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu. "Kim yaptı? Bunu sana kim yaptı sevgilim. Söyle, onları bulup öldüreceğim." Elimi yavaşça kaldırıp yanağından süzülen yaşları sildim. "Ağlama, ben iyiyim ama en önemlisi sen iyisin. Onları bulacağız ve buna pişman edeceğiz." 

Doktor öksürüp araya girdi. "Polis haber verdi, söylemeyi unutmuşum. Kameraları izleyip takip etmişler. O gün başka bir hastanede yatan ve şu an tedavi gören bir kişi ve onu hastaneye getiren on iki kişinin saldırganlar olduğu ortaya çıktı. On ikisi şu an nezarette, diğeri ise tedavisi bitince onlara katılacak. Senin ifaden alındıktan sonra da nöbetçi mahkemeye çıkartılırlar. Ben polislere haber vereyim, o sıra sen de dinlen." 

Başımı salladım. "Moda katiliydi, az kalsın benim de katilim olacaktı. Şu okuldaki aptal." Elimi sımsıkı tuttu. "Bilincimi kaybetmeden onu güzel benzetmiştim." 

"Seni kaybedeceğim diye çok korktum." Başını omzuma yasladığında karışmış saçlarından öptüm. "Bilincimi kaybetmeden önce düşündüğüm tek şey sendin. Benden sonra sana zarar verirler diye korkmuştum. Eğer ölseydim, ruhum musallat olurdu onlara." Patlamış dudağımın acımasını umursamadan gülümsedim. "Ölüm deme, düşünmek istemiyorum. Kai olmasaydı belki de..." 

Tek kaşımı kaldırdım. Şakağımdan ağrı yayılmıştı. "Kai?" 

"O seni kurtardı Sehun... Bizim bara gidiyormuş, kestirmeye girmiş ve seni bulmuş. Biliyorsun orası çok tenha... Eğer o girmeseydi belki saatler sonra bulunurdun ve geç kalırdık. O günden beri buradayız, senin başındayız. Jennie geldi, okuldan tanımadığımız bir sürü insan geldi senin için." 

Derin bir nefes almıştım, en son hastanede uyanmamın nedeni olan çocuk bu sefer hastanede uyanmamı sağlamıştı. Ona olan nefretim biteli çok olmuştu, hatta o hayatıma hiç girmeseydi belki her şey daha farklı ve kötü olabilirdi. Yaptığı onca kötülüğe minnettar olacağım, aslında ona minnettar olacağım aklımın ucundan geçmezdi. Kai'ye bir teşekkür borçluydum. 

İNTİKAM |HUNHAN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin