33. Güven

105 12 1
                                    

Doruk'tan..

"Kaç kere diyeceğim sana Doruk, otur da bir kere kendi dersine kendin çalış diye?"

"Off be Toprak, hadi bir kereliğine yardım et, gelecek sefere kendim çalışacağım vallahi üşeniyorum bu sefer."

"Hep öyle diyorsun zaten, aptal olup gideceksin oğlum, çalışsan senin de kafan var işte niye kullanmıyorsun?"

"Dedim ya, üşeniyorum."

"Sana dil dökende kabahat be, defol ne istersen yap. Bendeki notlar Emre'deydi, ondan alırsın."

"Öpüyorum Topruşum, sağolasın bal peteğim!"

En sonunda bana katlanamayan canım arkadaşım telefonu sertçe yüzüme kapatmış ve ona edeceğim iltifatları yarım bırakmıştı..

Sırıtarak omuz silktim ve bu sefer Emre'yi arayıp notları bir an önce bana hazır etmesini söyledim. Şanslıydım ki Emişim benim daha vicdanlıydı ve iki kere yalvar yakar edince 'tamam' deyip benim yerime beni sınavdan geçiriyordu. Helal be aslanıma!

Beren'le buluşacağımız saatin yaklaştığını farkedip yattığım yerden kalktım ve dolabıma ilerleyip üstüme bir şeyler geçirdim. Montumun cebine ihtiyacım olacak şeyleri atıp evden çıktım ve biricik sevdiceğimle buluşmak üzere adımlarımı hızlandırdım. Bu aralar sınav haftası yüzünden kulüple ilgilenemiyordu benim yavrum, hep ben yardım etmek zorunda kalıyordum. E hal böyle olunca kim niye sınava çalışsın ki??

Sınavda salladığım her soru doğru çıkıyor nasılsa, gelecek dönem düzeltirim kendimi amaan..

Geldiğim evin önünde dururken üstümü başımı düzeltip zili çaldım ve cool duruşlarımdan birini takındım. Annesi falan çıkarsa iyi görüneyim en azından.

Tahmin ettiğim gibi kapıyı bir kadın açarken bunun gerçekten ikizlerin annesi olduğunu anlamıştım çünkü gözler aynı Beren'in gözleriydi. "Merhaba, teyzeciğim," diye tatlı tatlı mırıldanırken kadın kaşlarını havalandırıp yüzüme baktı. "Merhaba çocuğum, kime bakmıştın?"

"Ben Doruk, Beren'e bakmıştım.."

Kadının gözleri açılırken yüzünde güller açtı resmen. "Hoş geldin Doruk oğlum, geçsene içeri," derken sevecenlikle kapıdan geçmem için çekilmişti. Tereddüte düşerken, "Yok ben burada beklerim Beren'i, dışarı çıkacaktık da," dedim tam olarak lafı nasıl evirip çevireceğimi bilemezken. "Olur mu öyle şey yavrum, soğukta kalma içeride beklersin bizim kızı."

Kadını kırmamak için gülümseyerek içeri geçtim usulca. "Peki madem.." Montumu çıkarırken bana bırakmadan alıp portmantoya astı hemen. "Senden bahsediyorlar ara sıra bizimkiler, doğrusu tanışmayı istiyordum da fırsat ayağıma geldi. Ben Kumsal, ikizlerin annesi." Kadının hızlı hızlı konuşmasını sakince dinledimm ve başımı salladım. "Memnun oldum Kumsal teyze, ben de..-" Cümleme devam edecekken Beren'in sesini duymamla başımı çevirip ona baktım. "Doruk, hoş geldin!" derken neredeyse koşuştururcasına yanıma gelmişti. "Sen hangi ara geldin ya? Duymadım.."

Hemen yanımda biterken tereddütsüz bir şekilde annesinin önünde koluma girmiş ve gülümsemişti. "Tanıştırma fırsatını bulmuşuz anne, Doruk benim erkek arkadaşım." Şaşkınlıkla onun bu rahat ve kendinden emin tavırlarına anlam veremeyerek bakarken nasıl bu kadar kolay açıklayabildiğini düşünmekteydim. Birbirimize itirafımızı ederken bile bu kadar rahat değildi. Demek ki annesi sizden bahsediyorlar derken Beren gerçekten benden annesine bahsediyormuş..

Annesinin adımı duymasıyla yüzünde güller açmasının sebebiyse muhtemelen beni iyi tanıttığının göstergesiydi.

Sebepsizce kendi düşüncelerimle bile mutlu olup gülümserken Beren'in bana verdiği değeri bu kadar hissetmem anlatamayacağım kadar muhteşem hissettirmişti. Demek ki beni annesine anlatacak kadar seviyormuş..

Ay Parçası |Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin